kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
 

Cehalet ümmilikten tehlikeli

Çok sevdiğim bir meslektaşım var... Arapça'yı anadili gibi konuşur. Ama Arap alfabesini bilmediği için okuması, yazması yoktur. Onunla Arap ülkelerini birlikte gezer, röportajlar yaparken, sokak tabelalarını bile okuyamamasına takılır, iğnelerim onu:
- Sen cahil değilsin ama ümmisin, derim.
O da bu takılmamı hep gülerek karşılar ve hep aynı cevabı verir:
- Ümmetin bir bölümünün ümmi, bir bölümünün de cahil olması kaçınılmazdır. Sen asıl okuma yazma bilip de cahil olanlara takılsana...
O meslektaşımın vurguladığı "Cehalet" gerçekten tüm dünya için yaygın bir olgu. Zamana bağlı olarak gerçekleşen dramatik gelişimi gören ve kendi hayatına bu değişimin nasıl yansıdığını hisseden sayısız insan, bunu görmezden gelmek ve eskisi gibi davranabileceğini zannetmek cahilliğine sık sık düşmüyor mu?
Eski Sovyet-Amerikan dehşet dengesinin sona erdiğini görmezden gelen Çavuşesku'nun, Miloşeviç'in, Saddam'ın serüvenlerini canlı yayınlardan izlemedik mi? Onların istihbarat servisleri, diplomatları, siyasi danışmanları vardı. Dünyadaki her gelişme her sabah önlerine raporlar halinde bırakılıyordu. Okumaları, yazmaları vardı ama cahildiler. Bunu bir gün yalnız bırakıldıkları zaman anladılar.

CEHALET TAŞINAMAZ
Osmanlı'dan Cumhuriyet'e aktarılan siyaset geleneğinde cehalete yer olmadığını, ümmiler de bilir. Bu coğrafyanın dış konjonktürden nasıl etkilendiğini, her dönemin insanları yaşayarak öğrenmişlerdir. Dış konjonktürdeki gelişmeler doğru algılandığı ve iç politika ona uyumlu geliştirildiği zaman, biz Türklerin ufku hep açık olmuştur. Tersine durumlarda ise, içeride ne huzur, ne güven kalmıştır.
Elbet "İç dinamikler" de çok önemlidir. Ama sade Türkiye'nin değil dünyadaki pek çok ülkenin iç dinamikleri, dünya konjonktürünü değiştiremiyor. Enerji fiyatlarını, enerji kaynaklarına sahip olan ülkeler değil, bunları pazarlayan şirketler belirliyor. Ekonomik mucizeler yaratan ve Amerika'yı ürküttükleri varsayılan ülkeler, döviz rezervlerini Amerikan dolarında tutuyor. Amerikan Merkez Bankası FED'in enflasyonist endişelere kapılıp reeskont faizlerine takılması, Brezilya'yı da, Türkiye'yi de aynı anda sarsıyor.
Bu global bağımlılık, siyaset alanında da fazlasıyla var.
Siz bundan 20 yıl önce Sovyetler Birliği'nin çöküp dağılacağını, tüm Doğu Avrupa ülkelerinin önce NATO'ya, sonra AB'ye gireceğini ve Türkiye'nin 2006'da da AB kapısında bekleyeceğini düşünebilir miydiniz? Veya dönemin Başbakanı Ecevit 1974 Kıbrıs Harekatı'na karar verirken, sonu siyasi çözüme bağlanmayan bir askeri harekattan 30 yıl sonra, Kıbrıs Rumları'nın AB üyesi konumunda Türkiye'nin AB yolculuğunu veto edebileceğini görebilmiş midir?
O anda, otobüslerin arkasındaki miğferli "Kıbrıs Fatihi" posterlerinin, iç politikada bir seçim zaferine dönüşebileceği hesabına takılmıştır Ecevit.
Türkiye'de "Kalıcı siyasi başarı" ancak iç ve dış politikayı aynı anda görebilmeye ve "Yarın"ı öngörebilme yeteneğine bağlı olarak sağlanabilir. Seçim zaferleri ve TBMM'deki çoğunluklar, kalıcı başarıya defalarca yeterli olmamıştır.

SİYASET VE GERÇEKLER
Bu gerçeklerin ışığında, önümüzdeki cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçim kadar, "Kıbrıs sorunu"nun çözümünün de önemli olduğunu, siyasetimizin aktörlerinin bilmeleri gerekiyor. Bunun gibi Ortadoğu'daki olağanüstü geçiş döneminin Türkiye'ye olumsuz yansımalarını önlemek için, "Kürt realitesi"ne kalıcı bir çözüm bulunması ve bazılarının türban dolayısıyla yeniden takıldıkları "Laik-dinci" gerginliğinin, ülke gündeminden çıkartılması gerekiyor.
Bu konulardan hepimiz sorumlu olsak da, demokrasinin gereği olarak en fazla sorumluluk, iktidara düşmektedir.
Örneğin dünyada kültürler arası uzlaşma kampanyası açan Başbakan Erdoğan'ın, ülkedeki kültürler arası uzlaşmayı da sağlayacak adımlar atması şarttır.
Komşularımızla siyasi ve ticari ilişkileri geliştirmek için, sırasında dış konjonktürü de hesaba almayan AK Parti iktidarının, Kıbrıs'ın AB yolundaki engel olmaktan çıkması için, gereğinde iç dinamiği değiştirecek cesur kararlar alması kaçınılmazdır.
Önümüzdeki problemlerle dolu iç ve dış konjonktürden olumsuz etkilenmememiz için, çözümü bize bağlı problemlerimizi çözmemiz, aklın ve ulusal çıkarların kaçınılmaz gereğidir. Her şeyi görüp de bunları anlamamak ve önlem almamak gibi bir cehaleti, Türk siyaseti tarihin hiçbir döneminde taşıyamamıştır.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bekleyen derviş muradına gerçekten ermiş mi?   / 13-06-2006
 Partizan kadrolaşma herkese zarar verir...   / 12-06-2006
 Aynı harflerle, sevgi de nefret de üretilebilir   / 11-06-2006
 Gündemimiz kuşkularla ve sorularla dolu...   / 10-06-2006
 Biz Türkler kendimizi nasıl tanımlıyoruz?   / 09-06-2006
 Siyasette kolay yol kamplaşmaktan geçer   / 08-06-2006
 Deformasyon ve dezenformasyon bir araya gelirse...   / 07-06-2006
 Yatağın altındaki timsah ya bir paranoya değilse?   / 06-06-2006
 Askerle polisin arası neden açık olsun ki?   / 05-06-2006
 İnsanı en fazla yamyamlar severler   / 04-06-2006
ALİ KIRCA
Birkaç satırlık bir yazı...
Geçen yıl Anneler Günü'nde,...
YILMAZ ÖZDİL
Durdurun bu ayıbı...
Canım çok sıkkın...
Okuyunca,...
ERGUN BABAHAN
"Burada Tanrı Yoktur" galiba hoşgörü de
Müzeler açık...
MEHMET BARLAS
Cehalet ümmilikten tehlikeli
Çok sevdiğim bir...
BALÇİÇEK PAMİR
Kirli çamaşırlar
Bir kadın çıkıyor ve diyor ki...
UMUR TALU
Kitle gazetesi
Büyük bir kitle gazetesi, tüm gücünün,...
FATİH ALTAYLI
Bakan Koç genelev tabelasını kaldırtmamış
Bodrum...
ERDAL ŞAFAK
AB hamamı
Türkiye ile AB arasında fiili...
Yine hava saldırısı yine çocuklar öldü
Kendi ordusunun 'Filistinli piknikçi ailenin öldüğü plaj saldırısında...
Güç düellosu başladı
İktidardaki Hamas sokağa kendi silahlı güçlerini saldı. Devlet...
Yalancı samba
Yalancı samba
Tarihinin en iyi kadrosuyla Almanya'ya gelen Brezilya, ilk maçında...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu