Roj TV'de naklen yayın
Ankara'nın tüm konsantrasyonu, Roj TV'yi kapatma çabasına yoğunlaşıyor. Ama sonuç yok, çünkü Danimarka hükümeti, ifade özgürlüğünden, Türk diplomatların Danimarka bürokrasisini anlamadığından, üstelik sunulan dosyaların "zayıf" olduğundan söz ediyor. Ankara'daki diplomatik çevrelerde de kabul gören bu teze göre, Ankara'nın Danimarka'ya sunduğu dosyalar, "yalap şap" hazırlanmış. Demokratik bir devlette mahkemelerin bir televizyonu kapatması için gereken hukuki argümanlar açısından zayıf. PKK ile ilişkiyi kanıtlayabilecek sağlam deliller yok. Aksine "Zübeyir Aydar da, Roj TV'ye çıktı" gibi duygusal tepkiler var. Türkiye'ye daha titiz çalışması ve ince işçilik yaparak kuvvetli argümanlar sunmasını salık verenler, Roj TV'nin son dönemdeki yayınlarının ne kadar "ılımlı" olduğunu ve PKK eylemlerini doğrudan sahiplenmediğini de hatırlatıyor. Gerçekten de son günlerde Roj TV'yi seyrettiyseniz, eski Ahmet Kaya konserleri, çocuk programları, ya da uzun oturumlar görürsünüz. Özellikle son aylardaki yayınlar "kültürel". Haberlerde kullanılan dil, PKK'yla araya mesafe koyuyor. Ancak bir de dünyanın gerçekleri var. 1993 yılında Lüksemburg'da kurulan " Roj " isimli şirket, daha önce Med TV'yi finanse etti. bu kanalın İngiltere'de kapanması üzerine aynı şirket şimdi Roj TV'ye dönüştü. Geçmişte bu şirketin doğrudan PKK'nın da pay aldığı uyuşturucu parasıyla finanse edildiği bilgisi, yalnız Türkiye değil bir çok Avrupa ülkesinin istihbarat biriminde vardı. Bu yüzden İngiltere tereddütsüz kapattı Med TV'yi. Aynı şirket, şu anda Roj TV olarak yayın yapıyor. Hadi ikna olmadınız, o zaman Hizbullah'ın yayın organı olduğu için Fransa, Hollanda, İspanya dahil 7 ülkenin uydudan çıkardığı Al-Manar televizyonunun durumuna bakalım. Al Manar da çocuk programları, kültür programları olan bir kanaldı. Hatta Nisan, Tefal, Jovial gibi bir çok saygın markadan reklam bile alabiliyordu. Sürekli kafa kesme ve intihar eylemi çağrısı yoktu. Her ne kadar giderlerinin büyük bölümü İran hükümeti tarafından karşılansa da, O. J. Simpson'u aklayan jürinin önüne çıksa, Hizbullah'la organik bir bağı olmadığını kanıtlayabilirdi. Ama herkes o bağı biliyordu. Bu yüzden Avrupa Birliği'nin ortak kararıyla yedi ülke uydudan çıkardı. Hukuki açıdan olmasa da " sağduyu " açısından al-Manar'ın terör bağlantısı konusunda kuşku yoktu. Örneğin çocuk programlarında bile "intihar eylemi" özendiriliyor, Irak'taki şehit olmanın güzelliğinden söz ediliyordu. 29 bölümlük El-Şatat Ramazan özel programında, bir haham Hıristiyan komşusunun boğazını keserek kanından Yahudilerin Hamursuz Bayramı için ekmek yaptı. Bu açıkça terörizm mi? Hayır. Ama teröre felsefi destek sağlamak amacıyla ortaya atılan bariz bir antiSemitizm. Ne sanat ne ifade özgürlüğü Al Manar'ı kapatan irade, Roj TV konusunda sessiz. Sarışın Danimarkalılar, mavi gözlerini masumca kırpıştırıp "Ah şu çılgın Türkler! İfade özgürlüğünü hiç anlayamayacaklar" diyor. Gerçekten de insanların hayatı söz konusu olunca, "bazı özgürlükleri"anlamak kolay değil.
|