kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
    Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
'Devler arasına gireceğiz'
Kamu bankaları özelleşecek

'Devler arasına gireceğiz'

Yapısal problemlerin üstesinden gelmeye yönelik adımlar atan Türkiye, bu politikaların sonucunu aldıkça gelecek dönemlerde uluslararası rekabet ortamında aldığı payı artıracak.

Türkiye'de kapsamlı bir liberalleşme süreci 1980'li yıllarda başlamış olup, devlet kontrolünde, içe dönük kalkınma modeline dayanan bir ekonomik yapıdan dışa dönük, piyasa odaklı bir sisteme geçilmiştir. Bu geçiş döneminde, 1970'li yılların sonunda karşılaşılan ekonomik darboğazın aşılarak sürdürülebilir bir büyüme ortamının yaratılması, ithal ikameci modelin terk edilerek dışa dönük ve ihracata dayalı bir büyüme politikasının oluşturulması ve piyasa ekonomisine işlerlik kazandırılması hedeflenmiştir.

90'LI YILLAR KRİZ YILLARI
Bu çerçevede dış ticaret rejimi liberalize edilmiş, ihracatın desteklenmesine yönelik çeşitli teşvik ve sübvansiyonlar sağlanmıştır. Diğer taraftan, finansal yapıda var olan kısıtlar kaldırılmış ve piyasalarda kurumsallaşmanın sağlanmasına yönelik adımlar atılmıştır. Bu kapsamda faiz oranlarının piyasada belirlenmesi ve kur politikasının esnek bir yapıya kavuşturulması öngörülmüştür. Yabancı sermaye hareketlerinin serbestleştirilmesi ile ilgili düzenlemeler 1989 yılında yapılmış ve Türk Lirası'nın konvertibilitesinin sağlanması yönünde önemli adımlar atılmıştır. 1980-1989 döneminde gerek dışa açılma, gerekse uygulanan maliye ve para politikaları büyüme performansına, serbest piyasa ekonomisinin kurumsallaşmasına, ekonominin uluslararası piyasalara entegrasyonuna ve rekabet gücünün artmasına olumlu katkıda bulunmakla birlikte ekonomideki makroekonomik istikrarsızlık sürmüştür. Bunun temel nedenini ise yapısal sorunlara çözüm getirilmekte yetersiz kalınması oluşturmuştur. Ekonomik büyüme 1980 sonrasında dalgalı bir seyir izlemiş, temel sorunlar olan enflasyon ve bütçe açıkları kalıcı olmuştur. Uzun yıllar kamu maliyesinde disiplin sağlanamaması ekonomide dalgalanmalara yol açmıştır. 1990'lı yıllarda giderek artan kamu açıklarının yüksek maliyetli iç borçlanma ile finanse edilmesi bütçe içerisinde faiz giderlerinin payını hızla artırmıştır. Yüksek reel faizlere bağlı olarak kamu kesimi borçlanma ihtiyacındaki artış bankaların özel kesime kaynak sağlamaktan uzaklaşarak kamu kağıtlarına yönelmesine yol açmıştır. Bu dönemde yoğunlaşan küreselleşme olgusunun bir sonucu olarak, dış ticaret ve sermaye hareketlerinde artan serbestleşme eğilimi Türkiye ekonomisini de etkilemiştir. Bu ortamda süreklilik arz eden yüksek enflasyon ve istikrarsızlık ekonomimizi krizlere karşı kırılgan bir yapıya sürüklemiştir.

REFORMLAR ETKİLİ ROL OYNADI
Nitekim, 1990'lı yılların başından itibaren ekonomi art arda farklı boyutlarda krizlerle karşılaşmış ve pek çok istikrar programı uygulamaya konulmuştur. Son yıllarda uygulanmakta olan ekonomi politikaları uluslararası piyasalar ile entegre, liberal bir ekonomiyi oluştururken, ekonomideki mevcut sorunlara kalıcı çözümler üretecek bir mücadeleyi amaçlamıştır. Bugün uygulamakta olduğumuz ekonomi politikaları sonucunda ekonomik aktörlerin yıllardır önlerini rahatça görebilzmelerini engelleyen ekonomideki inişli çıkışlı yapı sona ermiş; sürdürülebilir büyüme ortamına girilmiş, enflasyon ve faiz oranlarında dalgalanmalar ortadan kalkmıştır. Ekonomik istikrarın sağlanmasında son üç yılda yapısal alanda hayata geçirilen birçok reform büyük rol oynamıştır. Söz konusu reformlar, piyasa mekanizmasının güçlendirilmesi, ekonominin rekabet gücünün artırılması ve AB ekonomik yapısına entegrasyonun sağlanması açısından büyük önem taşımaktadır. Gerek bu adımlar ve gerekse makroekonomide istikrar küresel boyutta rekabete açık ve özel sektörün öncülük edebileceği bir ekonomik ortamı hazırlamaktadır. Bugünlere kadar ekonomik problemlerin temelinde yatan yapısal problemlerin üstesinden gelmek üzere kamu sektörünün işleyişine, mali piyasaların yeniden düzenlenmesine, özel kesimin önündeki engellerin kaldırılmasına yönelik reformlar ağırlık kazanmıştır.

