kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Erdal Safak @ SABAH
 

Yine Lüksemburg

Türkiye'nin uzun, çok uzun AB yolculuğunda Lüksemburg uykusuz gecelerin, bitmeyen pazarlıkların, krizlerin, zoraki, hatta pamuk ipliğine bağlı uzlaşmaların simgesi haline geldi.
Ya da en zor randevuların mekanı olarak nedense hep 2.586 kilometrekare büyüklüğünde, 445 bin nüfuslu bu tuzu kuru meşruti krallık (dükalık) seçildi.
Örneğin AB'nin 12-13 Aralık 1997 Lüksemburg liderler zirvesi tarihe Türkiye ile Avrupa arasındaki iplerin kopma noktasına geldiği bazılarına göre koptuğugün olarak geçti. AB o zirvede "En büyük genişleme dalgası" diye nitelenen Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerine kapılarını açma kararı aldı. Toplam 12 ülke. Türkiye ise özellikle Almanya Başbakanı Helmut Kohl'un baskıları sonucu sürecin dışında bırakıldı, sadece "Üyeliğe ehil ülke" gibi, göz boyamaktan öte hiçbir anlamı ve bağlayıcılığı olmayan bir formülle geçiştirildi.
AB bürokratları zirveden kapıyı çarpıp çıkan Başbakan Mesut Yılmaz'ın ağır tepkisini, altından kalkması zor iddialarını bugün bile ürpererek hatırlıyor. Yılmaz, Almanya'yı "Lebensraum" politikaları izlemekle, Doğu Avrupa'da kendine "Yaşam alanı" aramakla suçladı. Yani, Hitler politikalarını devam ettirmekle.
Dahası, Ankara'ya dönüşünde, 14 Aralık sabahı yüklü bir misilleme paketi açtı:
AB ile ilişkiler 1963 Ankara Anlaşması çerçevesinde yürütülecekti. Bir başka deyişle, Turgut Özal'ın 1987'de yaptığı tam üyelik başvurusu geçerliliğini yitiriyordu. Türkiye bundan böyle AB ile Kıbrıs, Ege ve insan hakları konularını görüşmeyecekti, siyasal konularda müzakere yapmayacaktı. Gümrük Birliği korunacaktı ama AB söz verdiği mali yardımları yerine getirmezse o alanda da yeni adım atılmayacaktı. Türkiye eski Doğu ülkelerinin NATO üyeliğini de veto edecekti.
İki yıl sonra yapılacak Helsinki zirvesine kadar sürecekti Türkiye'nin öfkesi ve AB ile arasına mesafe koyması...

100
sayfadan sadece 2'si
Bir başka "Lüksemburg hatırası", üstünden sadece 8 ay geçtiği için olanca tazeliğini koruyor : Müzakere Çerçeve Belgesi'nin kabul edildiği ve Türkiye ile müzakerelerin açılması kararının alındığı 3 Ekim 2005 gecesi...
AB'nin 25 üyesi arasındaki görüşmeler 16 saat sürdü. Avusturya imtiyazlı ortaklık için bastırdı, Fransa hazmetme kapasitesinde direndi, "Rum yönetimi "Ya bana ya bana" şımarıklığının tüm rezil örneklerini sergiledi. Dönem başkanı İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw sinir krizinin eşiğine geldi.
AB'nin isteri nöbetlerinin geçmesini Ankara'da bekleyen Gül salona girdiğinde, zamanın durdurulduğu saat 00.48'i gösteriyordu.
Son ana kadar süren at pazarlığıyla işte bir kez daha Lüksemburg klasiği yaşandı dün. Aralık 2002 zirvesinde "Yeni üye adayı" olarak "Kendisinden sonra AB'ye katılacak adayların üyeliklerini önlememeyi ve genişleme sürecini geri döndürmemeyi" yazılı olarak taahhüt eden Kıbrıs Rum yönetimi bir kez daha sinekten yağ çıkarmak için her türlü çelmeyi denedi. Türkiye'yi açıkça engellemek işlerine gelmeyen AB'nin saygın üyeleri bir kez daha Rumların arkasına sığındı.
Ve tüm bunlar müzakerelerin 35 fasılın en kolayı, en sorunsuzu denilen "Bilim ve Teknoloji" başlığı için yapıldı. 100 bin sayfayı aşan birlik müktesebatının topu topu 2 sayfası için. Bazısı yüzlerce, bazısı binlerce sayfa tutan başlıkların açılıp kapanmasında yaşanacakları varın siz düşünün...
Mesut Yılmaz'ın dediği gibi, "70 milyonun kaderini 700 bin Rum'un eline teslim eden görüşme mekanizması" yapılırsa, olacağı bu.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 İki Nazenin   / 12-06-2006
 Devlet adamı   / 11-06-2006
 Yüzde 175.2   / 10-06-2006
 Barışçı savaş   / 09-06-2006
 Kırım Savaşı   / 08-06-2006
 Yeni bir heyecan   / 07-06-2006
 Sağ-sol farkı   / 06-06-2006
 Ölü filonun amirali   / 05-06-2006
 Sürdürülebilir mi?   / 04-06-2006
 Karadağ kıvılcımı   / 03-06-2006
ERGUN BABAHAN
Diyarbakır'dan PKK'ya mesaj
Güneydoğu'dan şiddet...
MEHMET BARLAS
Bekleyen derviş muradına gerçekten ermiş mi?
Bütün...
UMUR TALU
Ne demeli?
Ben de Zerkavi' ye "cellat" derdim.
FATİH ALTAYLI
Ölümü göster, sıtmaya razı et
Kıbrıs Rum tarafının tavrı...
ERDAL ŞAFAK
Yine Lüksemburg
Türkiye'nin uzun, çok...
'Futbolda yaptığınızı yapın'
İsrail'in en ünlü işadamı ve Gebze'deki teknoparkın kurucularından...
Yardımcısı coştu yenilince üzüldü
Nükleer krizin ortasında bir de Dünya Kupası tartışmalarına neden...
Bu kez açık mavi: 2-0
Bu kez açık mavi: 2-0
24 dakikada 6 korner, 90 dakikada 13'ü isabetli, 18 şut.. İtalya,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu