kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   News in English
   Son Dakika
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Turizm Rehberi
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Umur Talu @ SABAH
Tel:
0537 660 71 21
Fax:
0212 280 05 51
 

Bir de kendimiz

Demirel ile Erdoğan' ın "Türbanistan" polemiği, sözde atışması, içten pazarlıklı didişmesi ikiyüzlülüğün orta oyunu.
Kusura bakmasınlar; bu ülkedeki, maalesef CHP ve DSP gibi sol görünümlü yahut sosyal ve sol lakaplıların kalın gövdeleri de dahil, merkez ve merkezkaç, merkeze kaç sağın tüm ikiyüzlülüklerinin bir sureti.
Rejimin, demokrasi, adalet, eşitlik, evet laiklik anlayışlarımızın...
Sözde cinsiyet eşitliğinin, sözde fırsat eşitliğinin, sözde özgürlük arayışları ve vaatlerinin tüm ikiyüzlülüklerinin simgelerinden biri.
Bu ülkede defalarca başbakan olmuş, cumhurbaşkanlığı ile onurlanmış birisi...
İşine geldiğinde "Allah'ın ipi" ne, gelmediğinde "rejimin ipi" ne sarılmış...
Bazen "demokrasinin babası" na, bazen "darbeciliğin babası" na halat bağlamış birisi, şimdi çıkıyor, "Türbanlı şuraya gidip okusun... İktidarsın, sıkıysa burada okut" diyor.
Ve daha gencinin, halihazırın başbakanının buna tüm cevabı da, adeta kendi kızını nerede okutmak zorunda kaldığını unutmuş gibi, elhak hakikaten iktidar olmamış da adaymış gibi, "Bu çocukların yeri bu topraklardır" oluyor.


Bakın, mutlaka bir zaviyeniz, hatta bir cepheniz vardır.
Belki biraz yumuşak, belki bodoslama yaklaşıyorsunuzdur bu mevzua.
Bu partilere, politikacılara oy da vermişsinizdir belki.
Meseleyi hep size, bize gösterdikleri gibi "Cambaza bak!" diye izlediğimizde, tarihi yanılgılar içinde takvim yaprakları koparıp duruyoruz.
Mesele, bu ustaların ve tabii ki birçoklarının, sözde demokrasi veya cumhuriyet bekçilerinin gerçekten demokrat, cumhuriyetçi ve adil olabilme kapasitelerinin sınırlılığı, bunu tüm kalpleriyle, tüm riskleriyle, tüm idealiyle idrak etme niyetlerinin yokluğudur.
Mesele, sadece başı açık olana, başı kapalı olana bakışları...
Hem karşıdan, "öteki" olarak, "benden olmayan" diye, "rejime veya dine düşman" damgasıyla filan bakışları değil...
Bizzat kendi içlerinden, kendi saflarına bakışlarındaki demokratlık, özgürlükçülük, kardeşlik, eşitlik, adalet terkibinin de yamukluğudur.
Demirel belki "demirkırat" olmuştur; ama kitabi lafların dışında hiç demokrat olamadı.
Erdoğan, demokrasiden, bazen araç, bazen amaç, bazen bulamaç olarak çok bahsetti de; demokrasi kültürü yok. Niyeti de sanki.
Ordunun hiyerarşisi, dışlamacı, ayrımcı, komutacı disiplin ile kültürü içinde yetişmiş ve kıdemlenmiş birisinin demokrasi kültürünü gerçekten edinebilmesi günün sürprizlerindendir; hükmettiği sürece, özellikle.
Başı açık, dinini, inancını yahut inançsızlığını, hayatını öyle idrak eden nice kadın, türbanda bir kadın değil, bir düşman görür.
Üniversiteye, kışlaya, Çankaya'ya giremeyen, lakin bugün yerel ve merkezi iktidar hazzı tadabilen, ama bunu erkeğin arkasında ve o sayede idrak eden nice kadın, özgürlük, eşitlik sorununu "kendi erkeklerinin iktidarının uzanamadığı" alanlardan ibaret görür.
Kadın olduğu için maruz kaldığı ayrımcılıklara tümden tavır geliştirmekte zorlanır.
Buna karşılık, türbanıyla, kocasıyla, babasıyla, partisiyle, parasıyla, servetiyle iktidar olamamış, sınıfı neyse oraya tıkılmış nice genç kız ve kadın ise, başı açıkların sandığından ve birçoğundan, başı kapalı iktidar seçkinlerinin tahayyül edebildiğinden daha fazla yol almıştır özgürlük, demokrasi kültüründe.


Meselemiz artık, kendi saflarımıza, cephelerimize sıkı sıkı sarılmak değil; gerçekten vicdanlı, akıllı, adalet, eşitlik, özgürlük ufkuna sevdalı ve demokrasi ile cumhuriyetin daha iyi bir şey olabileceğine dair umutlu isek; önce karşıdaki duvarlara değil, kendi yakınımızdaki zincirlere, ikiyüzlülere bakacağız.
Bu bazen bizzat kendimiz, kendi içimiz de olabilir!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ufacık tefecik   / 03-05-2006
 Haklı dava   / 02-05-2006
 Kaç yaşındasınız?   / 01-05-2006
 Teselli odur ki   / 30-04-2006
 Bir fark olmalı   / 28-04-2006
 Delikanlı olacaksın!   / 27-04-2006
 Çok doğru dedi!   / 26-04-2006
 Rüya gibi ülke!   / 25-04-2006
 Çocuk kalsın!   / 24-04-2006
 Darbeciye ibret olsun!   / 23-04-2006
YILMAZ ÖZDİL
Takıyye...
"Arabistan'a gidin" diyor...
ERGUN BABAHAN
Erken seçim işaretleri
Hasan Cemal bir süre önce...
MEHMET BARLAS
"Tembel avratlar" ve "tembel demokratlar"
Baktım, bizim...
UMUR TALU
Bir de kendimiz
Demirel ile Erdoğan' ın...
FATİH ALTAYLI
Polat, Yıldırım'la da buluşmuştu
Son günlerin en çok...
ERDAL ŞAFAK
Tehlikeli sinyaller
Türkiye sonu gelmez...
Üstüne çıkıp düşünmek için tepe diktirdi
Prodi karşısında aldığı seçim yenilgisini bir türlü hazmedemeyen...
'Beş adımda görev tamam' yalan oldu
ABD Başkanı 3 yıl önce "Görev tamamlandı" deyip Irak'ta 5 aşamalı...
Mağrur olma Fener Beşiktaş seni yener: 3-2
Mağrur olma Fener Beşiktaş seni yener: 3-2
Kupa finali nefesleri kesti. Beşiktaş, devreyi Tümer ve Gökhan'ın...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu