kapat
   
07 Kasım 2006 Salı
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Fatih Altayli @ SABAH
SMS:
FA yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 
Zarif, dürüst ve âşık
Pentagon'un tosunları
NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Zarif, dürüst ve âşık

Telefonum çaldığında saat 23.00'ü biraz geçiyordu.
Kemal, "Bülent Ecevit'i kaybettik" dedi.
Bekliyorduk beklemesine ama bir anda içim çekildi. Sanki aileden birini kaybetmiş gibi hissettim kendimi.
Canım hiçbir şey yapmak istemedi.
Oturdum, Bülent Bey'i, daha doğrusu Bülent Beyefendi'yi düşündüm.
Türk siyasetinin, en "kaliteli" adamlarından biri, en kaliteli lideriydi.
İnsanı ezen bir "nezaketi" vardı.
Başbakanken bile eğer cep telefonundan arayacaksa, doğrudan kendisi arardı.
Herkese "Sayın" diyerek soyadıyla hitap eder, kimseyi altında veya üzerinde görmezdi.
Beni en çok etkileyen liderlik özelliği de galiba buydu.
"Kişisel olarak" son derece dürüst olduğunu herkes biliyor ama şanssızlığından ya da herkesi kendisi gibi düşünmesinden olsa gerek "Yüce Divan tescilli" yolsuzluklar onun başbakan olduğu kabinelere nasip oldu.
Kıbrıs Barış Harekatı dışında "Bunu da Ecevit yaptı" dedirtecek fazla bir işi olmadı.
Büyük projelerin, büyük atılımların altına imza atamadı ama zaten hiçbir zaman "güçlü" bir başbakan da olamadı.
Ya "malul" hükümetler kurdu ya da koalisyonlara liderlik etti.
Kritik süreçlerde başta oldu. Ülkeyi krizlerden korudu ama "Milli Görüş" ü ilk iktidar yapan da yine oydu.
Birkaç yıl önce bir sohbetimizde "Bülent Bey, sizin için bir belgesel hazırlıyoruz. Bazı röportajları birlikte planlayalım ve size izletelim ister misiniz" deyince yüzüme bakıp ve ilk kez "Sayın Altaylı" demeden "Ne o Fatih bizi yolcu etmeye mi hazırlanıyorsunuz" diyerek beni üzmüş ve belgeselden vazgeçmek zorunda bırakmıştı.
Bülent Ecevit'in siyasette pek görmeye alışık olmadığımız entelektüel birikimini, dürüstlüğünü ve zarafet ölçüsündeki nezaketini bir kenara bırakırsak, eleştirilecek çok şeyi var.
Ama ölenin arkasından konuşmak bize yakışmaz.
Ve belirttiğim iki özelliği bile Türk siyasetinde "eşsiz" olmasına yeter.
Eşine olan "sonsuz ve ölümsüz aşkı" siyasetteki pek çok hatasının nedeni de olabilir.
Ancak aşk için her şeyi yapmak aşkın zaten doruğu değil midir!

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kesilene mi, kesilmesi muhtemel olanlara mı!   / 05-11-2006
 Diğerleri neden unutuluyor?   / 04-11-2006
 Bu davaya çocuğunuzun davası gibi bakın   / 03-11-2006
 Hangi ceza bu eyleme karşılık gelir!   / 02-11-2006
 Ödeme emirleri gitti   / 01-11-2006
 Büyük cezalar ödenmez mi?   / 31-10-2006
 Atatürk   / 29-10-2006
 Biz Avrupalıyız   / 28-10-2006
 Hoca oldun mu her şey serbest   / 27-10-2006
 Vakıflar Genel Müdürlüğü ne işe yarar!   / 26-10-2006
YILMAZ ÖZDİL
Ecevit...
"Dürüst siyasetçi"...
ERGUN BABAHAN
Ecevit'e veda
Bülent Ecevit, iktidarları...
MEHMET BARLAS
Ecevit de "devlet adamı" rütbesine ulaştı...
İcraatı,...
UMUR TALU
İyi bilirdik!
Ecevit öldüğünde; şöyle böyle son...
FATİH ALTAYLI
Zarif, dürüst ve âşık
Telefonum çaldığında saat 23.00'ü...
ERDAL ŞAFAK
Siyaset adamlarına
"İnsanoğlu dünyaya...
Saddam'a idam Bush'a yaradı
Devrik Irak lideri Saddam'ın idama mahkûm edilmesi, Bush ve partisine...
Avrupa treninin kaderi aralık ayına kaldı
Türkiye İlerleme Raporu yarın açıklanıyor. AB yetkilileri Ek...
Düğmeye basıldı
Düğmeye basıldı
Galatasaray'da Gerets'e dokunulması gündemde yok. Yöneticiler,...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu