|
|
|
|
|
40 yıl hatırı var
|
|
D Grubu'nun liderlik maçına yıldızlarını saklayıp çıkan Portekiz, Meksika'yı 2-1'le geçti. 1966'dan beri ilk kez Dünya Kupası'nda ikinci tura çıkma başarısı gösterdi.
Meksika'nın hocası La Volpe, "Danimarka ve Yunanistan nasıl mantığa aykırı olarak Avrupa şampiyonu olduysa biz neden Dünya şampiyonu olmayalım" diyordu. Scolari de, "Yunanlılar Avrupa şampiyonu oluyorsa Portekiz de Dünya Kupası'nı kazanır" görüşündeydi. İki teknik adamın hayalleri büyük ama ellerindeki malzeme devlerle boy ölçüşemeyecek derecedeydi. Meksika ve Portekiz lokum gibi bir gruba düşmenin avantajını kullandılar. İki ekibin hedefleri lider olup Arjantin'le eşleşmemekti. Scolari 5 yıldızını kulübede tuttu. Meksika Gelsenkirchen'e akmıştı. İlk 30'da 3 gol izledik. Portekiz 6. dakikada Simao'nun hazırladığı pozisyonda Maniche'in golüyle öne geçti. 24'te korner atışında Marquez işgüzarlık yapıp topa elle dokununca penaltıyıSimao ağlara bıraktı.
BRAVO'YA 'BRAVO' DENEMEDİ 5 dakika sonra Fonseca'nın köşeye giden kafa golü jenerik olacak güzellikte idi. Portekiz oyunu istediği gibi yönlendiriyor, topu kazandığında ayağa isabetli pas yapıyordu. Meksika agresif yapısı içinde kalabalık savunma yapıyor ancak hücumda çoğalamıyordu. Figo maestro gibi Portekiz'i yönetiyor, arkadaşlarını topu nereye ve kime atacakları konusunda yönlendiriyordu. Devre sonunda Pardo'nun şutunu Ricardo dizleriyle çeldi. 57'de kazanılan penaltıyı Bravo dışarı attı. Aynı Bravo 64'te gözü kapalı atacağı golü de dışarı vurdu. Meksika Perez'in atılmasından sonra 10 kişi kalınca savunmaya yöneldi. Meksikalı oyuncular alkışladıkları taraftarlardan aynı sevgiyi görmeyip yuhalandılar.
|
|
|
|
|
|
|
|
|
|