SMS: AY yaz boşluk bırak mesajını yaz 4122'ye gönder
29 milyara dayanan cari açık kolay kolay düşmem diyor
Haziran ayı cari işlemler açığı 2.5 milyar dolarla piyasalar tarafından beklenen düzeyde gerçekleşti. Bu beklenmeye karşılık cari açık yine tahminlerin ve beklentilerin üzerinde bir rakamla yılı kapatmaya aday gibi görünüyor. Hükümetin programdaki hedefi 382 milyar dolarlık milli gelirin yüzde 5.9'u kadar, yani 22.4 milyar dolardı. Ancak bunun gerçekleşmeyeceği anlaşılınca rakam milli gelirin yüzde 6.5'i düzeyine revize edildi. Bu da 25 milyar doların altında yıllık cari açığa denk geliyordu. Ancak haziran ayı verileri ile son bir yıllık cari açık 28.9 milyar dolara vardı bile. Bunun 25 milyar doların altına inebilmesi için, yılın ikinci yarısında sadece 6 milyar dolarlık açık verilmesi gerekiyor. Yani yılın ilk yarısındaki 18.6 milyar dolarlık rakamın üçte biri düzeyine düşülmesi gerekiyor, ki bu çok zor. Gerçi yılın ikinci yarılarındaki açık daha düşük gerçekleşiyor. Örneğin geçen yılın ikinci yarısındaki açık ilk yarının yüzde 75'i düzeyinde. Bu oran üzerinden hesaplama yaparsak yılın ikinci yarısında 13.9 milyar dolarlık açık oluşur. Bu durumda yılın tamamında 32.6 milyar dolarlık cari açığa ulaşılıyor.
28-29milyar$olabilir Ancak bu yılın ikinci yarısında yaşanan kur şokundan dolayı ihracatta belli bir artış gerçekleşti. Turizm de yılın ilk yarısından daha iyi. Dolayısıyla cari açığı azaltıcı bu faktör yılın ikinci yarısında açığı geçen yılkinden daha düşük düzeyde tutabilir. Ama geçen yılın ikinci yarısındaki rakamlar aynen gerçekleşse, ki bu başarı olur, yıllık cari açık bugünkü 28-29 milyar dolar düzeyinde kalır. Bu da 382 milyar dolarlık milli gelirin yüzde 7.5'ine denk gelir.
Yenigelişme Üstelik son iki haftadır küresel piyasalardaki likidite ve risk alma iştahının artmasına paralel olarak Türkiye'ye kısa vadeli sermaye girişi hızlandı. Bu da döviz kurunu aşağı bastırıyor. Dolar kuru marthaziran dönemindeki dalgalanmada 1.3027 YTL seviyesinden 1.7750'ye kadar yükselmişken dün 1.4653 seviyesine geriledi. Yükseldiği seviyenin yarıdan fazlasını geri verdi. Yani kur artışının ithalatı caydırıcı etkisi çok sınırlı kalabilir. Buna karşılık ihracatta sıçrama yaşanıyor. Bu da yurtiçi talep azalmasının yerini alabilir. Toplamda ithalat talebi ve büyüme fazla değişmeyebilir. Cari açığın diğer ayağını oluşturan petrol ve enerji fiyatlarında gerileme söz konusu değil. Bu olumsuz bir gelişme. Sonuçta bu yıl cari açığın düzeyinde fazla bir değişme beklemek zor gibi görünüyor. Bugünkü düzeylerde bir yıl sonu gerçekleşmesi bile, iyi gelişme olarak yorumlanabilir.
Sıcağınsıcağıpara Bu durumda portföy yatırımları veya doğrudan yatırımlarla Türkiye'ye sermaye girmesi belirleyici hale geliyor. Haziranda ödemeler dengesinin sermaye hesabı mayıs gibi parlak değil. Doğrudan yatırım olarak 500 milyon dolarlık bir sermaye girişi olurken hisse senetlerinden 82 milyon dolar, devlet borçlanma senetlerinden 1.026 milyon dolarlık çıkış gerçekleşmiş. Yani pörtföy yatırımları yoluyla para çıkışı olmuş. Artırılan faizlerin de bir sonucu olarak yurda girmekte olan kısa vadeli sermayenin önemi de burada. Yalnız bu kez gelen para yükselme ihtimali olan gecelik faize, para piyasasına ve çok kısa vadeli borçlanma senetlerine geliyor. Yani sıcağın da sıcağı, alev alev yanan bir para... Böyle başlanmasına karşılık giderek vade uzarsa kısa zaman içinde belki sorun yaşamayız. Açığı finanse etmeye devam edebiliriz. Ama vade uzamazsa veya geçtiğimiz aylarda olduğu gibi, doğrudan sermaye yatırımları sürmezse, işte o zaman en ufak iç veya dış çalkantıda ortalık yine yangın yerine döner.
Sonuç "Dünyaçokçabukdöndüğüiçinrengibelirsizdir" CenabŞahabeddin