 |  |
 |
|
Salına da salına da gel!..
 Ne kadar tatlı, ne kadar şirindi Emma Shapplin hem sözleri, hem müziği doğru okumaya çalışmanın fena halde sıkıntısı içinde olduğu halde, "Salına da salına da gel" derken.. Bu kadın sahnede sadece dursa, seyretmeye doyamam.. O çocuksu, o ellerini nereye koyacağını bilemeyen hali.. O nedense her zaman çok uzun etekleriyle, yürümesini engellememesi için durmadan boğuşması.. Yanında Ferhat Göçer'le başından sonuna söyledi bu çok sevdiğim türküyü..
"Beyaz giyme toz olur,
Siyah giyme söz olur.
Gel beraber gezelim,
Muradımız tez olur."
Sonra Açıkhava'yı dolduran binlerce kişi eşliğinde nakarata girdi..
"Salına da salına da gel,
Hadi yavrum
Dön dolaş yine bana gel!."
Nasıl mutlu bir ifade vardı yüzünde bitirdiğinde.. Nasıl hoşlanmıştı, seyircinin coşkusundan..
Bir gün arayla iki unutulmaz gece yaşadım. İkisinin de doruğu bu türküydü, ne garip, ne tesadüf..
İlki Almanya'da.. Frankfurt'ta.. Milli maç için gitmişiz.. Bizim maç gurubunun en becerikli delikanlısı Kerem "Hıncal Ağbi" dedi, "Yemeği Morten's Steak House'da yiyeceğiz.. Sonrası sürpriz.." Morten's, bizim Ahmet Yavuz'un Frankfurt'taki üçüncü dükkânı.. Geçen yıl Surf'n Turf'de parmaklarımızı yemiş, geçen ay İvory'ye hayran olmuştuk. Bu üçüncüde bir daha öldürdü bizi Ahmet..
Frankfurt'a gidip de bu üç lokantadan birinde yemediyseniz hâlâ, neler kaybettiğinizi bilemezsiniz..
Morten's de de gene Türk servis elemanları menü değil, etlerin kendisini getirdiler masaya, Surf'n Turf'te olduğu gibi.. Çiğ.. Eti anlattılar ve "Seçin" dediler.. Seçtik ve..
..Ve si, muhteşem.. Muhteşem!..
Gidin.. Görün.. Frankfurt telefonu 069 710 340 52!..
Sonra Kazablanka'ya geçtik.. Hani geçen yıl anlatmıştım.. İlham Ağabeyin (Gencer) 4.5 ay çaldığı gece kulübü.. Her köşesi ile filmi hatırlatan dekor.. Ünlü beyaz piyano da orda ve bu defa piyanonun başında Süleyman var.. Gecenin sürprizi o.. Kerem Zafer'i, bizim maç gurubunun opera şarkıcısı Zafer'i ikna etmiş getirmiş.. Zafer'de saz, Süleyman'da piyanonun tuşları..
Zafer saatlerce söyledi.. Her şey söyledi.. Opera.. Pop.. Türkü.. Alaturka.. Hepimiz mest.. Hepimiz coşkulu..
Hele hele..
"Salına da salına da gel,
Hadi yavrum
Dön dolaş yine bana gel!."
Derken hepimiz bir katıldık koroya, görmeliydiniz..
Ve de gecenin bir starı da Kazablanka'nın patronu Ahmet Aybars olmaz mı?.. İki kaşıkla eşlik ederken Zafer'le Süleyman'a bir ritm tutturdu, kıyamet..
"Olmaz" dedik.. "İlle de bir solo isteriz.." Süleyman çaldı.. Ahmet kaşıkları konuşturdu.. Ne mi?..
İnanmazsınız.. Take Five..
İki kaşıkla belki de ilk kez caz yapıldı dünyada..
Bu arada bir sır vereyim aramızda kalsın..
Ertesi gece Malta'ya bir türlü gol atamıyoruz.. Biri çıktı koca tribüne dağılmış Türkleri bir araya getirdi.. 40-50 kişi başladı "Türkiye" diye bağırmaya.. Olmuyor.. Gol de olmuyor, tempo da.. Ünal dedi ki, "Bu iş böyle olmaz.. Kaşıklar vermeli ritmi.."
Kerem anında kayboldu.. Döndü elinde iki kaşık.. Ahmet bir girişti tempoya.. 30 saniye sonrası gol geldi.. Sözün özü.. Fatih Hoca, Ahmet ve kaşıklarını her maça götürmeli..
Neyse.. Ertesi gün bir baktık, bizim Kazablanka gecesi herkesin ağzında.. Gelmeyenler bin pişman..
Ferhat'la Emma'nın konseri için hızla döndüm İstanbul'a.. Uçaktan inip Açık Hava'ya koştum.. Koştuğuma değdi.. Emma harikaydı.. Ferhat her zamanki gibi olağanüstü..
Açık Hava'da değil oturacak ayakta duracak yer yoktu.. Ben böyle bir kalabalık görmedim.. Ferhat "Giderek ünlenmemde atv' deki Sarı Sıcak'ın da büyük katkısı var.. İnsan ünlenince, seveni de, sevmeyeni de artıyor" dedi, bir ara.. Haklı.. Özellikle de kıskananı..
Her konseri bir "Zafer" olan Ferhat'ı çekemeyenler ve çekemeyenlere tercüman olanlar gerçekten gün geçtikçe artıyor..
Nasıl kıskanılmasın..
Bu ülkede kaç kişi ayni konserde opera aryaları, müzikallerin en güzel şarkıları, yerli ve yabancı popun hitleri, alaturkanın en zor, türkülerin en duygulu olanlarını birbiri ardına söyleyebilir ve hepsinin ardından seyirciye yeri göğü inlettirebilir?.
Kaç şarkıcı, Türkçe, İngilizce, Fransızca, Almanca, İtalyanca, İspanyolca, Rusça, her dilden okuyabilir?.
Bunları, hem de hepsinin hakkını vererek yapınca kıskanılırsın tabii..
Böylesi kıskanılan biri olmak, aslında zaferlerin en güzelidir Ferhat!..
Doğruyu söyleyen, her konserini tıklım tıklım dolduran, her kesimden, her kesitten insanlar..
Genci, yaşlısı.. Kadını, erkeği.. Sosyetenin tepesi, gece kondunun kenarı, yan yana oturuyorlar ve birlikte eşlik ediyorlar sana.. Çoğunluğu, azınlığı.. Türkü, Rumu, Ermenisi, Çerkesi, Lazı, Kürdü!..
Önemli olan o..
Yaşa Ferhat!..
|
