kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 
Beni bir kişi anladı; o da yanlış anladı...
'Yalancı dünya gibi yalancısın sevgilim'
ŞAKA - Yumurta ve rejim...

Beni bir kişi anladı; o da yanlış anladı...

Ulusların kimliklerini oluşturan etkenleri anlatmak amacıyla, "Alman Kimliği"ne yapışmış durumdaki "Anti Semitizm"i vurgulayan bir fıkraya yer vermiştim bu sütunda.
Okumayanlar için hatırlatayım:
Bir Alman Yahudisi arkadaşına gitmiş,
- Ben bu ülkede artık durmam. Yarın Almanya' terk ediyorum, demiş.
Arkadaşı şaşkın, sormuş:
- Neden? Ne oldu ki böyle bir karar aldın?
Anlatmış Yahudi sorununu:
- Duymadın mı? Gelecek hafta Almanya' daki bütün terziler ve Yahudiler tutuklanıp, toplama kamplarına gönderilecekmiş...
Arkadaşı şaşırıp, sormuş:
- Terzileri neden tutuklasınlar ki?
Yahudi bu soru üzerine bağırmış:
- İşte bu yüzden Almanya' terk ediyorum!
Bu fıkrayı anlattıktan sonra da şöyle bağlamıştım olayı:
- Bugüne ait "Alman Kimliği"ndeki Hitler döneminin izlerini alaya alan bir fıkra bu. Terzilerin tutuklanmasını yadırgayan, ama Yahudilerin tutuklanmasını neden aramadan doğal karşılayan bir düşünce yapısını alaya alıyor bu fıkra.
Dün bir sayın okurumdan şöyle bir tepki geldi elektronik postayla.
- Merhaba... Fıkra anlattıktan sonra bir de fıkrayı açıklamanızı zekanıza yakıştıramadım açıkçası. Saygılar. Nilüfer Gök.
Sayın Gök haklıydı aslında. Ancak bazı toplumlarda ve özellikle bizim toplumumuzda "Yanlış anlaşılma fobisi" çok yaygın biçimde var. Bu fobi yıllar boyu yaşadığım deneyler sonucu bende de oluştu.
Hep 1960'lı yıllarda Çetin Altan'ın başına geleni hatırlarım.
Rahmetli Mehmet Ali Aybar'ın Türkiye İşçi Partisi'nin (TİP) de katıldığı 1965 seçim kampanyasında, bir meydan mitinginde kürsüye çıkıp konuşma yapıyor milletvekili adayı Çetin Altan. Diyor ki konuşmasında:
- Artık dünyada siyasi ilişkiler de dünya barışı da yüksek teknolojiye bağımlı hale geldi. Amerikan semalarından yola çıkıp, Alaska üzerinden Sovyet semalarına giren yaban kazı sürüsü Sovyet radarlarında savaş uçakları biçiminde algılanıyor. Tam nükleer savaş başlayacakken, Kremlin'deki yöneticiler Kırmızı Telefon'u kullanarak Beyaz Saray'la temas kuruyorlar ve bir nükleer savaş bu şekilde önleniyor.
Çetin Altan'ın bu anlattıklarını, mitinge katılanlar çılgınca alkışlıyor. Çetin Altan şaşkın, kürsüden inip alkışlayanlardan birine "Bu söylediklerimi neden böyle alkışlıyorsunuz" diye sorunca şu cevabı alıyor:
- Sayın Altan, siz çok yürekli bir insansınız. Ankara'daki iktidar mensuplarına açık açık kaz dediniz...
(NOT: 1965 seçimlerinde TİP yüzde 3 oy alarak, aralarında Çetin Altan'ın da bulunduğu 15 milletvekilini TBMM'ye sokmuştu.)
Sayın okurum Nilüfer Gök'ün, beni yanlış anlamamasını diliyorum.
Mesela ben, Kenan Evren Kanal D'de konuştuktan sonra onun hakkında "Darbeyi övdü" diye suç duyurusu yapanların, Şemdinli İddianamesi dolayısıyla bir anda hem sivil siyasete hem de yargıya karşı "Militarist Refleks"ler göstermelerini de anlayamıyorum. Tıpkı 12 Eylül'e karşı olup, 12 Eylül'ün en seçkin ürünü olan YÖK'e damardan bağlı olanları anlamadığım gibi.
Belki ben de her olayı bir rejim kavgasına konu eden ve sivil siyasetin gündemine "Darbe" kavramını yeniden sokan Deniz Baykal'ı yanlış anlıyorum.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Halkı başıboş bırakırsan ne yapacağı belli olmaz...   / 10-03-2006
 Ezber olmayınca tarih dersi aydınlatıcı olabilir   / 09-03-2006
 "Kerensky Sendromu"ndan "Ilımlı İslam Sendromu"na   / 08-03-2006
 İki arada kalmışlığın hüznü bazen müziğe yansır...   / 07-03-2006
 Bu duvarı badanalamalı mı badanalamamalı mı?   / 06-03-2006
 Bizi gelecek yıldan ötesi neden ilgilendirmiyor?   / 05-03-2006
 Hiçbir şey ilk defa olmaz   / 04-03-2006
 Türk siyasetinde "Bilge kişi" eksikliği var   / 03-03-2006
 Başbakanlık saunada palto ile yaşamak gibidir   / 02-03-2006
 Tavsiye ve nasihat vermek çizgisinde bir dış politika...   / 01-03-2006
REHA MUHTAR
İmkansız aşk
"Sen imkansızsın...
Sensizlik...
MEHMET BARLAS
Beni bir kişi anladı; o da yanlış anladı...
Ulusların...
MAHMUT ÖVÜR
Baklava tadında ihale
İstanbul Büyükşehir Belediyesi...
SAVAŞ AY
Melali anlamayan nesil ve 12 Mart
Yarın 12...
HINCAL ULUÇ
Kanserin üzerine yürüyen adam!..
Susan Pollack'ı...
Küfüre kırmızı kart
Küfüre kırmızı kart
Statlardaki küfürün kökünü silmeyi isteyen federasyon ve emniyet...
Ve Carlos tamam
Ve Carlos tamam
Fenerbahçe, uzun süredir transferi için uğraştığı Roberto Carlos ile...
Köşk'ten Hoca'ya veto
Cumhurbaşkanı Sezer, Erbakan'ın hapis cezasını evde çekmesini...
TBMM'de cuma cemaati dağılıyor
TBMM Başkanı Bülent Arınç ve Başbakan Tayyip Erdoğan, dün cuma...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu