kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Omer Lutfi Mete @ SABAH
 

'Bağlanın ve bekleyin gelip sizi öldüreceğim'

Aylar önce Suriye asıllı Kanada vatandaşı Mahir'in başına gelenleri burada özetlemiştim. Kennedy havaalanında -herhalde Arap kökenli olduğu için- Kaide militanı diye şüphelenilerek gözaltına alınan bu talihsiz insanın başına gelenler kitaplık bir çağdaş vahşet öyküsüdür.
Önce ABD makamları tarafından birkaç gün sorgulandıktan sonra deri koltuklu bir uçakla pek ağır bir konuk gibi kaldırılır... Şu günlerdir lafı edilen CIA uçaklarından biri olsa gerek. Yeni Dünya'nın şanına yakışır bir konforla Suriye'ye postalanan Mahir orada işkence uzmanları tarafından günlerce eziyete tabi tutulur.
Ne işti bu?
ABD, günde beş vakit 'asarım-keserim' diye kükrediği Suriye'den rica ediyor:
- Kardeş, sana bir Kaide'ci bir militan yolluyorum. Ben uygar bir ülke olduğum için kendisine işkence yapıp öttüremiyorum. Sen nasılsa barbar bir ülkesin, al şunun canına oku da öğrendiklerini bir zahmet bana bildir!
Suriye öyle korkuyor ki, Moğol afeti sırasında bütün Avrasya ve Ortadoğu'ya hakim olan dehşetin bir benzerini yaşadığı için itiraz bile edemiyor:
- Başım gözüm üstüne!
Moğol korkusunu bir öyküyle hatırlamakta yarar var:
Cengiz'in askerlerinden biri yirmiye yakın adamı esir alıyor ve emrediyor:
- Hadi birbirinizi bağlayın, benim biraz işim var, az sonra gelip sizi öldüreceğim.
Esirler kuzu kuzu söyleneni yaparken biri itiraz ediyor:
- Yahu bu adam tek kişi. Öldürelim ve kaçalım.
Öbürleri hep bir ağızdan bağırıyor:
- Ne diyorsun, o Moğol be, Moğol, farkında değil misin?
-Moğol ama nihayet bir tek adam işte. -Olmaz...
Moğol askeri işini bitirip geliyor ve öldürülmeyi bekleyenlerin kellesini alıyor; rivayet bu ya itiraz eden kişi de bir bıçak darbesiyle onun canına okuyor.
Dönemin kaynaklarına geçen -gerçek veya palavra- bu ve benzeri hikayeler, azıcık abartılı bile olsa, o çağda yaşanan Moğol paniği ancak böyle anlatılır.
Yeni Haçlılar da ('neocon' deyiminin hakiki Türkçe'si) başta Müslüman ülkeler olmak üzere bütün dünyada aynı dehşeti uyandırmış bulunuyor.
Tabii Suriye asıllı Mahir ata yurdunda ABD hesabına işkenceden geçirilmesine rağmen hiçbir şeyle suçlanmaz ve serbest bırakılır.
O olaydan sonra Yeni Haçlıların nerede neler yapabileceği hakkında epeyce bir fikir sahibi olmuştum. Medyamızın pek iltifat etmediği birtakım verileri de üst üste koyunca AB ülkelerinin de işkenceci başına suç ortaklığı yapabileceklerini kestirmek zor değildi. Bu ülkelerin kim oldukları sır da sayılmaz. Resmen belgelenmedikçe adlarını anamayacağımız bu suç ortaklarının hangi devletler olduğu aslında herkes tarafından bilinmektedir. Herhalde ilk akla gelecek olanlar, büyük bir aşk ile Irak'taki kan banyosuna koşanlardır.
Görünüşe bakılırsa AB bu suç ortaklarını takip etmek istiyor. Hatta yaptırım uygulamaktan bile söz ediyor. Ne var ki, Brüksel'in verdiği bu görüntü hiç de inandırıcı değil. Gerçi AB'nin gerçek bir değerler ve ilkeler topluluğu olduğuna inanmış görünenlerin beklentisi sürüyor. Mesela Avusturya gazetesi Der Standard şöyle diyor:
-CIA ile işbirliği yaparak insan haklarını ihlal eden ülkelere karşı herhangi bir yaptırım uygulanmaya başlanırsa, bu en azından bir değerler topluluğu olarak AB'nin şerefini kurtaracak, Brüksel'in de yalnızca bürokratik bir yapıdan ibaret olmadığını gösterecektir.
Bekle uşağım bekle, yonca biter de yersin! Şüphe yok ki Avrupalı bir kısım aydınların bu işkence suçu konusunda samimi tepkileri sürecektir. Yeni Haçlıların AB'li işbirlikçilerini ortaya çıkarmak için gayret gösteren çevreler olacaktır. Ancak bütün güzellik bundan ibaret kalacak, AB'yi gerçek bir 'uygarlık atılımı' olarak algılamak isteyen iyimserler, Brüksel'in suçlu üyelere yaptırım getiremeyeceğini göreceklerdir.
Zira 'bağlanın ve bekleyin, işim bitince sizi soyacağım, gerekirse öldüreceğim' diyen Yeni Haçlılara karşı koyabilecek bir babayiğit henüz yeryüzü haritasında görünmüyor.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Üstü de nifak, altı da   / 29-11-2005
 STK mı güçlü, atom mu?   / 28-11-2005
 Sezer'in ikiyüzlülüğe direnişi   / 25-11-2005
 TRT 'Yurttan Sesler' yazısı   / 24-11-2005
 İsviçre'den TC'ye 'sivil' goller   / 22-11-2005
 Olmayana ergi siyaseti   / 21-11-2005
 Erdoğan ne demek istedi?   / 18-11-2005
 TC'ye sıcak çatışma ninnileri   / 17-11-2005
 Brövenin Atatürkçesi neydi?   / 15-11-2005
 Tüfekle oynama şeytan doldurur   / 14-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
The cihaz...
Cihaz dedin mi, üstümüze yok.
Karlanan...
ALİ KIRCA
Ağlamak güzeldir!
Artık, herkes kabul ediyor ki, bu...
UMUR TALU
İç hizmet ve dış merak
Şemdinli astsubayları",...
FATİH ALTAYLI
Tanık Türk basını
FIFA, İsviçre maçında meydana gelen...
ERDAL ŞAFAK
Ankara'da bir konuk
Batı'nın Tahran'daki yeni yönetime...
ÖMER LÜTFİ METE
'Bağlanın ve bekleyin gelip sizi öldüreceğim'
Aylar...
İsrail-Filistin barış için aynı takımda
Ortadoğu'nun kanayan yarası İsrail ve Filistin sınır...
Saddam sayesinde satışları patladı
Devrik Irak ideri Saddam Hüseyin ve birlikte yargılandığı...
Gökdeniz dönüyor
Gökdeniz dönüyor
Tahkim Kurulu, yarın yıldız oyuncunun dosyasını son kez görüşecek.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu