kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Cezaya en iyi cevap

FIFA Disiplin Kurulu'nun kararı elbette hepimizi rencide etti. Futbol Federasyonu hukuk savaşını yürütürken, bir yandan da 2008 Dünya Kupası finalleri için seferberlik ilan etmeli. Çünkü bu cezaya en güzel cevap FIFA Başkanı Sepp Blatter'in elinden kupa almak olabilir. Hem de İsviçre'de!.

FIFA Disiplin Kurulu'nun Türkiye'ye kestiği cezayla ilgili en gerçekçi değerlendirmeyi Milli Olimpiyat Komitesi Başkanı Togay Bayatlı yaptı: "Bu kadar ağır ceza organize bir suça verilir."
Gerçi Başbakan Yardımcısı Mehmet Ali Şahin, Kurul'un FIFA Başkanı Sepp Blatter'in etkisinde kalıp önyargılı davrandığını söylüyor ama gerek Futbol Federasyonu Başkanı Haluk Ulusoy'un, gerekse UEFA Asbaşkanı Şenez Erzik'in açıklamaları, Türkiye'nin ucuz kurtulduğunu gösteriyor.
FIFA Disiplin Kurulu, Blatter'in etkisinde kalsaydı ve onun telkin ettiği cezayı verseydi, Türkiye bırakın 2008 Avrupa Kupası'nı, 2010 Dünya Kupası'na bile katılamayacaktı.
Zaten İsviçre basını da FIFA çevrelerine dayandırdığı yorumlarda, kararın "mantıklı" olduğunu belirtiyor: "Bir tarafta Türkiye'yi 2010 Dünya Kupası'ndan bile safdaşı etmek isteyen sertlik yanlıları vardı. Diğer tarafta ise iki-üç seyircisiz maç cezasıyla geçiştirilmesini savunan ılımlılar. FIFA Disiplin Kurulu ara çözümle iki tarafın beklentilerini dengelemeye çalıştı." ("Le Temps" gazetesi)
Blatter'in de cezayı hafif bulduğu fısıldandığına göre, Şeyh Salman Bin İbrahim El-Halife (Bahreyn) başkanlığında Horace Burell (Jamaika), Lars-Ake Lagrell (İsveç), Alfredo Hawit Banegas (Honduras) ve Omari Selemani'den (Demokratik Kongo Cumhuriyeti) kurulu FIFA Disiplin Kurulu'nun kimseye yaranamadığını söyleyip geçelim.

İsviçre'de randevu vermek
Ve Ulusoy'un ifadesiyle, bir yandan "İnsan saçlarını diken diken eden" cezaya karşı hukuk savaşını yürütürken, bir yandan da "rövanş"a hazırlanalım. Yani 2008'de finalleri Avusturya ve İsviçre'de oynanacak Avrupa Kupası'na.
16 Kasım 2005 gecesi Saracoğlu Stadı'nda Türkiye'ye vuran utanç gölgelerini temizlemenin tek yolu var: O finallere kalmak!
Bunun için önce eve çekidüzen vermek gerekiyor: Futbolu yenidensadece sahada yapılan bir oyuna dönüştürmek. Futbol Federasyonu merkezinden statlardaki soyunma odalarına kadar futbolla ilgili tüm mekanları şeffaflaştırmak. Futbol dışı, hele hele yasadışı tüm unsurları temizlemek. Ancak bunun o kadar kolay olmadığını anlamak için Gaziantepspor Onursal Başkanı Celal Doğan'ın açıklamalarına bakmak yeterli: "Türk futbolunda şiddet, küfür var. Daha kötüsü işin içine mafya girdi."
Bir örnek daha verelim. Sevgili Yavuz Donat'ın Futbol Federasyonu seçimi izlenimlerinden: "Seçimin yapılacağı salona girmeden önce iki kontrol noktasından geçiliyordu. Ancak salonda delegeler kucaklaşırken pek çoğunun belinden tabanca kabzası sarkıyordu."
Temizlik operasyonunu, yeni bir Milli Takım'ı taze bir ruhla sahaya çıkarmak izlemeli. Maç Türkiye'den ister 500 kilometre uzakta oynansın, isterse 1500 kilometre, Milli Takım o seyircisiz statların hepsini "ev"e dönüştürmeli. Millilerimiz boş tribünlere değil, Türkiye'den ve Avrupa'daki Türkler'den yükselen alkışlara kulak vermeli.
Ve sadece bizim değil, bu güç günlerde bile İsviçre basınına Blatter'e ve İsviçreliler'e meydan okuyan e-mail'ler gönderen gurbetteki yurttaşlarımızın da büyük düş ünü gerçekleştirmeli. Bakın İsviçre'deki bir Türk, "24 Heures" gazetesine yolladığı mesajda bu düşü nasıl anlatıyor, nasıl "hodri meydan" diyor: "Türkiye'yi 2008 Avrupa Kupası finallerinde görmek istemiyorsanız, bu cezalar yetmez. Ayrıca 12, hatta 15 puanını da silmeniz gerekir. Çünkü Blatter, 2008 Haziran'ında Avrupa Kupası'nı Türkiye'ye kendi elleriyle verecek. Şaka yapmıyorum, 2 yıl sonra görüşürüz."
Haydi Türkiye! Söylenmeyi, sızlanmayı bırak, hedefe kilitlen!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Komisyon'a alkış   / 08-02-2006
 Trabzon fotoğrafı   / 07-02-2006
 Despotların rövanşı   / 06-02-2006
 Kapımızdaki tehlike   / 05-02-2006
 Şeytan karikatürleri   / 04-02-2006
 Bu kaçıncı?   / 03-02-2006
 Salıpazarı sineği   / 02-02-2006
 Açık toplumda gizlilik...   / 01-02-2006
 Gates ve bizimkiler   / 31-01-2006
 İrgun'dan Hamas'a   / 30-01-2006
YILMAZ ÖZDİL
Şöyle bir bakınca...
Türk gazeteciyi İstanbul'da...
ERGUN BABAHAN
Karikatür krizi ve Batı'da son durum
Danimarka'daki...
UMUR TALU
Kartlar vadisi
Senaryo "bildik duygular" a hitap...
FATİH ALTAYLI
Mal da yalan mülk de yalan
Liderler birbiri peşi sıra...
ERDAL ŞAFAK
Cezaya en iyi cevap
FIFA Disiplin Kurulu'nun kararı...
"Yeni bir Haçlı Seferi gerekiyor"
Karikatür kriziyle başlayan gerilimde uluslararası toplum tarafları...
Yangına körükle gidenler...
Fransa'da yayımlanan haftalık hiciv gazetesi Charlie Hebdo, 12 Hz.
Kurtuluş reçetesi
Kurtuluş reçetesi
İsviçre maçı için FIFA'nın verdiği cezalar Türkiye'yi ayağa kaldırdı.
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu