kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Reha Muhtar @ SABAH
 

Randevu defteri kadınları

Hani demiştim ya dün, "Aynı kuşaklar hayatın içinde birbirlerine karşı yorgunlaştıkça, aynı kuşakların kadın ve erkekleri bir daha biraraya gelmeyecek şekilde ayrışmaktadır...
İlişkiler yorulup yıprandıkça, önce eşler değişmekte, eş değişiklikleri işe yaramayınca, kuşak değişikliklerine gidilmektedir."
Bunun sonunda güçlü erkekçıtır kız, olgun kadın-genç erkek birlitelikleri ortaya çıkmaktadır...
Birisinde, gençlik enerji ve tazelik, diğerinde ise para, güç ve tecrübe vardır...
İkisi de birbirinden kendisinde eksik olanı aramaktadır...
Çünkü hayat, inanılmaz ölçüde bireyselleşmiştir...
İstekler, aşklar, sevgiler, beğeniler hatta gerçekler bile bireysel çıkarlar üzerine oluşturulmaya başlanmıştır...
Bana yarayan ve bana yaramayan, bana iyi gelen ve bana iyi gelmeyen ayrımları tek geçerli kıble olmuştur...
Egolar, artık hayatta paylaşımlara, dayanışmalara, ortak değerlere değil, bireysel sahip olmalara, bireysel keyiflere, bireysel mutluluklara odaklı kılınmıştır...
Onun için olgun ya da yaşlı erkekler, güçlerini egzersiz edecekleri, gençlik enerjisi verecek çıtır kadıncıklar aramaktadır...
Bazan da tersi kadın için geçerli olmaktadır...


Bireysellik kötü değildir...
Erkeğin ya da kadının, kendini nasıl taze ve mutlu hissedecekse öyle davranması da ters değildir...
Sonuçta yaşam bireyseldir...
Kararlar bireyseldir...
Hesaplar bireyseldir...
Ancak güçlü erkek-çıtır kız, olgun kadın-genç erkek birlikteliklerinde, yaşanamayan ya da yaşanmaktan sakınılan hep birşeyler vardır...
Güçlü, paralı, havalı ve pürolu erkek, yanında çıtır kızla, arkadaşlarının da takıldığı bir muhteşem restoranda yemek yiyememektedir...
Sadece eşinden değil bakışlardan rahatsız olmaktadır...
Sanki herkesin onu, "Hadi hadi ne yaptığını biliyoruz..." der gibi süzdüğünü düşünmektedir... Aşk yaşasa bile sekse odaklı olduğunun düşünüldüğünü hissetmektedir...
Çok çıtır kadıncıkla, neyi nasıl konuşacağını da pek kestirememektedir...
Hayatta yapmak istediklerinden, yapacaklarından söz edemeyecektir...
Karşısındakinin bunu değil anlaması, algılayabilmesi mümkün değildir...
Hayatta herşeye sahip olmak isteyen gencecik çıtır kızın, kendi arkadaşları yerine bu adamla ne konuşacağı ise ayrıca meçhuldür...
Onunla şakalaşacak mıdır?..
Yaşıtı erkek arkadaşıyla yapacağı gibi oynaşacak mıdır?..
Bunları yapamayacağına göre susup oturacak mıdır?..
Genç çıtır, zaten zengin olsa babasının ve annesinin geldiği bu mekanlara gelmeyecektir....
Zengin değil, sadece olduğu gibi genç olsa yine bir sürü ciks arkadaşıyla çılgın mekanlarda nice çılgınlıklar yapacaktır...
Her halükarda şu karşısında oturup ağır takılan pürolu adamın üflediği dumanı, olgun olgun seyretmek zorunda kalmayacaktır...
Hayatı anlamsızlaştırmayacaktır...


Ağır yaş ve kuşak farklarkının olduğu hayatların birlikteliği çok kolay değildir...
Masada karşı karşıya oturulsa da masada bakılan istikâmetler aynı değildir...
Şık ve lüks bir mekanda, şık ve marka giyinilse de, ortak zevkler bulmak pek mümkün değildir...
Şık, lüks ve marka iki tarafın hoşuna gitse de, bunların hangi markaların hangi ürünleri olacağı konusunda hemfikir olmak mümkün değildir...
Gençlik ve tazelik bir tarafta, para, güç ve karizma diğer tarafta cinselliği kamçılasa da, iki tarafta olmayanlar, bir süre sonra iki tarafta kıskançlığı perçinleyecektir...
Genç ve çıtır kız anlamsız güçler peşinde koşmaya başlarken, olgun ve güçlü erkek, zırva gençliklerin peşinden sürüklenecektir...
Her halükarda iki taraf da saçmalayacaktır...
Kısa süreli saçmalamalarda fazla bir tehlike yoktur...
Hatta adrenalin salgıladığından yararlı bile olabilir...
Uzun sürelileri felakettir...
Sonrasında tedavi pek mümkün değildir...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Randevu defterinden çıkan kadınlar...   / 25-03-2006
 Şaka gibi bir gol   / 25-03-2006
 Ben inandım siz de inanın   / 24-03-2006
 Kadın yaşlanmaları...   / 23-03-2006
 Jean Tigana hata yapınca...   / 22-03-2006
 Neden terk edilir erkekler?..   / 21-03-2006
 Terk edilen erkekler...   / 19-03-2006
 Pop star rol modeller...   / 18-03-2006
 Beşiktaş'ı seviyorum   / 18-03-2006
 Cep telefonlu ihanetler...   / 16-03-2006
REHA MUHTAR
Randevu defteri kadınları
Hani demiştim ya dün,...
MEHMET BARLAS
Balık yağı mı içmeli, paradan uzak mı durmalı?
İlk...
EMRE AKÖZ
'Edepsiz sitelere girmeyin'
Nevruz nedeniyle...
MAHMUT ÖVÜR
Başbakan Erdoğan'a açık mektup
İstanbul Ataköy sahilinde...
SAVAŞ AY
İmamın donu haberimden "Pulitzer ödülü" bekliyorum
Vay...
HINCAL ULUÇ
Sıradan sandığımız şeylerdedir,...
GÜLSE BİRSEL
Ölürsem kabrime gelin!
Son haber gerçekten esaslı:...
Başkana selam yola devam: 2-1
Başkana selam yola devam: 2-1
Özhan Canaydın'ın, İstanbul'da yeniden başkan seçildiği anlarda...
Dış saha krizi bitti
Dış saha krizi bitti
Deplasmanda oynadığı son üç lig maçında berabere kalan Galatasaray,...
"Paşam tamamen bu işin dışındadır"
Orgeneral Yaşar Büyükanıt'la önceki gün yaptığı görüşmeyle ilgili...
Başkentte şok iddia
Şemdinli iddianamesi hazırlanırken Dinçer ile Sarıkaya arasındaki...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu