|
 |
|
  Baykal'dan 'koordinatör' eleştirisi
CHP Genel Başkanı Deniz Baykal, Türkiye'nin en önemli sorunu olan terör konusunda hükümeti suçlarken, terörle mücadelede koordinatör atanmasını eleştirdi. Baykal bu yöntemle ileride PKK ve arkasındaki siyasi projenin siyasallaşabileceği uyarısında bulunurken, "Bu siyasi yöntemdir, bu müzakere yöntemidir. Bu süreç de fiilen başlamıştır. Aracılı görüşme, PKK ile masaya oturmak değil, özel aracılarla mesaj alıp vermektir" dedi.
HÜSEYİN ÇELİK HAKKINDA GENSORU
Deniz Baykal, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada, TBMM'nin olağanüstü toplantıya çağırılmasını eleştirdi. AKP'nin, AB yasalarını çıkarmak için son anda, 12'ye 5 kala telaşla Meclisi topladığını dile getiren Baykal, "Biz de boş durmayacağız, terör ve milli eğitim konularıyla ilgili çalışma yapacağız. Türkiye'nin gerçek sorunları bunlardır" dedi. Baykal, olağanüstü toplantıyı fırsat bilerek Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik hakkında gensoru vereceklerini bildirdi.
TERÖRLE
MÜCADELEDE MÜZAKERE DÖNEMİ BAŞLADI
Baykal, Türkiye'nin en önemli sorununun terör olduğunu vurgularken, hükümeti terörle mücadelede yetersiz kalmakla suçladı. Bu kadar ciddi bir sorunla mücadele etmenin en önce başbakanın sorumluğunda olduğunu dile getiren Baykal, "Ama başbakan evladını bu vatan için verenlerin bile sitemini tahammül edemez bir halde, vatandaşı hiçe sayıyor" dedi. Baykal, terörle mücadele için Türkiye ve ABD tarafından birer koordinatör atanmasını eleştirirken şöyle dedi:
"Koordinatör atandı, ne oldu? İlk önce bizimle görüştü, bizim taleplerimizi ögğrenecek, sonra Kuzey Irak'ta Barzani ile görüşecek. Bağdat'ta Irak Cumhurbaşkanı ile değil, Kuzey Irak'taki yerel yönetimin temsilcisiyle görüşecek. Barzani de PKK ile görüşüp, PKK'nın ne istediğini öğrencek ABD'li koordinatöre iletecek. O da Ankara'ya bildirecek. Bu siyasi yöntemdir, bu müzakere yöntemidir. Bu süreç de fiilen başlamıştır. Aracılı görüşme, PKK ile masaya oturmak değil, özel aracılarla mesaj alıp vermektir. Kimsenin kandırılması mümkün değildir."
"ÇAYI GEÇİRMEK İÇİN KUCAĞIMA ALDIM" DEMEKTEN FARKI YOK
Baykal, terörün Türkiye'nin sorunu olduğunu, Türkiye'nin terörle mücadele etmeyi bidiğini ve bunu yapacağını vurgularken, bunu yaparken de Türkiye'nin, müttefik ülkelerden uluslararısı hukukun gereğini yapmalarını isteyeceğini ifade etti. Baykal, "Herkes görevini yapsın, savsaklamasın. Irak'ta, ABD'de savsaklamasın" diye konuştu. Koordinatör atanmasının terörle mücadelede, terör örgütü ve arkasındaki siyasi projenin siyasallaşmasını sağlayacağını savunan Baykal, "(PKK'ya karşı silahlı mücadele yapmayacağız, koordinatör atayacağız, bu koordinatör çalışmalarını yapacak ve PKK'yı bitireceğiz) demenin (Ben Alanya'daki Dim Çayı'nı geçirmek için kucağıma aldım) demekten farkı yoktur" dedi.
BÖYLE TÜRKİYE, BÖYLE BAŞBAKAN OLUR MU?
Baykal konuşmasında, İsmailağa Camii'nde işlenen cinayet ve ardından gerçekleyen linç olayına da değindi. Bir linç uygulamasının bir mabette yaşanmasının kolay kolay rastlanılır bir durum olmadığını, inanan insanların, müminlerin, cinayet işleyen bir insanı linç etmesinden çok ciddi ders çıkarılması gerektiğini dile getiren Baykal, özetle şöyle dedi:
"Bu tablo karşısında devletin gereğini yapacağı umdu ve bekleyişi içinde olayı izliyoruz. Ne gördük? Olayın arkasından açıklama, cinayeti işleyen kişi başını mimbere çarpmış ve ölmüş, kim yapıyor bu açıklamayı, İstanbul Emniyet teşkilatı. İstanbul emniyetinin böyle bir rapor vermesi cinayet olayından da linç olayından da vahim olmuştur. Geleceğe yönelik bizi kaygılandırması gereken işte budur. Bunu görmezden gelerek hiç bir yere varamazsınız. Bu toplumu ciddi şekilde olumsuz etkiler, etkiliyor ve Türkiye'de toplumda çok ciddi bir çürüme yaygınlaşıyor... Sonra Başbakan buna linç diyemiyor, linç olduğuna inanmak istemiyor ama adli tıp bunun linç olduğunu söylüyor. Tıpkı Danıştay saldırısını gerçekleştirenin bir din fanatiği olduğuna inanmak istemediği gibi. Böyle Türkiye olur mu? Böyle başbakan olur mu?"
SEVR'DE REDDEDİLEN HÜKÜMLER BUGÜN KABUL EDİLECEK
Baykal, olağanüstü toplantı gündeminde olan Vakıflar Yasa Tasarısı'nı da eleştirdi. Tasarıda yer alan azınlık vakıflarının mal edinmesine ilişkin düzenlemeleri eleştiren Baykal, "Hükümetin çıkarmaya çalıştığı böyle bir vakıflar yasası AB üyesi saygıdeğer Yunanistan'da var mı?" diye sordu. Baykal, benzer düzenlemelerin geçmişte Yunanistan tarafından talep edildiğini anlatırken, "Sevr'de reddedilen hükümler bugün TBMM'de kabul ettirilecektir" dedi. 23 yıllık AB üyesi Yunanistan'da bırakın azınlık okullarını, özel üniversitelerin bile yasak olduğunu biliyor musunuz?" dedi.
YENİ DAYATMALAR İÇİN MECLİS'İ TOPLUYORUZ
Baykal, İlerleme Raporu'nda Türkiye'ye yönelik eleştiriler biraz az olsun diye Avrupa'nın taleplerinin yerine getirildiğini savunurken, şöyle dedi:
"Başbakan, dostu ve sağdıcı Kostas'ı üç kez söz verdiği halde Türkiye'ye gelmiyor diye şikayet ediyor. Niye gelmiyor? Milli meselelerini Türkiye nezninde takip ettiği ve o konuda ödünler alma gayretinde olduğu için gelmiyor. Yunanistan Dışişleri Bakanı Brüksel'de yeni ödünler almak için çalışıyor. Biz yeni dayatmalar için Meclisi topluyoruz."
(ANKA)
|
