Kur ile enflasyon kıskacından ince ayarla çıkılabilir mi?
İhracatçı çare arıyor.
2001 krizinden sonra değiştirilen kur rejimi ve uygulanan program beşinci yılını tamamladı. İşbaşına gelen bugünkü hükümet de bu programı değiştirmedi; IMF ile yeni bir anlaşma yapılmasına karşılık Mayıs 2001'den sonra program çerçevesinde yeni bir açılım getirmedi. Yeni bir reforma girişmedi. Vergi reformu ve kayıtdışılığın önlenmesi konusunda adım atmadı. Sosyal güvenlik reformunu henüz yapmadı. Azaltılan teşviklerin yerine geçecek olan yatırım ve iş ortamının iyileştirilmesi unutuldu gitti. Ne enerji maliyetlerinde dolar bazında indirim yapıldı, ne haberleşme maliyetlerinde... İstihdamın üzerindeki yükler de giderek arttı. 2003 başında asgari ücretin yüzde 50 artırılması da cabası. Bunun üstüne bir de ulusal paranın değerlenmesi bininince son aylardaki ihracat duraklaması ortaya çıkmaya başladı.
Taşınma eğilimi Dış dünyada ise Çin'in, Hindistan'ın ve Pakistan'ın rekabeti devreye girdi. Giderek düşen ihracat fiyatlarına rağmen değerlenen yerli paranın üretim maliyetlerini artırmasından özellikle tekstil, konfeksiyon ve deri sektörü darbe yedi. Maliyetlerini mevcut şartlara uyarlayamayan yerlilerin sahip olduğu bazı şirketler Türkiye'den taşınmaya başladı. Üretimlerini Mısır'a, Suriye'ye, Türkmenistan'a, Moldovya'ya kaydırıyorlar. Sektörden çıkışlar hızlandı. Peki ne olacak?
Çin ve kur kıskacı Tekstil, konfeksiyon ve deri sektörü Türkiye'nin istihdam deposu. İhracatın ve imalatın yaklaşık üçte birini gerçekleştiriyor. Üstelik bu ihracat içinde ithal ürünlerin payı en düşük olan sektör. Yani Türkiye'nin net döviz kazancı en yüksek sektörü. Şimdi bu sektör yurtiçinde düşen kurların, yurtdışında Çin, Hindistan ve Pakistan'ın düşük maliyetli üretimin kıskacına girdi. Şimdiye kadar alternatif alanlar yaratamadık. Türkiye'nin rekor düzeye varan cari açığından dolayı ihracat kaybına tahammülü yok. Yine yüksek işsizlikten dolayı istihdam kaybına da... Önümüzdeki dönemde seçimin de gündeme gelecek olmasından dolayı, siyasi açıdan Hükümet böyle bir kaybı göze alamayabilir. Geç kalındığı kesin ama çeşitli açılardan da bakılınca işin normal akışına bırakılamayacağı ve önlem alınması gereği ortada.
IMF'yi ikna gereği İhracatçının en çok istediği önlem ise kurun artırılması. Ama bu aşamada kur rejimini değiştirmek de mümkün değil. Kur rejimini değiştirmeden de küresel düzeydeki yoğun sermaye girişi devam ettiği sürece dövizde ihracatçının özlediği artışın gerçekleşmesi çok zor. Son üç yılda Türkiye'ye gelen yabancı sermaye miktarı 90 milyar dolar. En son yapılan 5.5 milyar dolarlık müdahalenin sonuçları ortada. Kur, düşüşünü yine sürdürüyor. Ortaya çıkan likidite, bunun krediler yoluyla enflasyona ve sterilize edilirken faizlere etkisi baki kalacak. Kur rejimi değişikliği için de en başta IMF'yi ikna etmek gerek. Eğer bu ikna aşaması başarıyla geçilirse, dengeleri alt üst etmeden kura ince ayar çekmek gerekecek. Ama burada da, son 22 aydır enflasyonun düşen kurlara rağmen yüzde 8 civarında dalgalandığını, düşüşe direndiğini belirtmek gerekiyor. Artan petrol fiyatlarına rağmen enflasyon artışının olmayışını düşen kurlara borçlu olabiliriz. Dolayısıyla burada da bir sıkışma söz konusu. İhracat ve üretim artışı bir yandan, kurlar diğer yandan enflasyon arasına sıkışıyor gibi. İhracatın önünü açacak bir adım enflasyona zarar verebilir. Enflasyonu düşüren döviz kuru gerilemesi ise artık ihracat ve üretim kaybına yol açmaya başladı. Bir taraftaki kaybı göze almadan diğer tarafı kurtarmak zorlaştı.
Her alanda ince ayar Kurdan başlayarak, yatırım ve üretim ortamının iyileştirilmesi, istihdamın ve üretimin üzerindeki yüklerin azaltılması, enerji maliyetlerinin düşürülmesi, haberleşme maliyetlerinin indirilmesi gibi önlem olarak bir dizi ince ayar çekilmesi belki ihracata, bu arada en büyük sektör olarak tekstil ve konfeksiyona, bir süreliğine nefes aldırabilir. Genelinde bir sanayi ve istihdam stratejisi yokluğunun, ekonomideki reformları yapmamanın ve özel sektör reformunda geç kalmanın bedeli ödeniyor olsa gerek.
Sonuç "At çalındıktan sonra ahırın kapısını kapar" Türk Atasözü
|