kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Altan @ SABAH
SMS:
4122-MA MESAJ
 

'Ben de bir-ki bomba attırdım'

Perşembe günü Sabah Gazetesi'nin sürmanşetinde "Ben de biriki bomba attırdım" başlığını görünce, itirafta bulunan emekli generalin Semin Gümüşel'le yaptığı mülakatın tümünü okumak için Aktüel'i hemen aldım... İrkildim ve üzüldüm.
İtiraflarda bulunan, Kara Kuvvetleri Denetleme ve Değerlendirme Başkanlığı'ndan 1999'da emekli olan Korgeneral Altay Tokat'tı. Dergi, Tokat'ın Yozgat'tan MHP milletvekili adayı olduğunu hatırlatıyor, halen MHP'nin Merkez Yürütme Kurulu üyesi olduğunu da vurguluyordu.
Ben üç sayfalık metni "hukuk" açısından okumaya çalıştım.
Zaten irkilmem de, üzülmem de "hukuk" adına oldu.


Emekli general, Genelkurmay Başkanlığı ile ilgili olarak, mülakatın bir yerinde "Ancak herkes yasalar içinde kalmaya mecbur" diyordu...
Genelkurmay Başkanlığı ataması için "herkesin yasaların içinde kalması" gerektiğini söyleyen aynı emekli general, Şemdinli için ise şunları söyleyebiliyor: "O bomba 'arkadaş, dikkat et, onu yapma' demek için, vazgeçirmek için, ikaz için de atılmış olabilir.
Ama bunu beceriksizce yaptılar. Ben olsaydım, öyle yapardım, ikaz edersin, ikaz olmazsa hesabı görülür. Ne yapacağız yani?
Orada ben dururken, o gidip PKK'ya haber mi götürecek? Neymiş hukuk dışıymış? Böyle hukuk olmaz..."


"İkaz olmazsa, hesabı görülür" diyen ve hukuk mekanizmasını yok sayan general, konuşmanın sonunda, gene sanki bunları söyleyen kendisi değilmiş gibi bu kez Askeri Şura Kararları'nın "denetlenmesini" istiyor, hem de sivil yargı tarafından...
Neden "sivil yargı?" ... Cevap şöyle:
"Çünkü askeri yargı etki altında kalabilir... Meydanda olan birçok olay var. 150 bin dolar alan adam terfi edebiliyor."
Askeri yargının "etki altında" kalabileceğini iddia eden, YAŞ kararlarının sivil yargı tarafından denetlenmesini öneren kişi, "hakimleri nasıl bombayla eğittiğini" anlatırken sanki yeniden kişilik değiştiriyor.
"Bakın benim zamanımda ben de bomba attırdım. Bir, iki kritik noktaya... Yok, kimse yoktu. Boş yerlerdi... Benim meselem mesaj vermek... Batıdan gelen memurlar, hakimler işin ciddiyetini anlamıyor. Çok koordineli ve iyi çalışmıştık.
Baktım, sonradan işler sakinleşince işi basite almaya çalıştılar. Rastgele dolaşıyorlar, şunu bunu yapıyorlar. Onun üzerine şunlar bir hizaya gelsin diye evlerine yakın bir iki yere attırdım.
Ondan sonra anladılar ki çok dikkatli olmalılar. Bir musibet bir nasihatten iyidir. Öylece onları eğittim ben..."


Yasama, yürütme, yargı...
Böyle iki yüz küsur yıllık "modern devlet" teorilerini ciddiye alacaksanız, hukukçuların "bombalı eğitimine" hayretler içinde şaşıracaksanız ve itiraz edecekseniz, "bombacı" Paşa'nın ona da cevabı hazır:
"Bunu hemen, aman 'bomba atmak yasaktır' falan diye yorumlayamazsınız. O kişilerin belki de hayatını kurtardım. Şimdi onlar belki de geceleyin orada burada yatacaktı. Dikkatli olmaya çağırdım ve ertesi gün de onlara açıklama yaptım. 'Arkadaşlar bulunduğumuz yer ciddidir. Meseleyi yanlış anlayarak çözemeyiz. Her zaman baskımızı devam ettireceğiz' diye konuştuk. Onlara da söyledim. Bunu siz şimdi onlara karşı suikast diye yorumlarsanız, ben gülerim..."
Hukuku yok sayan, yargıçlara böyle tepeden bakan yaklaşımlar sadece dehşet verici bir ürküntü yaratmıyor, sorunları çözmemizi de engelliyor...
"Bomba atarak" hukukçu eğiten bir zihniyetin acısını başta şimdi görevdeki askerler olmak üzere herkes birlikte çekiyor...
Nitekim, Sabah'ta "Ben de bir-ki bomba attırdım" manşetinin yer aldığı gün, Güneydoğu'da mayınlar bir binbaşıyı canından etti... Bir yarbayın çok ağır yaralanmasına yol açtı.
Bu kadar çelişkili, git-gel'li bir mantığın bugün vardığımız noktada hiç mi payı yok?
Hukukun ırzına geçilmesini "güvenlik" ya da "vatanseverlik" adı altında böylesine çabuk kabullenmeseydik, acaba Kürt Sorunu böyle kanlı, çetrefil, içinden çıkılmaz bir hale gelir miydi? Hukuku, göstermelik bir mevzuat sandıkça hiç bir yere varamayacağız, sağa sola biriki bomba sallasak da...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Bir hamburgerciye iki kütüphane...   / 24-07-2006
 Neden üç günde on beş şehit verdik?   / 22-07-2006
 Ortadoğu'yu anlamak...   / 17-07-2006
 Küresel kelepçe...   / 15-07-2006
 Kent kadınları ve AK Parti   / 10-07-2006
 Savcıyı at rektörü tut...   / 08-07-2006
 Neyi açtık neyi kapattık?   / 03-07-2006
 Memurlar neden sürünüyor?   / 01-07-2006
 İran'dan...   / 26-06-2006
 Savcıyı atarlarken nerelerdeydiniz?   / 24-06-2006
YILMAZ ÖZDİL
Al sana anket!
Lübnan'a kısa bir ara verelim...
MEHMET BARLAS
Hem Ortadoğulu, hem de Avrupalı olmak...
Aynı anda...
FATİH ALTAYLI
Cumhuriyet Savcısı mı ?
Bu hafta Aktüel dergisinde çok...
ERDAL ŞAFAK
Mehdi ve Mesih
Kitaplı üç dinin...
MEHMET ALTAN
'Ben de bir-ki bomba attırdım'
Perşembe günü Sabah...
Kurtuluş konvoyu
İsrail'in en yoğun bombaladığı kentte yüzlerce kişi mahsur kaldı.
18 gündür toprağa gömülü yaşıyorlar
Kolombiya'da sosyal şartların bir türlü iyileştirilmemesine tepki...
Fener'in işi çok zor
Fener'in işi çok zor
Ukrayna'da Shakhtar Donetsk'i iki yıldır şampiyon yapan Lucescu,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu