kapat
   
SABAH Gazetesi
 
   Dünya Kupası
   Son Dakika
   News in English
  » Yazarlar
   Günün İçinden
   Ekonomi
   Gündem
   Siyaset
   Dünya
   Spor
   Hava Durumu
   Sarı Sayfalar
   Ana Sayfa
   Dosyalar
   Teknoloji
   Emlak
   Otomobil
   Detaylı Arama
   Arşiv
   Etkinlikler
   Günaydın
   Televizyon
   Astroloji
   Magazin
   Sağlık
   Kültür Sanat
   Turizm Rehberi
   Cuma
   Cumartesi
   Pazar Sabah
   İşte İnsan
   Sinema
   20. YILA ÖZEL
   Çizerler
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
4122-MB MESAJ
 

Gazeteler okurlarının gerisinde kalmamalı

Dünyadaki bütün ulusların ve bireylerin her yıl, mal ve hizmet olarak ürettikleri "Kayıtlı" değerlerin toplamı, 50 katrilyon dolar civarında.
Örneğin bir marketten satın aldığınız bir kavanoz reçel de, evinizde kullandığınız elektrik de, çocuğunuzun eğitimi için okula ödediğiniz paralar da, bu "Kayıtlı ekonomi" nin kapsamına giriyor.
Ama bir de kayda girmeyen ekonomi var.
Örneğin evinizde yaptığınız reçelin üzerindeki katma değeri kimse ölçmüyor. Eğer evinizin damına yerleştirdiğiniz plakalar sayesinde güneş enerjisini elektriğe dönüştürüp suyunuzu ısıtıyorsanız, bu da kayıtlı ekonominin rakamlarına girmiyor.
Çocuğunuzu okullara gönderip eğitiyorsunuz ve sonra bu eğitimli çocuk, sahip olduğu bilgiler sayesinde bir işyerinin çalışanı veya yöneticisi oluyor.

TEMEL
EĞİTİM
Hiç düşündünüz mü o çocuğun asıl eğitiminin nerede ve kimler tarafından verildiğini? O çocuğa yemek yemeyi, tuvalete gitmeyi, yolda yürümeyi, trafik kurallarına uymayı, başkalarıyla birlikte yaşamayı, paylaşmayı öğreten annesi ve babası olmasa, yani evde ve ailede "Temel eğitim" verilmese, o çocuk ne okulda ne de bir işyerinde barınabilirdi.
Acaba annelerin çocuklarına verdikleri eğitim hizmetinin ekonomik değerini kim ölçebiliyor?
Eğer ekonomiye bu açıdan bakabilirseniz, hayatımıza giren yeni olguların çapının ne kadar çarpıcı olduğunu da görürsünüz.
Alvin-Heidi Toffler'ler "Revolutionary Wealth" (Devrimci Servet) kitabında, bunun ipuçlarını veriyorlar.
Hatırlayın birkaç yıl öncesini. Tansiyonumuzu ölçtürmek için ya doktora, ya eczaneye giderdik. Kan ya da idrar tahlili için laboratuara gitmekten başka çare yoktu.
Şimdi bunların hepsini, satın aldığımız minik elektronik aygıtlarla evde yapabiliyoruz. Hastaysak ve hastalığımızın ne olduğunu biliyorsak, internette Google'a hastalığın adını yazarak bu hastalıkla ilgili binlerce araştırmaya ve yayınlara ulaşıp, bilgi sahibi oluyoruz.
Yani bir ölçüde sağlık hizmeti de, "Kayıtsız ekonomi" nin kapsamında, her evde üretilmeye başlandı.

PROSUMER

Başka bir örnek bankacılıktan verilebilir. Mesela geçen yıl Amerikalılar, otomatik para çekme makinelerinde (ATM) 1.4 trilyon işlem yapmış. Eğer bu işlemler ATM'lerle değil banka veznelerinden yapılsaymış, Amerikan bankalarının 200 bin ekstra veznedar istihdam etmesi gerekecekmiş.
Dünyadaki (Ve Türkiye'deki) 800 milyon bilgisayar aracılığıyla yapılan on-line işlemleri bir hesap edin. Uçakta, otelde yer ayıranları, banka işlemlerini, borsadaki alım satımlarını online yapanları düşünün. Veya marketlerde tezgahtara başvurmadan alımlarını raflardan kendileri yapanları.
Neticede "Yeni ekonomi" böyle bir şey. Toffler bu ekonominin giderek ağırlık kazanan aktörlerine "Prosumer" diyor. Bu kavram "Üretim" (Production) ve "Tüketim" (Consuming) kavramlarının birleştirilmesinden oluşmuş. Bu konuma bazen tam olarak, ya da bir büyük üretici tarafından farkında olmadan istihdam edilerek giriyor ve kendi üretiminizi tüketerek "Prosumer" oluyorsunuz.
Örneğin İstanbul'daki IKEA'dan aldığınız bir mobilyayı evinizde kendiniz monte ederken veya bir bankanın ATM'sini kullanırken yahut evinizde kendi reçelinizi üretirken böyle oluyor.
Bütün bu olguları siz sayın okurlarıma aktarmaktaki amacım şu.
Türkiye'yi de, dünyayı da, ekonomiyi de, siyaseti de eski kavramlarla anlamak çok kolay değil.

İŞİMİZ ZOR
Bugün İspanya'nın Costa Del Sol'ü ve Fransa'nın Provence'ı, soğuk ülkelerden gelip buralara yerleşen yabancıların emekli aylıklarıyla turizm gelirlerini 12 ay sürdürüyor. Komünist Çin'e 2005 yılında giren yabancı sermaye, 70 milyar dolarlık yatırım yapıyor, fabrikalar, gökdelenler alıyor. NAFTA üyesi Meksika'nın topraklarında son 7 yılda 3500 yeni işletme Amerikan sermayesinin de katılımıyla kuruluyor.
Siz burada hâlâ Kurtuluş Savaşı söylemleri ile "Vatan toprakları elden gidiyor" diye bunları görmezden gelirseniz, toplumu hâlâ topyekuncu ideolojilerin gözlüğünden görmeye çalışırsanız, bireyleri, sivil toplumu görmezden gelirseniz ve siyaseti hala rakiplerin birbirlerini yok etmek mesleği biçiminde algılarsanız, "Çağdışı" na düşmemeniz mümkün değildir.
Tabii ki bu yeni dünyada biz gazetecilerin işi de zorlaşıyor. Daha çok okumak, araştırmak, anlamak, dinlemek zorundayız. Eski söylemleri arşivden çıkartıp, ısıtarak okura sunmak kolay olsa da çok tehlikeli. Çünkü okur sizi her an geçiyor. En azından "Google" hepimizden daha güçlü bir hafızaya ve internetin "www" i hepimizden daha geniş vizyona sahip.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Sezer'le Erdoğan "Tek yumurta ikizleri" olsaydı...   / 10-07-2006
 Bodrum ile Türkiye birbirlerine benziyor mu?   / 09-07-2006
 Faşist parti yok ama faşist eylemler var...   / 08-07-2006
 Engin tarihe rağmen bebek kalmak mümkün mü?   / 07-07-2006
 Düşünce de kuşlar gibi sınır tanımaz   / 06-07-2006
 Kadrolu hademe sözleşmeli öğretmenden daha ağırlıklı   / 05-07-2006
 Bakan olmak kolay ama hatasız olmak çok zor   / 04-07-2006
 Kafka'nın "Metamorfoz"u gibi bir dünya   / 03-07-2006
 Bilgi, masa veya diz üstü kadar yakın hepimize   / 02-07-2006
 Birleşmek isteyenler neden ayrılmıştı ki?   / 01-07-2006
ERGUN BABAHAN
Mecnur Çolak ve borsada yatırım
Mecnur Çolak 1989...
MEHMET BARLAS
Gazeteler okurlarının gerisinde kalmamalı
Dünyadaki...
FATİH ALTAYLI
Ağca ve Usame Bin Ladin
Mehmet Ali Ağca...
ERDAL ŞAFAK
Erdoğan'ın öfkesi
Başbakan Erdoğan ne...
G8'de kanlı eyleme hazırlık yapıyordu
Rus İstihbarat Başkanı, başına 10 milyon dolar ödül bulunan Çeçen...
Kürtler rafineri kuruyor
Kuzey Irak'taki Kürt bölgesi "daha fazla bağımsızlık" yolunda...
'Anneme küfretti'
'Anneme küfretti'
Materazzi'ye kafa atan Zinedine Zidane, Fransa'da gündemin birinci...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu