Ayı maskotlu kız asker
Bölgeye gitmeyeli yıllar olmuş... En son Tansu Çiller'in Başbakanlığı döneminde geçmiştik o meşhur kapıdan. Diğerinin yakınına varmak bile güçlü cesaret isterdi o günlerde... Geçen hafta bugün vardık, bir zamanlar çatışmaların en yoğun yaşandığı bölgeye... Filistinlilerin kıyım yapan komutanın adı olduğu için kaş çattığı Erez, diğer adıyla da Gazze kapısına... Döneli bir hafta olsa da fırsat vermedi kuş gribi yaşadıklarımızı yazmaya. Kudüs'ten sabah erken çıktık yola... Türkiye'nin bölgede attığı en önemli adım olan TOBB'un "Barış İçin Sanayi Bölgesi" projesinin uygulanacağı Gazze bölgesine varmak için... Önümüzde Başbakan Yardımcısı, Dışişleri Bakanı Abdullah Gül. Ardında TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, büyükelçiler ve diğer yetkililer... Bizler ise 6 gazeteci bir minibüste. İzmir'den 1947'de göç edip Kudüs'e yerleşmiş Salomon'un (kendini tanıtımıyla Süleyman) kaptanlığında yol alıyoruz. Meşhur duvarlar karşılıyor Gazze bölgesine yaklaşırken... Ardından da kontrol noktaları... Sırtlarında M16 tüfekli gencecik çocuklar gülümseyerek bakıyor geçen konvoya. Kontrol karakollarının arasından kıvrılarak giriyoruz büyük alana. "Bu noktadan sonra araç değiştireceğiz" deniliyor. Bakan Gül hariç, hepimiz bir otobüse bindiriliyoruz. Kimler yok ki, Türkiye'nin Filistin ve İsrail büyükelçileri, Filistin özel temsilcisi eski Bakan Vehbi Dinçerler, danışman büyükelçiler Ahmet Davutoğlu, Nihat Akyol ve diğer yetkililer... Kış ortasında yaz sıcağı otobüsün içini kavuruyor.
Fondötenin kapattığı Bir ara nefes alınamayacak duruma gelince kendimizi dışarı atıyoruz. İlk müdahale esmer güzeli genç kız askerden geliyor. Yüzüne yansıyan ifadesinden belli ki yaşı 18-19... Sırtındaki M16 tüfeğini düzeltip İngilizce sesleniyor: "Çıkmayın, içeri girin..." Yüksek sesli talimat kendi yaşındaki erkek askerleri hareketlendiriyor. Arka taraftan, kumral kız arkadaşı koşup geliyor yardımına. Bizler içeri girerken, otobüsün kapısında nöbete geçiriyorlar. Kısa bir süre sonra da bir tomar pasaport ile içeri giriyorlar. Ellerindeki yığının yarısı kırmızı pasaport. Tek tek isimlerimizi okuyor, fotoğraflarımızla karşılaştırdıktan sonra teslim ediyor. Zaman zaman sırtıyla bütünleşmiş tüfeğini geriye itekliyor. Bu sırada her hareketiyle sallanan cebindeki maskot dikkatimizi çekiyor. Küçük bir ayı... Diğerinde ise Barbi bebek... Kumral olana dikkat kesiliyoruz. Kararlılıkla işini yaparken, yüzündeki sivilceleri fondötenle kapattığını tespit ediyoruz. Bakışlarımızı yakalıyor, önce küçük bir kız utangaçlığına bürünecek oluyor. Bir anda sırtında şarjörü takviye edilmiş makineli tüfeği omzundan kayınca görevini anımsayıp, gözlerimizin içine dik dik bakıyor. Ardından işine odaklanıyor. Karşısındakinin kim olduğuna aldırmıyor. Abdullah Gül'ün adını okuduğunda, kendisinin Bakan olduğu söylenince pasaportu yaşıtı erkek asker arkadaşına uzatıyor. Bölgeye defalarca gidip gelen Vehbi Dinçerler, göz incelememizi fark edip omzumuza dokunarak şöyle diyor: "Bak bu genç kızların patronu da şu koşturan bayan..." Onun yaşı da 22 civarı...
Tezatlar içinde Filistin bölgesine girdiğimizde ise sınırda bekleyen askerlerin yaşı karşı tarafla tezatlık gösteriyor. Çoğunluğu 40'ını aşmış. Sırtlarında ise nikelajından eser kalmamış Kalaşnikof... Yaşlarının verdiği olgunluk ve kararlılık içinde davranıyorlar. Tezatlıklar arasında dönüş yaparken, ayı maskotlu kız asker alanda koşuşturmaya devam ediyor...
|