|
|
Kadın kendini yeniler ve asla yenilmez!
Bir avukat arkadaşımla konuşurken açıldı konu. "Kadınlar" dedi, "Feci... Çok feci..." (Bunu söyleyen kişi tabii ki erkek.) "Niye" diye sordum Boşanma davaları sürecinde gözlemlediklerini anlattı. En yenik olduğu anlarda bile hayat içinde binbir maskeyle dolaşan kadınlar bir avukatlarının bir de psikologlarının karşısında bütün maskelerini indirirlermiş. Her şeyi anlatıyorlarmış ona. Hiç saklamadan... Söylediklerine kahkahalarla güldüm ama tespit doğru. Birilerinin kadınların bütün kodlarını çözmesi pek iyi bir şey değil. Bu nedenle kadınlara, özellikle bazı meslek grubundan erkekler karşısında daha dikkatli olmalarını öneriyorum! Yemiyorlar yani... Neyse... "Niye kadınlar feci?" diye sorduğumda, anlattıklarını gülümseyerek dinledim, sonunda da "Haklısın" demek zorunda kaldım. Ama gelin önce hikayeyi anlatayım size: Erkek vazgeçmiş evliliğinden. Oturmuş, eşiyle konuşmuş. Onu artık sevmediğini söylemiş. Boşanmaya karar vermişler. Mal paylamışı konusunda da anlaşmışlar. Ve dava açılmış. Ne kadar medeni geliyor değil mi? Ama yok, öyle değil... Boşanma süreci başladığında, hikayenin kadın kahramanı bütün maskelerini bir yana bırakmış. "Süründüreceğim onu" demeye başlamış. Çünkü erkeğin bir ilişkisi olduğunu öğrenmiş. "Ya, niye vazgeçmez ki kadınlar?" dedi arkadaşım. "Hem boşanmaya karar veriyor hem de hâlâ ona nasıl zarar verebilirim hesapları yapıyor... Bir de öteki kadını takmış kafaya..." Ben de "Yenilgiyi sevmezler de ondan" dedim, "Hele bir başka kadın tarafından yenilgiye uğratılmayı hiç sevmezler. Aslında kadınlar için giden adamdan çok onun hayatına gelen kadın önemlidir." Gerçekten böyledir. Bitmiş ilişkilerin gitmiş erkekleri aslında hiçbir yere gidememiştir. Ta ki kadın buna izin verinceye kadar... Bu konuşmadan birkaç saat sonra bu kez bir kız arkadaşımla telefonda konuşuyorum. Eşinin bir başka kadınla ilişkisini öğrenen medyatik bir hanımı görmüş sinemada. "Saçlarını kestirmiş. Bir kız arkadaşına da göğüslerini küçülttürdüğünü anlatıyordu" dedi... İşte böyle... Bir kadının en yıkık, en derbeder olmasını beklediğiniz anda o başka bir şey yaşıyor. Kendini yeniliyor, değişiyor. Bir anlamda yeniden doğuyor. Bundan daha güzel bir örnek olabilir mi? Yukarıdaki başlığı boşuna atmadım yani. Kadın, asla yenilgiyi kabul etmez ve en zor durumda bile kendini yeniler, hatta küllerinden yeniden doğar. Ve bunu yaparken de bütün silahlarını ortaya koyar. Peki, üzgün bir kadın, aldatılmış bir kadın, derbeder bir kadın, dağılmış bir kadın kendini yenileme gücünü kimden alır? Her zaman ve daima öteki kadından. Erkekler mi? Onlar bu oyunda sadece figüran! Esra Akkaya'yı hatırlıyor musunuz? Kudret Sabancı ile Sanem Çelik aşkı gündeme geldiğinde iki gözü iki çeşme ağlıyordu. Ne oldu? Birkaç gün sonra müthiş bir fiziksel değişimle-gayet derlenmiş ve toparlanmış olarak-karşımıza çıktı. Üstelik bugünlerde hayatında yeni bir aşk da var. Ve aradan sadece 1.5 ay gibi kısa bir zaman geçti.
|