Hangi Erdoğan gerçek yoksa hiçbiri mi?
Eğri oturup doğru konuşalım. Gecekondu, Türkiye'de çarpık modernleşmenin yarattığı bir ucubedir. Kamu hortumu örneğidir. Bu sistem, zaman içinde kendi ağalığını yaratmış ve gecekondu zenginleri türetmiştir. Büyük kentlerde namusuyla çalışan, vergisini ödeyen milyonlarca insan başını sokacak bir konut bulmakta zorlanırken, köyünden çıkıp İzmir, İstanbul veya Ankara'ya gelen milyonlar, kamu arazisi üzerinde, ev sahibi olmuşlardır. Üstelik bunu kentleri çirkinleştirerek, mimariyi bozarak yapmışlardır. Bunun en önemli sorumluları, Menderes'ten başlayarak Demirel ve Özal'dır. Bu sağ siyasetçiler plansız göçü ve kamu arazisi yağmasını teşvik ederek gecekonduculuğun önünü açmışlardır. Gecekondu, hukukun reddidir. Bu siyasetçiler, özellikle iktidar dönemlerinde hukuka saygı duymadıkları için, bedava ev sahibi yaptıkları insanlardan gelecek oyu düşünmüş, mülkiyet hukuku, kent hukuku gibi kavramları kulak arkası etmişlerdir. "Verdiysem ben verdim" anlayışının doğal sonucu bu gecekondulardır. Bu işin, basitleştirilmiş bir tarihçesi. Gelelim bugüne... Başbakan Erdoğan, gecekondu sahiplerine sert çıkmış, "Neresi zavallı bunların. Kendilerini acındırmasınlar" demiş. Eğer Türkiye'nin yakın geçmişini, Erdoğan'ın geçmiş siyasi duruşunu bilmiyorsanız "politik olarak doğru bir duruş" dersiniz. Bir başbakanın büyük hortum olduğu gibi, küçük hortuma da karşı çıkmasını takdirle karşılarsınız. Ama biraz durup düşünürseniz, Erdoğan'ın bir başka tavrı karşınıza gelir. Henüz Kasımpaşalı olduğu, zengin sofralarına oturmadığı dönemlere ait tavrı. Star televizyonunda Pınar Türenç'in sorularını cevaplarken takındığı tavrı bugün gibi hatırlarsınız. Kaçak konutta oturduğunu iddia eden Pınar Türenç'e nasıl posta koyup, kaçak yapıda oturmaktan gurur duyduğunu anlatan Refah Partisi İstanbul Belediye Başkan adayı Erdoğan'ı hatırlarsınız. Yerel seçim için halktan oy isteyen Erdoğan'dan gecekonduculara fırça atan Erdoğan'a olan değişim sürecini zihninizde canlandırırsınız. "Hangisi doğru; hangisi gerçek?" diye sormak gelir içinizden. Sonra hatırlarsınız, Erdoğan gerçekten değişmiştir. İktidar, herkes gibi Erdoğan'ı da değiştirmiştir. Sorun, gecekonduya ilişkin tavrı değildir yalnızca. Bu tavrı dile getirirken takındığı tavırdır aslolan. Özünde doğru olsa bile, zarfında yanlış bir tavırdır bu. Kendi halkını aşağılayan, hakir gören bir tavır. "Hangi Erdoğan sahiciydi" sorusu aklınıza gelir. Kaçak inşaatı savunan Erdoğan mı gerçektir, Zapsu'nun Amerikalılara "Onu kullanın" çağrısı yaptığı hale gelen Erdoğan mı? Yoksa hepsi bir takiyye veya rol kesme midir? Aslolan iktidardır ve ona varmak ve onu korumak için her yol mubah mıdır?
|