|
|
|
|
|
|
Hamas soruları
Sıradan insanların normal şartlarda aileleriyle huzur ve rafah içinde yaşayacakları bir hayat arzuladıkları varsayılabilir. Demokratik, en azından siyasi partiler arasında gerçek bir seçim yapılabilen durumlarda da kendilerine daha iyi hayat şartları sunacaklarına inandıkları partiye oy verirler. Her seçim demokrasinin varlığının kanıtı değildir. Ne kadar ideolojik olursa olsun seçim yoluyla kendisine iktidar yolu açılan bir partinin desteği de yalnızca ideolojisinin cazibesiyle açıklanamaz. İşgal altında üçüncü serbest ve adil seçimini yapmayı başaran Filistinliler'in tercihlerinin de bu gözlemleri doğruladığı ortaya çıkıyor. Hamas'ın Filistin'de kazandığı seçim zaferi bu örgütün ideolojisinin ötesinde yaptığı hizmetlerle ve dürüstlüğüyle sağladığı toplumsal destekle gerçekleşti. El Fetih'in yozlaşmasının boyutları ve kendi içindeki bölünmenin vehameti değerlendirilmeden seçimleri doğru anlamak mümkün olmaz. Tarafların hemen hepsi zor, özellikle iç politika açısından açmazları bulunan siyaset tercihleriyle de yüzleşmek zorunda kaldı. Hamas İsrail'i tanıyacak mı? Yönetimde nasıl bir profil çizecek, kendi içindeki sertlik yanlılarını dizginleyebilecek mi? İsrail yeni yerleşim bölgeleri inşasından vazgeçecek mi? Nihai çözümde öngörülen sınırlarının ne olduğunu açıklayabilecek mi? Tektaraflı hareket etmenin yanıltıcı cazibesinden sıyrılabilecek mi? Dahası Filistinliler'le İsrailliler birbirilerine toplum olarak güvenmeyi öğrenebilecekler mi?
En gerçekçi formül ne olur? Azam Tamami'nin "Filistinliler'in İsrail'in sonunu hayal etmelerine, İsrailliler'in de Nil'den Fırat'a uzanan büyük İsrail düşlerine karışmayalım. Fakat şiddeti bitirmek üzere müzakereye başlayalım " önerisini uygulamaya geçirmek mümkün olabilecek mi? Böylesi bir gelişme, Hamas sözcülerinin bir kısmının vurguladığı 20 yıllık bir savaşsızlık anlamına gelir. ABD ve AB bunu sağlayacak politikaları üretme becerisi gösterebilecek mi? Bu sorulara verilecek cevaplar ışığında Hamas'ın mecliste yüzde 56'lık çoğunluk elde etmiş olması barışa giden yolu açabileceği gibi kısa vadede feci bir şiddet dalgasının patlamasına da neden olabilir. Filistinliler'le yapılan kamuoyu yoklamaları, Hamas'ın başarısının halkın daha iyi yaşama arzusundan kaynaklandığını gösteriyor. Hamas'ın şiddet eylemlerine destek vermiş Filistinliler'in çoğu, Gazze çekilmesinden sonra İsrail ordusunu yeniden geri getirecek bir şiddet dalgasına karşı. Silahlı çetelerin cirit attığı sokaklarda güvenlik, daha iyi eğitim, sağlık hizmetleri kısaca insanca yaşama talep ediyorlar . Hamas ise bunu elinde kaynak olmadan gerçekleştiremez. İç savaşla karşı karşıya olan El Fetih'in iç hesaplaşmalara gömüleceği Filistin'de Hamas'ın belki de en gerçekçi tercihi Başkan Abbas'la birlikte hareket edecek formül bulmaktır. Muhtemelen gerek El Fetih'e bağlı silahlı örgütler, gerekse Cihad terör eylemlerine girişerek de Hamas'ı zayıflatmaya çalışacaktır. ABD ve AB'nin bu aşamada oynayacakları rol bu nedenle önemli. Hamas'ı terörist örgüt diye mahkum ederek şu anda veremeyeceği sözleri vermeye zorlamak işleri çıkmaza sürükleyebilir. Üstelik İsrail'de seçimler yapılana kadar da Ehud Olmert'in bir adım atması söz konusu değil. Hamas'ın seçime katılması için İsrail'e baskı yapan ABD ve AB, herhalde bu gerçekler ve sorular ışığında yapıcı bir politika saptamanın yolunu bulacaktır. Türkiye ise TOBB'un Erez sanayi bölgesi projesiyle Filistin'deki tek somut açılımı yapmış olarak yararlı bir yardımcı rol oynayabilir.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|