kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Ali Kirca @ SABAH
 

53 yıl önceydi...

4 Nisan 1953, sabaha karşı ikiyi yirmi geçe, çevredeki bütün alıcılar, şu mesajı kaydetti:
"S.O.S. Şimdi Çanakkale Boğazı'nda, Naraburnu önünde bir denizaltıyı batırdım. S.O.S."
Mors alfabesiyle telgraflara kaydedilen kelimelere inanamıyordu kimse.
Birisi, gecenin sessizliğinde, koskoca bir denizaltıyı batırdığını söylüyordu.
Ürkek ve telaşlı; korku dolu bir itiraf içeren mesajın ardından sahibinin imzası da geçiyordu telgraf şeritlerinden: "İsveç gemisi Naboland Süvarisi Kaptan Lorentzon!"


Bir trajediydi yaşanan... Aslında "o" trajedinin yıllar sonra hatırlanması bu satırların yazarının çabalarıyla mümkün olabilmişti büyük ölçüde... (Bu kez olayın sonrasına ve hiç bilinmeyen bir yanına değineceğiz.) Evet... 1998'de, bu köşede yayımlanan "Titanik-Dumlupınar" başlıklı yazı, hem Yeşilçam'ı, hem de televizyoncuları ve belgeselcileri 50 yıllık bir uykudan uyandırmıştı.
Lakin... Yazımız başkalarına esin kaynağı olsa da, bu işi yapmayı biz borç bildik kendimize.
Sonraki yıllarda o müthiş "Çanakkale" filmine imza atan Tolga Örnek'le buluştuk. Gerekli izinleri aldık. Çalışmalara başladık.
"Belgesel-drama" tarzı bir filmle trajediyi ekranlara taşıyacaktık.
Olmadı. Büyük kriz, "Titanik" filminin bir benzeri olacak bu dev projeyi olanaksız kıldı.
Ama vazgeçmedik... 2002 yazında, "Ah bir ataş ver!" türküsüne eşlik eden hiç değilse"beş" dakikalık bir "belgesel-öykü"yle, 80 metre derinlikte unutulan "insani" acıları su yüzüne çıkardık.


Bitmedi. Bir işimiz daha vardı yapılacak:
"Dumlupınar'a yolculuk!"
Aslında, kazadan beş yıl sonra, ilk kez bir dalgıç 80 metre derinlikteki denizaltının güvertesine inmişti.
1958'27 Eylül'ünde, dalgıç astsubay Kemal Tutan telefon hattından güçlükle duyulan boğuk bir sesle, şöyle anlatmıştı gördüklerini:
"Denizaltının üstündeyim. Pervaneyi görüyorum. Denizaltı sancağa doğru 1520 derece yatmış. Gemi deniz izbirosu ile kaplı. Bembeyaz her taraf. Kar yağmış gibi. Çiçek gibi."


Tarihi bir andı. Ama, o dönemde, kimsenin aklına görüntü almak gelmemişti. Ve kazadan tam 50 yıl sonra, Türkiye; Dumlupınar'ın ilk görüntülerini de ATV Haber'de izledi.
Büyük usta Haluk Cecan ve ATV Haber'den Korcan Karar'la birlikte, Dumlupınar'ı 80 metre derinlikte "ilk görenler" olduk.
Gerçekten kar yağmış gibiydi, çiçek gibiydi. Nefeslerimiz tutuldu. Ve bu heyecan verici görüntüleri canlı yayında; kazadan kurtulan beş kişiden biri olan emekli Amiral Hasan Yumuk'la birlikte, izleyicilerle paylaştık. ATV Haber'in, en heyecan verici, en çok izlenen, tarihi yayınlarından biriydi. Belki de birincisi...


Buraya kadar olanları izleyenler hatırlıyordur. Ya kazadan sonra yaşananlar? Kaza sonrasında, dünya denizcilik tarihinin en ilginç "dava" larından birinin yaşandığını kaç kişi biliyor? Çanakkale Ağır Ceza Mahkemesi'nde; cilt cilt romanlara konu olacak, karşılıklı bir hukuk mücadelesine tanık olunduğunu biliyor muyuz? İsveçli kaptanın sözlerini, davada Türk tarafını savunan avukat şöyle yorumlar:
"Bu ifade, henüz mesuliyetlerin hesaplanamadığı ilk anlarda elim hadisenin tevlit ettiği korku ve heyecanla yapılan samimi bir itirafın mahsulüydü."
İlk anda, "Bir denizaltı batırdım" diyen İsveçli kaptan, sonradan Dumlupınar'ın süvarilerini suçlar. Dava uluslararası ilgi odağı olur. İsveçli kaptan için verilen mahkumiyet kararı bozulur. Bilmek isteyenler için soluk soluğa okunan dava ve karar tutanakları elimizdedir.


Peki biz yalnızca bunu mu söylemek istiyoruz şimdi burada? Bir kaptan; kendisinin bir denizaltıyı batırdığını cümle aleme kendisi duyurur. Karanlıkta çarpışan gemilerin kaptanları mahkemede hesap verir. Mahkum olurlar, olmazlar, ama hesap verirler. Hiç istemeden yol açtıkları bir kaza nedeniyle hem de...
Peki ya tarih boyunca... Ülke gemisini batıran, karaya oturtan, hasar gördüren, rotasından çıkaran "siyaset kaptan" larının, kendiliğinden "S.O.S" mesajları çekip; "Ben bir ülke batırdım, haberiniz olsun!" dediğini duydunuz mu hiç? Duydunuz mu?

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kuşlara dair - 4   / 03-04-2006
 Fakir fukara...   / 31-03-2006
 Trençkot mafyası   / 27-03-2006
 Erişti nevbahar...   / 22-03-2006
 Şahin kardeş...   / 20-03-2006
 Arka kapak   / 17-03-2006
 Harbiyeli olmak!..   / 15-03-2006
 Diktatörler de ölür!..   / 13-03-2006
 Kadınlardı "kast"ımız!   / 10-03-2006
 Eyila...   / 08-03-2006
ALİ KIRCA
53 yıl önceydi...
4 Nisan 1953, sabaha karşı ikiyi yirmi...
YILMAZ ÖZDİL
Kanun...
Bıçak kemiğe dayandı.
Polis, sert önlemler...
ERGUN BABAHAN
İnsanca dil
Güneydoğu'nun çeşitli illeri eylemlerle...
UMUR TALU
İçi, dışı, altı, üstü
Gelip geçerken tabela gözüme,...
FATİH ALTAYLI
ABD Türkiye'ye güvenmiyor
ABD'nin Ankara Büyükelçisi...
ERDAL ŞAFAK
Aklınızda bulunsun
Niyetimiz Finansbank'ın...
MEHMET BARLAS
Krizin nedeni iktidarın korkaklığı mı?..
Türkiye'de...
Seks hatlarında iktidar anketi!
İtalya'da başbakanlık koltuğunun 2 adayının TV tartışmasında...
AB 'gel katıl' rüşveti veriyor
Enerji krizine giren AB, aradığı "hayat öpücüğünü" Danimarka'nın...
En zoru bu yıl
En zoru bu yıl
Türkiye Ligi'nde son iki sezonun şampiyonu olan Fenerbahçe'de, başkan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu