Önce zihin değişimi
Bu bir anlamda, "çok parası olanın" değil, "çok iyi bir fikri olanın" kazandığı yeni bir dünya anlayışına geçtik.
Türkiye'nin yaklaşık çeyrek yüzyıl önce başlayan bu yolculuğunu, sadece ekonomik temelli bir dönüşüm modeli olarak değerlendirmek; yalnızca ekonomi terimleriyle tanımlamaya çalışmak, yeterli değil. Bu dönüşümün en az ekonomik boyutu kadar önemli, hatta belki de daha önemli olan politik, kültürel ve düşünsel boyutlarını da dikkate almamız gerektiğine inanıyorum. Ekonomi bu üç kavramla da mutlak bir sebep-sonuç ilişkisi içinde. Zihinsel anlamda bir değişim yaşanmadan, ekonomik alanda tutarlı, sürdürülebilir ve içselleştirilebilen bir dönüşüm yaşamanın imkansızlığı konusunda pek çok örnek sıralanabilir.
HEYECAN VE YARATICILIK Burada zihinsel dönüşüm ile ifade etmek istediğim, bir paradigma değişikliğidir. Yani, ekonomiden, kalkınmadan, gelişmişlikten bahsederken artık eski paradigmada olduğu gibi üretim, mülkiyet, kapital gibi kavramlar yerine; etkin pazarlama, yaratıcılık, farklılaşma gibi kavramlara vurgu yapıyor olmamızdır. Bu bir anlamda, "çok parası olanın" değil, "çok iyi bir fikri olanın" kazandığı yeni bir dünya anlayışına geçişimizdir. İşte 'girişim'de, bu zihinsel dönüşümün bize hediye ettiği kavramlardan biri. İçinde iyi bir pazarlama fikri, heyecan, yaratıcılık, cesaret, vizyon gibi pek çok bileşeni de barındıran bu kavramın, Türkiye ekonomisinin bugünü ve geleceği için taşıdığı önemin henüz yeterince anlaşılamadığını düşünüyorum.
|