MALİ SEKTÖRDE REFORM
Kamu sektörü reformu kapsamında; kamu kesiminde verimliliğin artırılması, iyi yönetişimin sağlanması, idari kapasitenin güçlendirilmesi, bütçe disiplininin sağlanması, kamu hizmetlerinde etkinliğin, şeffaflığın ve hesap verilebilirliğin artırılması hedeflenmiştir. Bugüne kadar bu alanda birçok yapısal düzenleme hayata geçirilerek ve çok sayıda düzenleme de sonuçlandırılma aşamasına getirilerek ekonomi yönetiminde kamu kesiminin rolü yeniden tanımlanmıştır. Kamunun bazı alanlarda üretimden çekilerek düzenleme ve denetleme rolünü güçlendirmesine yönelik yapısal düzenlemeler büyük ölçüde tamamlanmıştır. Bu çerçevede şu ana kadar kamu, birçok sektördeki üretim faaliyetlerinden bütünüyle çekilmiş ve son dönemlerde yoğunlaşan özelleştirme faaliyetleriyle de pek çok sektörde belirleyici konumunu özel sektöre devretmiştir. Mali piyasalar ile mal ve faktör piyasalarının gelmiş bulunduğu serbestleşme düzeyini daha da ileriye götürmek için gerekli mekanizmaların güçlendirilmesi ve ekonomide özel sektörün rolünün artırılması hedeflenmektedir. Bu amaçla özel sektörün ihtiyaç duyduğu kaynağın etkin bir şekilde mali sektör tarafından temini temel hedefimizi oluşturmaktadır.

İBRAHİM ÇANAKCI


1 2 3 4 5
 
DİĞER FİNANS HABERLERİ
 20 yılda 141 kat büyüdü
 Şimdi yabancıyla evlilik zamanı
 Finans AB'ye hazır
 'Sağlıklı finans sektörü şart'
 'Yabancı payı yüzde 30 olur'
 Cüzdanlarımız kredi kartı doldu
 'Ülke sınırlarının dışına taştık'
 'Gelişmiş ülke olmak hayal değil'
 '20 yılda 60 kat büyüme kaydettik'
 'Yüzümüzü dışa çevirdik ilerliyoruz'
 'İstikrar için reformlar sürdürülmeli'
 Onlar artık 'katılım bankası'
 Bedelin en ağırı İmar'la geldi
 Her krizde dibe vurduk, AB ile umutlandık
 Yabancı payı Avrupa Birliği ile 2005'te zirveye çıktı
 Özelleştirme tartışmaları bir türlü bitmek bilmedi
 Hayal deniyordu ama sonunda vadeli borsa VOB da kuruldu
 Her mağduriyet bireysel yatırımcıyı borsadan kaçırdı
 Gönüllü emeklilik için 1 milyar YTL akıttık
 Yeni yılla birlikte yüzde 15 stopaja merhaba diyeceğiz!
 Repo ve mevduata avantaj geldi
 Senedi 1 yıl 'tut' vergi ödeme
 SPK Yasası da kendini AB'ye uyduruyor
 20 yılın mihenk taşları
 SPK denetçisine Cumhuriyet Savcısı yetkisi verilecek
 Vakıf-Deniz halka arzı yüreklendirdi!
 Dolar 3 yıldır kaybettiriyor
 Dolar yatırımcısı 3 yılda % 17 kaybetti
 Eurobond döviz seveni ihya etti
 Getiride İMKB, 20 yılın şampiyonu oldu
 82 yılda 15 kriz atlattık bunun 6'sı son 20 yılda
 18 yılda, 7 kriz atlatan adam 'emekli' olacak
 Euro'ya geçiş Avrupalı'yı üzdü
 Editörden...
GAZİ ERÇEL
Merkez Bankası'nın zor kazanılan bağımsızlığı
Önce bir...
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN
Yeni bankacılık kanunu neler getirecek?
Türkiye, piyasa...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu