kapat
   
SABAH Gazetesi
 
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Seda Kaya Guler @ SABAH
 

Bal gibi feministti...

Hıncal Uluç bunu hep yapıyor; hala feministliği erkek düşmanlığı sanıyor! Elbette vardır feministler içinde erkeklerden nefret edenler, lezbiyenliği benimseyenler ama artık herkes şunu iyice bilmeli ki; "Ne feminizm erkek düşmanlığı demektir, ne de her feminist lezbiyendir." Zaten yıllardır bunun 'komik' mücadelesini vermiştir başta Duygu Asena olmak üzere bütün 'güzel ve çekici' feminist kadınlar. Feminizmi kendileri için tehlikeli bulan, iktidarlarının sona ereceğini düşünen erkekler, bu erkek düşmanlığı ve lezbiyenlik kısmını dillerine dolayarak, 'feministlerin çirkin ve yüzüne bakılmayan kadınlar olduğu ve bu yüzden bu işlere kalkıştığı' yalanını uydurdular. Kendi uydurdukları masala kendileri de inandılar ve gördükleri her güzel ve feminist kadına, "Yoo! Sen asla feminist olamazsın, çünkü çok güzelsin!" diyerek komik duruma düştüler. Ne var ki başarılı oldular ve feministliğin kötü bir şeymiş gibi algılanmasını sağladılar. Bu yüzden kadınların çoğu dışlanmamak adına, "Ben feminist değilim ama..." diye başlayan cümleler kurdular ya...

ULUÇ'UN YANLIŞI
İşte Duygu Asena'nın ardından, yazdığı yazıda ve pazar GÜNAYDIN'da Ayşe ile yaptığı sohbette yine aynı yanlışı dile getirdi Hıncal Uluç: "Hakiki Duygu feminist değildi" dedi... Bal gibi feministti Duygu Hanım. Özel hayatında da, gazeteciliğinde de... Ayrıca onu böyle ayırmak, özel hayatında başka, gazeteciliğinde başka olduğunu söylemek, ona yapılacak en büyük yanlışlardan, hatta hakaretlerden biridir. Çünkü o asla 'yanar döner' takımından olmadı. Düşündüğü neyse, söylemekten çekinmedi. İnandığı, bildiği gibi yaşadı, yaşadıklarını yazdı, yazdıklarını yaşadı. Hayatta tanıdığım en dürüst insandı. O erkekleri severdi, onların esiri olmamak kaydıyla... O aşkı severdi, aşkın esiri olmamak kaydıyla...

AŞKA İNANMIYORDU
O hep aşık olmak, 'seçtiği' erkekle romantizmin ve erotizmin doruklarında gezinmek isterdi. Ama bilirdi ki, aslında 'aşk' diye bir şey yoktu. Bitmez sanılan aşk bir gün bitiyor, ardından daha büyük bir aşk yaşanıyor, o bittikten sonra daha büyüğüyle karşılaşabiliyordu insan. Öyleyse aşk varken keyfini çıkarmalı, hiçbir fedakarlıktan kaçınmamalı, sevgili her aradığında iş-güç bırakılıp yanına koşulmalı (H.U. da bu yüzden feminist olmadığını düşünüyor herhalde!), aşkı dibine kadar yaşamalıydı insan. Ancak... Ne zaman ki sevgili; yani erkek, üstünlük kurmaya kalkışır, kendisine; yani kadına karışmaya başlar, ona sahiplik taslamaya çalışırdı; işte hemen, o anda terk edilmeliydi o erkek. Ne kadar sevilirse sevilsin. Çünkü her insan kendisinden, kendi bedeninden sorumluydu. Her insanın kendi aklı vardı. Her insan istediği gibi yaşama hakkına sahipti. Kimse onu yönlendirmemeli, bedeni üstünde söz sahibi olmamalı, aklına ve duygularına karışmamalıydı. Erkek olmanın herhangi bir ayrıcalığı yoktu ayrıca. Erkeklere tanınan haklar, kadınlara da tanınmalıydı. Erkeklerin yaptığı her şeyi hoşgörüyle karşılayanlar, aynı hoşgörüyü kadına da göstermeliydi. Evlenmeden önce cinsellik erkeğin hakkıysa, kadının da olmalıydı. Cinselliğini yaşadığı için bir kadın dışlanmamalıydı.

DUYGU ÇOK ÖZELDİ
Ve kadınlar kendi arzularına sahip çıkmalıydı. İnandıkları gibi yaşamalı, bu yüzden suçluluk duymamalı, başı dik dolaşmalıydı. Dürüst olmalıydı. İşte bu yüzden sevilmedi ya... Bu yüzden şimşekleri üstüne çekti ya... Erkeklerin alanına giriyordu bir kadın zira! Onların yaptığını yapıyor, beğendiği kişiyle birlikte oluyor, istediği zaman aşk yaşıyordu. Bu yüzden kızıyorlardı ona. Hem kızıyor hem de birlikte olmak istiyorlardı ama! Çünkü güzel, çekici, yumuşak ve romantik bir kadındı. Uysaldı aynı zamanda. Hiç kavgacı değildi. Tartışmaktan nefret ederdi. Ukalalık yapmazdı. Ve de klas bir kadındı. Ulaşılmaz. Her isteyenle değil, kendisinin istediği kişiyle aşk yaşayan bir kadın... Söylenecek çok şey var onun hakkında. Özetle, o Türkiye'nin 'en özel' kadınlarından biriydi. İnandığı her şeyi sonuna kadar savunan ve söylediklerinin arkasında duran bir kadın... İnsanların ikiyüzlü davranmasına karşı çıktı, kadın-erkek eşitliğini savundu, yaşadıklarının hesabını kimseye vermedi. O en hakiki, en dürüst, en gerçek feministti...

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kim daha başarılı?   / 06-08-2006
 Güzel ve akıllı kadın...   / 01-08-2006
 Hoş ama boş bir kadın!   / 30-07-2006
 Nurseli'nin güveni   / 25-07-2006
 Kim top model?   / 23-07-2006
 Aşk ve kadınlara dair...   / 18-07-2006
 Sarı-Sıcak   / 16-07-2006
 Her yerde turist yok!   / 11-07-2006
 Bir sorunun bir sürü çözümü var!   / 09-07-2006
 Çapkınlık paraya bağlı   / 04-07-2006
RAHŞAN GÜLŞAN
Gelme diyemedim
Sinirden kulaklarımdan dumanlar çıkacak...
ŞENGÜL BALIKSIRTI
Pınar'a niye inanalım ki? (2)
Daha iki hafta önce bir...
SEDA KAYA GÜLER
Bal gibi feministti...
Hıncal Uluç bunu hep yapıyor;...
AYŞE TÜTER
Lezzet Güneşi
Çoko kurvasanlı ıslak...
Uyuşturucu çok ama ilacı yok
Uyuşturucu çok ama ilacı yok
Avrupa'da uyuşturucu tedavisinde kullanılan ilaçların Türkiye'de...
Migren iyileşir mi?
Migren iyileşir mi?
*Uzun yıllar migren hastalığından çektim. Hayatımı tam bir...
Piştinin böylesi!
Piştinin böylesi!
21 Ağustos'ta işletmeci sevgilisi Emre Ergani ile nişanlanacak olan...
Çapkınlar ortak oldu
Çapkınlar ortak oldu
38 yaşındaki Amerikalı Suzanna Murphy ile yeni bir aşka yelken açan...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Aktüel Pazar | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.