Alışveriş Merkezleri ve Perakendeciler Derneği (AMPD) Yönetim Kurulu Başkanı Nuşin Oral, büyük mağazalara ilişkin yasa tasarısının, tüketici hakları ve ekonomiye vurulan bir darbe olduğunu savundu..
Nuşin Oral, yaptığı yazılı açıklamada, söz konusu yasanın yürürlüğe girmesi halinde sadece perakende sektörünün değil, Türkiye'nin zarar göreceğini belirtti. Oral, Türk perakende sektörünün, son yıllarda büyük bir atılım sergilediğini, mağazaların dünya standartlarında yönetildiğini, alışveriş merkezleri ve hipermarketlerin 10 binlerce insana istihdam yarattığını bildirerek, ''Bu yasa tasarısı, aynen yürürlüğe girdiği takdirde işsizler ordusuna yeni üyeler katılacak ve kayıt dışı teşvik edilmiş olacaktır'' dedi.
Perakende sektörünün Türkiye'deki
toplam işgücünün yüzde 15'ini bünyesinde barındırdığını vurgulayan Oral, 70 milyar dolara yaklaşan bir iş hacmi ile gayri safi milli hasılanın (GSMH) neredeyse dörtte birini sektörün karşıladığını kaydetti.
Sektörün, devletin vergi gelirlerinde de büyük payı olduğunu belirten Oral, ''Büyük mağazaların da içinde yer aldığı organize perakende, yıllık gelirinin yüzde 30'unu vergi olarak vermektedir. Şimdi büyük mağazalar yasa tasarısı ile ilgili düşünmeden atılacak heradım bu verimli sürece sekte vurur. Ekonomimizi frenler, darbe vurur. Bakanlığımızla bu konuda yakın temas halindeyiz'' dedi. Sektörün yarattığı ekonomik hacme dikkat çeken Nuşin Oral, şunları kaydetti:
''Bu yasa, yürürlüğe girdiği takdirde kazananı olmayan bir rekabetortamı yaratır. Sadece büyük mağazalar değil, tüketiciler açısından da önemli kayıplara neden olur. Tüketicinin lehine olan serbest ekonominin işlediği piyasa ortamını yıkmak anlamına gelir. Kaldı ki, tasarıda yer verilen mal ve fiyat kısıtlamaları getirilmesine yönelik maddeler, tüketici haklarını düzenleyen yasalara aykırı. Bu yasa tasarısı, tüketici hakları ve ekonomiye vurulan bir darbedir.''
Nuşin Oral, söz konusu yasa tasarısının hükümetin bugüne kadarki kayıt dışı mücadele yaklaşımı ile de örtüşmediğine inandıklarını belirterek, perakende sektörünün sadece yüzde 30'unun organize olduğunu, organize perakende mensubu kurumların tüm kanun ve düzenlemelere harfi harfine uyduğunu, vergilerini düzenli bir şekilde ödediğini bildirdi. Oral, şöyle dedi:
''Mağazalarımız vergi tahsil daireleri gibi çalışıyor. Ayrıca, sektör, rekabet kanunu, tüketici yasaları ve imar yasaları ile düzenleniyor. Organize perakende bu yasalara zaten tamamıyla uyuyor.
Yeni yasa taslağının sonuçları da farklı olmayacak. Tam tersine kayıt dışına itebilecek nitelikleri endişe verici. Yasa taslağının sonucu açık ve net; sektörümüzün yakaladığı ivmenin önünü kesilecek. Türk ekonomisinin böyle bir lüksü yok.''
Yasa tasarısı taslağının gerekçesi olarak gösterilen ile AB'ye uyum konusunun hiçbir sağlam dayanağı olmadığını vurgulayan Oral, ''Bu yasa ile perakende mağazalarına AB standartlarının getirileceği savunuluyor. AB'nin hangi standartları diye soruyoruz. Şu anda AB ülkelerinde çok farklı uygulamalar var'' dedi.
AB'de, Fransa gibi organize perakendeciliğin yüzde 90'lara vardığı ülkelerde yerel yönetim yasaları haricinde merkezi yönetim yasaları da bulunduğunu anlatan Oral, şöyle devam etti: ''Ancak Türkiye ve Fransa gibi ülkelerin perakende yapıları karşılaştırıldığında çıkan tablo çok farklı. Örneğin Fransa'nın 400 bin nüfuslu bir şehrinde 4 adet 10 bin metrekare, 13 adet 2 bin 500 metrekare ve onlarca bin metrekare üstü hiper ve süpermarket varken, Türkiye'de Edirne, Trabzon, Niğde ve benzeri illerde henüz 2 bin metrekareden büyük bir süpermarket bulunmuyor. Bu pazarları küçük alanlı süpermarketler ve geleneksel perakendeciler yönlendiriyorlar.
Büyük illerimizde de nüfusla orantılı olarak bu orantı yaklaşık olarak aynı... Hal böyle iken, Fransa'daki yasayı kopyalayıp buraya yapıştırırsanız kaos yaratırsınız. Diğer taraftan, bugün Avrupa'daki pek çok ülke bu tür düzenlemelerin yarattığı ekonomik sıkıntılardan muzdarip. O nedenle, kısmi deregülasyon için planlama yapıyorlar. Avustralya ve Almanya, mağazaları 7 gün 24 saat açık olacak şekilde yeni düzenlemeleri görüşüyor.''