kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Kelimeleri birer fişek gibi namluya sürmeli miyiz?
Cenaze yıkamak kolay bir iş midir?
ŞAKA - Acı gerçek...

Kelimeleri birer fişek gibi namluya sürmeli miyiz?

Yüz kaslarını sinirli sinirli germeden, kelimeleri birer fişek gibi söylemlerin namlusuna sürmeden, karşı görüşü susturmayı değil dinlemeyi yeğ tutarak diyaloga girmek mümkündür.
Biz bunu Prof. Dr. Emre Kongar'la NTV'deki "Farklı Yorum" programında yapmayı başarıyoruz.
Bilemezsiniz, siyasete ve tarihe bakış açılarımız öylesine farklı ki. Kongar'ı dinlerken bilgi hücrelerimde ne rüzgarlar esiyor, ne isyanlar patlıyor bilemezsiniz. Ama yine biliyorum ki, onunla aynı bilgileri ezberlemiş ve olaylara aynı bakış açısını şekillendirmiş milyonlarca insan var.
Emre Kongarlar'ı dinlememek, toplumu eksik anlamaktan başka bir işe yaramaz.
Herhalde o da benim hakkımda aynı şeyleri düşünüyor. Savunduğum düşüncelerin bir siyasi partiye değil, liberal demokrasiye, çok sesliliğe, hukukun üstünlüğüne ait olduklarını anlamakta bazen zorlanıyor.
Sonuçta sinirlenmeden, gerilmeden, birbirimizden nefret etmeden konuşuyoruz, tartışıyoruz ve dostluğumuzu sürdürüyoruz. Birbirimizi düşman veya tehdit olarak görmüyoruz. Yaptığımız işi ciddiye alıyoruz ama bir tartışmada üste çıkmanın ölüm kalım meselesi olmadığını biliyoruz.
Bu mümkündür.
Sade bir televizyon haber-tartışma programında değil, tüm yaşamda ve siyasette de mümkündür. Bütün mesele karşı görüşü yok saymamaya, sizden farklı düşünen ve yaşayan insanları tehlike olarak görmemeye bağlıdır.
Ben bunun son örneğini Ali Kırca'nın Başbakan Erdoğan'ı ve öğrencileri konuk ettiği "Siyaset meydanı" programında da gördüm. Konu siyaseti geren "İmam Hatip Okulları"na geldiği zaman, o kadar akılcı ve gerilimsiz bir konuşma ortamı yaşandı ki, "Keşke bundan bütün siyaset dünyası ders alsa" diye düşündüm.
Kadıköy Anadolu İmam Hatip Lisesi'nden bir öğrenci Erdoğan'a "Bize imam olacak gözüyle bakılıyor. Bizim günahımız ne" diye sorunca şu cevabı aldı:
- Biz ilkokulu bitirdikten sonra girdik. Bize de o zamanlarda "İmam olacaksınız, cenaze mi yıkayacaksınız" diye yaklaşıyorlardı. Şu anda maalesef bu yavrularımızın bu kapıları da kapatıldı. Bizim hükümet, "Yatay geçişe hiç olmazsa kapı açılsın" diyor. Buna da birileri engel olmaya çalışıyor. Bu çocuklar, bu ülkenin çocukları değil mi?
Soruyu yönelten öğrencinin 14 yaşında olduğunu öğrenen Ali Kırca, "Çocuklar bu yaşlarda kendi hayatlarını belirleyecek tercihleri yapamıyorlar" deyince Erdoğan, şu yorumu getirdi:
- Bu bütün çocuklar için geçerli. Anne, baba en güzel ortamda çocuğunu yetiştirmek isteyecektir. Bu tercihler isabetli olur, olmaz ayrı mesele, bu zaman zaman imkanlarla doğru orantılı olur olmaz ayrı mesele. Ama buna zaten müdahale edemeyiz. Kalkmıştır, tercihini bu istikamette kullanmıştır. Babam gönderirken, "Benim oğlum gitsin, hem dinini iyi öğrensin hem pozitif ilimleri orada okusun" diye düşündü. Şimdi ülkemde başbakanlık yapıyorum.
Evet... Durum böyle... Bazıları başbakan da olan imam hatiplileri yok sayarak veya onları "Rejimin tehdidi" gibi görerek nereye varabilirsiniz Türk siyaset ve düşünce hayatında?
Emre Kongarlar da, Tayyip Erdoğanlar da bu ülkenin sosyo-politik gerçeği değiller mi?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 2005 doğduğu gün "Geçen yıl" olmaya mahkûm edilmişti   / 31-12-2005
 Baykal bir durum değerlendirmesi yapmalıdır   / 30-12-2005
 Geriye sayış ve bizim felaket papağanları...   / 29-12-2005
 Yastık altı TL'lerin tümü YTL'ye çevrildi mi acaba?   / 28-12-2005
 Lahmacun düşmanları suşici oldu...   / 27-12-2005
 Ama benim senaryomdaki olaylar Ay'da geçiyor...   / 26-12-2005
 Demek Türkiye 2001'den çok daha ileri bir yerdeymiş   / 25-12-2005
 Dubai'de kayak yapmaya gitmek ister misiniz?   / 24-12-2005
 Erdoğan neden Baykallaşmaya hevesleniyor ki?   / 23-12-2005
 Kendi kalesine gol atan atana...   / 22-12-2005
REHA MUHTAR
Lale devri çocukları...
"Lale devri...
MEHMET BARLAS
Kelimeleri birer fişek gibi namluya sürmeli miyiz?
Yüz...
İLKER SARIER
Geçen yılı neden sevdim?
"Diyalektik" diye...
SAVAŞ AY
Yeni yıla Mihriban'la girmek güzel şey
Yeni yıla şiir...
HINCAL ULUÇ
Noel Hediyesi
İşte yeni bir...
GÜLSE BİRSEL
Yılbaşı sabahı tavsiyeleri!
Muşmula gibi uyandınız değil...
Futbolun kaos yılı
Futbolun kaos yılı
Önce MHK seçimleri iptal oldu. Üst üste yaşanan başarısızlıkların...
Dopinge battık
Dopinge battık
2004'te dopingle başı ağrıyan Türkiye, 2005'te batağa saplandı.
Sezer'in kimlik tanımı
Sezer yılbaşı mesajında birlik çağrısı yaparak Türk ulusu çatısı...
Erdoğan'dan yeni yıl müjdeleri
Muğla'nın Akyaka Beldesi'nde yılbaşı tatilini geçiren Başbakan Recep...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu