kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Asli Aydintasbas @ SABAH
 

Tren kazasında Türkiye resmi

Türkiye'nin Avrupa Birliği'yle ilişkileri, bu sonbaharda Avrupalıların " tren kazası " dediği bir çatışma noktasına gidiyor.
Geçen hafta Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün bir günlük Lüksemburg gezisine katıldığımızda, iki tarafın da, en azından duygusal olarak, " kopma " noktasına yaklaştığını çok net biçimde gözlemledik.
Genelde fevri ifadelerden kaçınıp diplomatik bir üslup kullanan Gül, bu kez " zehirleme " kavramından söz ediyordu. Ankara, "Kıbrıs'ta yapacağımızı yaptık. Bundan sonra Rumların Türk-AB ilişkilerini 'zehirlemesine' izin verecekse, bu tesadüf değil Türkiye'ye yönelik siyasi bir tavırdır . Tren kazası olacaksa bunun tek sorumlusu biz değiliz" diyor. Avrupalılar ise "Siz Ankara anlaşmasını imzalarken neyi taahhüt ettiğinizi biliyordunuz . Limanları açmamaya direnmek, Avrupa'ya şantaj yapmak demek" diyor.
Bu noktadan sonra tartışılan , tren kazasının olup olmayacağı değil; kaç şiddetinde olacağı ve kaza sonucunda Türkiye'nin üyelik müzakerelerinin askıya alınıp alınmayacağ ı. Avrupa kulislerinden anlıyoruz ki, Başbakan Erdoğan'ın "Müzakereler durur, diyorlar. Hayret bir şey. Durursa durur" çıkışı, Fransa Cumhurbaşkanı Jacques Chirac'ı "sinir etmiş." Chirac, Türkiye'nin meydan okuma hakkı olmadığı görüşünde. Kıbrıs Rum kesimine yönelik izolasyonların kaldırılması karşılığında limanları açmaya fit olan Ankara ise, makul ve haklı bir pozisyonda olduğunu biliyor. Gül buna " Moral highground'ı (ahlaki üstünlüğü) kaybetmeme" diyor.
Durum böyleyken kriz kaçınılmaz. Dünyanın sonu da değil... Türkiye'yle ilgili yeni bir ilerleme raporunun yayınlanacağı ekim ayına giderken Erdoğan ve Avrupalı liderler söz düellosuna "dur" demezse, "müzakerelerin askıya alınması" gündemde olacak.
Ancak burada " Washington faktörü "nü de unutmamak lazım. Türkiye'nin müzakere sürecinin askıya alınmasını istemeyen ABD, Ekim ayına kadar " tren kazasını önleme " yolunda diplomatik ağırlığını hissettirecek. Önce Türkiye'nin limanları açmasına imkan veren, Kıbrıs Türkü'nün izolasyonu kaldırma yönünde "makul bir paket" arayışı var. Bu olmazsa en azından krizin müzakereler askıya alınmadan atlatılmasına çabalayacak.
Peki tüm bunlar iç politikada her geçen gün yükselen gerilim perdesini nasıl etkileyecek? Sanılanın aksine, AK Parti Avrupa sürecinin sekteye uğraması durumunda iç politikada daha da sıkışacağını düşünmüyor. Tam tersine, Başbakan'ın hafta sonu çektiği rest ve bu yönde açıklamalar sonrasında iç politikada " kahramanlar gibi " karşılanacaklarını; ulusalcı eksende hükümete karşı şekillenen " cephe "nin kozunu ellerinden alacaklarını düşünüyor bazı parti kurmayları. Ekonomide türbülans yönetildiği sürece, bu tarz bir " masaya yumruğunu vurma " harekatının Cumhurbaşkanlığı sürecine girerken " hükümetin elini güçlendireceği " görüşü var bazı kabine üyelerinde.
Ancak olaya ekonomi dahil daha uzun vadede bakan Dışişleri Bakanı Gül, her şeye rağmen tren kazasının ne AK Parti ne de Türkiye için "tercih edilebilecek" bir durum olmadığının farkında. Lüksemburg'da bu görüşünü şöyle anlattı: " Ben hislerimle, heyecanlarımla hareket etseydim, burada olmazdım zaten. 17 Aralık'ta geri döner, 3 Ekim'de yaşananlardan sonra buraya gelmezdim. Üstelik böyle yapsak Türkiye'de kahramanlar gibi karşılanırdık, binlerce insan havaalanına gelirdi. Ama sonra? Ekonomide olumlu etkilerini şimdiden hissediyoruz. Sabırlı ve istikrarlı olmak lazım."

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Ankara'da sıcak yaz şifreleri   / 15-06-2006
 Gül, Lüksemburg'a 'kızgın' gitti   / 13-06-2006
 Avrupa'da otel aramak   / 08-06-2006
 Zapsu: Onlara değil medya patronlarına ve kendime kızgınım   / 06-06-2006
 Alis Harikalar Diyarında...   / 04-06-2006
 Doğu Perinçek ne diyor?   / 01-06-2006
 Danıştay'da tesadüfler ve komplo   / 30-05-2006
 Çorap söküğü gibi gelmeyen soruşturma...   / 28-05-2006
 Washington'dan görünen manzara   / 24-05-2006
 Komplo olsa bile...   / 21-05-2006
MUHARREM SARIKAYA
Yılmaz: Kapana Erdoğan girdi
Geçen haftaki gibi, AB'nin...
ASLI AYDINTAŞBAŞ
Tren kazasında Türkiye resmi
Türkiye'nin Avrupa...
YAVUZ DONAT
Ankara'nın arka planı
AK Parti karşısında "ulusal...
'Yücel Kop olmasa, ben olmazdım'
Cezası temmuzda dolacak olan Süreyya Ayhan iddialı dönüyor. Ayhan,...
Üniversite sınavında 195 kader dakikası
Bir milyon 537 bini aşkın genç bugün ÖSS'de bir üniversiteye...
Hostes yokluğundan dün de 11 sefer iptal
Hostes yokluğundan dün de 11 sefer iptal
THY'de, yaşanan kabin memuru eksikliği nedeniyle dün de 14 uçuş iptal...
Kazakistan'a niyet Rixos'a kısmet oldu
Kazakistan'a niyet Rixos'a kısmet oldu
Antalya Beldibi'nde, Kazakistan Devlet Konukevi yapılsın diye...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu