kapat
   
SABAH Gazetesi
 
    Son Dakika
  » Yazarlar
    Günün İçinden
    Ekonomi
    Gündem
    Siyaset
    Dünya
    Spor
    Hava Durumu
    Sarı Sayfalar
    Ana Sayfa
    Dosyalar
    Teknoloji
    Otomobil
    Detaylı Arama
    Arşiv
    Etkinlikler
    Günaydın
    Televizyon
    Astroloji
    Magazin
    Sağlık
    Cuma
    Cumartesi
    Aktüel Pazar
    İşte İnsan
    Sinema
    20. YILA ÖZEL
    Turizm Rehberi
    Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Gördünüz mü!

Zamanında "sosyal sınıf kimlikleri"ni zayi ettirmek, hükümsüz kılmak için bu kadar darbe, işkence, mapus ve ölüm saçmasaydınız...
"Sınıf savaşı"ndan ürküp "milli kimlik, dini kimlik" diye tutturmasaydınız, vurdurmasaydınız, kırdırmasaydınız belki de bunlar gelmeyecekti başınıza.
Herkes kimliğinin peşinde şimdi! Öcalan yeniden fır dönüp "Üst kimlik T.C. vatandaşlığı" derken bu kez Başbakan "dini kimlik" diyor.
Şaka maka, ama "içeride ve dışarıda" şaşkınlık ciddi.


İnsanların, ailesinin sınıfıyla, o sınıfta kalarak, ondan koparak, işle güçle, toplumsal konumla, işbölümü içinde, yahut bilgiyle, idealle, farkındalıkla, mücadeleyle "edindikleri, sahip oldukları, sahip çıktıkları" kimlikler, yani "muhalif kimlikler", azap haline getirilince...
Ne olacak ki, en doğalı, en doğalına sarılmaktı. Şeytan azapta gerekti.
Hayatın, dilin, kültürün, toprağın, dağın, bağın, kuraklığın, çoraklığın, vatanın, onurun, gururun, bu dünyanın, öte dünyanın, ezilmişliğin, kaderin, tarihin, tarihsizliğin, talihin, talihsizliğin, ailenin, ahlakın, geleneğin, göreneğin, buyuranın, doyuranın, canın, tenin, bedenin, acının, sevincin, hayalin, hakikatin, tevekkülün, isyanın, kardeşliğin, düşmanlığın, sınırların, sınırsızlığın, yalnızlığın, aidiyetin, cemaatin, horlanmanın, şefkatin, hasımlığın, hısımlığın, korkunun, coşkunun, tutkunun...
Artık ne eksik ne fazlaysa, her bi şeyin; et ve tırnak gibi, beden ve ruh gibi, doğar doğmaz "senin" olan, miras kalan, tam burada, o anda doğduğun için öyle olduğun, senden kopmaz ezeli ve ebedi bir manası bulunmalıydı.
Milli kimlik, etnik kimlik, dini kimlik... Milletin efendisiyle kulunu, cemaatin zenginiyle fakirini, aşiretin ağasıyla marabasını buluşturan o "doğal birlik".
İster "kızıl elma", ister yemyeşili; isterse "yasak elma".


İnsanlar, ezme güdülerini de, ezilmişliklerini de, en kolay ve yaygın biçimde "doğal kimlikleri"yle açıklar.
Üstünlüklerin de, aşağılamaların da, aşağılanmışlıkların da çoğu zaman "en doğru" açıklaması, kim olduğun ve kim olmadığındır.
Tarih boyunca mutlaka bunun köklerini, kendi köklerinde mutlaka bunun tarihini bulursun.
"Milli" ders kitapları, tarihi, toplumsal dokuyu ve gerçeklikleri kurgularken, "birlikbütünlük" adına bu kimlikleri flulaştırır.
"Milli" politikalar ise, yerine göre, başka tahakkümleri sürdürmek isterken bunların kimine sarılır, kimine darılır, kimini yüceltir, kimini hepten yok sayar.


Cumhuriyet, en korkulan ve "bölücü" olmadığında bile en "yarıcı" sayılan iki kimliği unutturmak, bastırmak ve "milli kimlik" altında eritmek arzusuyla başlamıştı. Eritmek ve arıtmak adına ne yapıldıysa, manzara ortada.
Bugün pozisyonunuza göre "dinci"yi, "Kürtçü"yü suçlayıp her melanetin başı sayabilirsiniz ama...
Her iki "doğal" kimlik birer siyasi kimliğe de dönüşmüşse, buharlaşmak bir yana katılaşmışsa, "milli doğrular"ın da yanlışları olmalı.
25 yıl önce halkın yüzde 90 küsuru 12 Eylül'ü destekledi. Onu, "anarşiyi önleyen milli müdahale" diye değerlendiren de, "Atatürk'ün mirası" gören de, gökten yağan ayetlerle "Allah'ın emri" sayan da oldu.
"Sınıf mücadelesi"ni, istikrarsızlığı bir sınıf (ve dış mihraklar) adına bastıran darbecilerin onları destekleyen kiminize hediyesi şu olmadı mı:
Güneydoğu'da neredeyse her aileye "Diyarbakır Cezaevi'nde işkence görmüş bir oğul, bir baba, bir kız, bir akraba" ve öfke, nefret, etnik kimliğine "şiddetle" sarılma arzusu.
Örgütsüzlüğe, korkuya, siyasetsizliğe, "militer-liberal" ekonomiye teslim olmuş, yalnızlığını doğal dini kimliğinde aşmaya ve toplumsal tepkisini ya da ekonomik siyasi ihtirasını inancıyla ifadeye koşan daha büyük bir toplum kesiti.
"Cumhuriyetçi milli askeri kimlik"in kökünü Orta Asya'da aradığı bir ülkedeyiz biz. Atış ve arayış serbest!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Gazeteci anıları   / 07-12-2005
 Aklımızın bir yeri   / 06-12-2005
 Egemenlik ve yiğitlik   / 05-12-2005
 Hele bir dinle!   / 04-12-2005
 İtibar ve intihar   / 02-12-2005
 İç hizmet ve dış merak   / 01-12-2005
 Vatan borcu kart borcu!   / 30-11-2005
 Bir öğretmen öldü (Bir okura ağıt)   / 29-11-2005
 Nazik konu, nazik üslup!   / 28-11-2005
 Soyut sanat somut hayat   / 27-11-2005
YILMAZ ÖZDİL
Kimlik...
Allah'a şükür turp gibiyim.
Ama kendimi...
ALİ KIRCA
Gazetecinin hatıraları!
Okuyacağınız satırlar, ünlü...
ÖMER LÜTFİ METE
Kimlik yangınına dinli ve dinsiz benzin!
Erdoğan'ın...
UMUR TALU
Gördünüz mü!
Zamanında "sosyal sınıf kimlikleri"ni...
FATİH ALTAYLI
Çok konuşmak iyi midir!
Önüme yazı işleri gündemi...
ERGUN BABAHAN
Şener'e gelen hediye
Başbakan Yardımcısı Abdüllatif...
ERDAL ŞAFAK
Rus kapanına kısılmak
Türkiye doğalgaz pazarını Rus devi...
'Çözüm istemiyorlar'
Önceleri Lokmacılar Barikatı'nın açılmasını isteyen Rum kesimi,...
Terör korkusu uçakta öldürttü
Amerika'da üzerinde bomba olduğunu söyledikten sonra kaçmaya...
Mazeret üretmeyin
Mazeret üretmeyin
1- Tecrübe eksikliği:
F.Bahçe Teknik Direktörü Daum, sürekli...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu