kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Türk siyasetinde "Bilge kişi" eksikliği var
ŞAKA - Bekleyeceğiz
Kendimizi yine politikacı sanmaya başladık

Türk siyasetinde "Bilge kişi" eksikliği var

Türk politikasında "Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur" geleneği sürüp gitmekte. Kuşaklar değişse de, politikaya eski alışkanlıklar egemen. Bu alışkanlıkların başında da rakiplerin karalanması geliyor.
Bunun en çarpıcı son örneğini, 1990'lı yılların başında görmedik mi? Turgut Özal'lı yılların sonunda girilen 1991 seçimlerine, Demirel'in DYP'si "İktidara gelince Koskotas Dosyaları açacağız" sloganıyla girmişti. Seçim sonrasında kurulan DYP-SHP koalisyon iktidarı da, Koskotas Dosyaları'ndan sorumlu Devlet Bakanlığı'na, Orhan Kilercioğlu'nu getirmişti.
Sonra ne oldu? Bu bakanlık lağvedildi. Ama merkez sağın iki temel partisi ANAP'la DYP'nin arasına da kan davası girdi.
Bu iki parti uzlaşıp koalisyonu çok zor kurdular. Demirel'in Özal'a yaptığını, daha sonra Mesut Yılmaz Tansu Çiller'e yaptı. Zorla kurulan koalisyona "Dosyalar"ın gölgesi düştü. Koalisyon dağıldı, Refah-DYP koalisyonunu 28 Şubat izledi.
Merkez sağ partiler birbirlerini öyle yıprattılar ki ve bilinçsiz medya da kendisini bu çılgınca sürece öylesine kaptırıp ANAP ile DYP arasındaki bu kör dövüşüne taraf oldu ki, sonuç 2002 seçimlerinde ANAP'ın da DYP'nin de barajın altında kalmalarına dayandı.
Bu sürece girilmesini önlemesi gereken "Bilge kişi" Demirel'di. Ama o da, 1960'lar ve 70'lerden kendisine karşı yürütülen "Şaibe" kampanyalarından aldığı dersi, 1990 sonrasına uygulayarak taşımıştı.
Kendi kurduğu parti olan DYP'yi bu esintiyle parçaladı. Tansu Çiller'i korumak yerine ona karşı bir nevi nefret duydu. Cumhurbaşkanlığı süresini uzatır ümidiyle sarıldığı ve başbakan yaptığı Mesut Yılmaz'dan, siyasi hayatının en büyük ihanetini gördü.
Peki daha sonra ne oldu? Cumhurbaşkanlığı bitince aynı medya onun "Aile fotoğrafları"nı ilk sayfalarına taşıdı.
Demek istediğim şu. Bugün Demirel "28 Şubat ne kadar haklıydı" diye demeçler vereceğine, geçmişten aldığı derslerin ve yaptığı hataların dökümünü yapsa, Türk siyasetine katkı sağlar.
1990'lı yılları nasıl ziyan ettiğimizi, merkez sağ partilerin nasıl birbirlerini karalayıp yok ettiklerini ve kendisinin bu süreçteki katkısını değerlendirse mesela.
Bugün dünün devamıdır ama bugünün ille de dünün aksaklıklarını ve yanlışlarını taşıması gerekmez ki.
1960 öncesi Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın akrabaları hakkındaki yıpratıcı iddialarla bugünün Maliye Bakanı Unakıtan'ın yakınları hakkındaki iddiaların üslubu arasında ne fark var sanki? Demirel Olimpos Dağı üzerinden dünyaya bakar gibi havalanacağına, "Aman dikkat edin. Bu tür siyasete kaç kez demokrasiyi de, partilerimizi de kurban ettik. Rakiplerim önce beni, sonra ben de onları karaladım. Sonuç hepimiz için hüsran oldu" dese, bence ondan beklenen "Bilge Kişi" kimliğini sergiler.
Çevik Bir'in sustuğu dönemde 28 Şubat'a sahip çıkmanın ne anlamı var yani?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Başbakanlık saunada palto ile yaşamak gibidir   / 02-03-2006
 Tavsiye ve nasihat vermek çizgisinde bir dış politika...   / 01-03-2006
 Her meşrebe uygun bir askeri darbe bulunur...   / 28-02-2006
 "Nefes nefese ömür" bir nefeste okunuyor   / 27-02-2006
 "Ah bir genç olsaydım" demeye değer bir gençlik mi?   / 26-02-2006
 "Gerçek solistler" listesi yapmaya ömür yetmez   / 25-02-2006
 Kamyonlar üzerinden siyasal çağrışımlar...   / 24-02-2006
 Bazı zamanlarda siyaset mesleğinin işi çok zorlaşır...   / 23-02-2006
 Türkiye ne zaman "Arabize" oldu acaba?   / 22-02-2006
 Gelişmemişliğin çocukluk hastalığı "Aktif dış politika"dır   / 21-02-2006
MAHMUT ÖVÜR
Muhalefeti aratmayan 'aileler'
Maliye Bakanı Kemal...
EMRE AKÖZ
"Biz reytingi yapımcı şirketten alıp reklam verene...
SAVAŞ AY
Dikkat edelim de yazık olmasın Diyarbakırspor'a
Geçen...
HINCAL ULUÇ
Yargıya biraz saygı!..
"Yiğit yattığı yerden belli olur"...
MEHMET BARLAS
Türk siyasetinde "Bilge kişi" eksikliği var
Türk...
İpler Cimbom'da
İpler Cimbom'da
Yazarımız Ömer Üründül'e göre Galatasaray avantajlı çünkü: "Hem...
Milli joker
Milli joker
Milli takımda 80.dakikada girdiği maçta iki kritik golle maçı çeviren...
İşte Telsim ziyaretinin belgesi
CHP'li Sevigen, Maliye Bakanı'nın kızı Zeynep Unakıtan'ın kendi...
Şemdinli'de bizi linç edeceklerdi
Meclis İnsan Hakları Komisyonu'nun Şemdinli Raporu'na Şemdinli...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu