kapat
   
19 Kasım 2006 Pazar
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sukru Binay @ SABAH
 

Dövize müdahalede görüş ayrılığı

IMF'nin 10 Kasım'da kamuoyuna duyurulan Türkiye raporunu yeni okuyabildim. Hatırlarsanız devam eden stand-by düzenlemesi çerçevesinde birleştirilen 3. ve 4. gözden geçirmeler 9 Temmuz'da tamamlanmıştı.
Raporun IMF içindeki dağıtım tarihi 17 Temmuz. Bundan yaklaşık 4 ay önce. IMF içinde dağıtım tarihi ile yayınlanma tarihi arasında geçen sürenin kısalması hem IMF'nin hem de bizim ekonomi yönetiminin oldukça özen gösterdiği şeffaflığı artıracak. 4 ay uzun bir süre değil ama bazen ilgili yerlere gereken mesajların zamanında verilemeyişi belirsizliği risk haline getiriyor.
Cari açık tartışmalarının şiddet dozunun arttığı bu günlerde "üzerinden çok zaman geçmiş" deyip raporu bir kenara atmak yanlış olacak. Özellikle genişleyen uluslararası likiditenin baskısı ile yatırım fonlarının Londra'daki genç yöneticileri 2006 primlerini doğrultabilmek için bizimki gibi yüksek getirili ancak dar piyasalarda cirit atıp bilanço kârı kovalarken...
Güya bu da pazar yazısı. İnsanların bunu tatil rehaveti içinde kahvaltı sonrası çayını yudumlarken okuması bekleniyor. Eziyet çekmesi değil . Paragrafın başındaki ikinci cümleyi yarın tekrar okusam ben de anlamayabilirim. Onun için biraz açalım.
Uluslararası yatırım fonları (hedge fund) kısa vadede yüksek getiri hedefleyen, türevler dahil her tür mali aracı portföyünde barındırabilen finansal tüzel kişiliklerdir. Geçmişte piyasalar arası fiyat farklılıklarından kâr etmek üzerine yoğunlaşmışken uluslararası piyasaların elektronik ortamda iş yapabilmesi ve 11 Eylül 2001'den sonraki likidite genişlemesi şimdi oyun alanlarını tüm dünyaya taşımıştır. Akla gelebilecek her türlü mali aracı alıp satabilir, borç verip borçlanabilirler. Akla gelmeyenleri de kendileri yaratırlar. Yöneticilerinin asıl geliri maaştan çok aldıkları primdir. Türkiye gibi küçük bir piyasa ile iş yapan fon yöneticilerinin 1 yıllık primleriyle Londra'da 1 milyon poundluk daire sahibi oldukları bile işitilmiştir.
İşte bu arkadaşlar bu yıl alıştıkları kârları bilançoda göremiyor, her zamanki primlerini alamıyormuş. Konu uluslararası basında son günlerde sıkça dile getirilmeye başlandı. Primler yıl sonu toplam kârları üzerinden hesaplandığı ve çoğunlukla da kârın realizasyonuna değil bilançoda yer almasına bakıldığı için Türkiye benzeri piyasalar bu günlerde çok cazip. Dövizini satıp kuru aşağı basacaksın. Hazine kâğıdı alacak ya da gecelik piyasada park edeceksin. Kur yıl sonunda sattığın değerin altında çıkarsa güzelce kârını yazarsın. Aldığın faiz de yanına kalır. Yok kârını götürmen gerekiyorsa önce malını satacak müşteriyi bulmalısın. Ver coşkuyu ver coşkuyu. Ayakçılarını tezgâhın başına topla müşteriyi ütele. Türkiye'deki bankalar bu yıl bu oyuna gelmiyorlar. Bu cuma yazdığım yazıda adı geçen yakın arkadaşlarım Erdal Sağlam ve Ercan Kumcu'nun da anlatmak istediği olay budur. Peki yabancılar gelirken her şey güzel, YTL değer kazanıyor, enflasyon düşüyor, piyasalarda beklentiler olumluya dönüyor, vatandaşın morali düzeliyor. Hepsi tamam. Giderken tersi olduğuna ve gelenin bir kısmı yıl sonuna doğru yurtdışına çıkmak zorunda kalacağına göre yeniden dövize talep başladığında Merkez Bankası ne yapacak? Doğrudan döviz satıp piyasaya müdahale edecek mi?
Bence bu ortamda Merkez'in ne yapacağını, ne zaman yapacağını o günün koşulları belirler. Bakalım raporun 12. paragrafında mayıs ve haziran müdahalelerini değerlendirirken IMF ne demiş. Başlık cümlesi; "Merkez Bankası'nın piyasaları sakinleştirmeye yardımcı olduğunu savunduğu döviz kuru müdahalesi konusunda IMF'nin görüşü döviz satışının daha sınırlı bir etkiye sahip olduğu yönündedir." Bir de son cümleyi okuyalım; "Özellikle piyasa algılaması YTL'nin aşırı değerli olabileceği yönünde ise kurun kendi dengesini bulmasına izin verilmelidir.''
Yorumunu size bırakıyorum. Rapor önemli. Elinizin altında olsun. Önümüzdeki günlerde dönüp, dönüp yeniden bakma ihtiyacı hissedebiliriz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Kafalar çok karışık   / 17-11-2006
 Hububat destekleme primleri açıklandı   / 15-11-2006
 Tevfik Bilgin maksadını aşıyor mu? (2)   / 13-11-2006
 Tevfik Bilgin maksadını aşıyor mu?   / 12-11-2006
 Yeniden 2007   / 10-11-2006
 İletişim beceriksizliği mi belirsizlik kakofonisi mi?   / 08-11-2006
 Pide kebap lahmacun   / 05-11-2006
 Gündemde enerji var   / 03-11-2006
 Politika değişiyor mu?   / 31-10-2006
 Hoş geldin John Lipsky   / 29-10-2006
ŞÜKRÜ BİNAY
Dövize müdahalede görüş ayrılığı
IMF'nin 10 Kasım'da...
NURAN YILDIZ
Mehmet Ağar'a 10 öneri
Sayın Ağar, sizi ne zaman...
atv'den, Türk televizyon tarihinin en büyük ödülü
atv'de yayınlanan "Mega Milyoner" yarışma programına İstanbul'dan...
İşte MTV'nin 'yaşlı' dediği Ajda Pekkan
MTV'nin yaşlı diye klibini yayınlamadığı Ajda Pekkan, konserinde 2...
Asırlardır ekümeniğiz
Asırlardır ekümeniğiz
"Altıncı asırdan beri bu unvanı taşıyoruz. Ekümenik sözünün siyasi...
Sefasını erkek sürüyor cefasını kadın çekiyor
Sefasını erkek sürüyor cefasını kadın çekiyor
GAP bölgesinde yapılan araştırmaya göre aşiret düzeni sosyal...
IMKB
E: 38.433 D:% -2,13
DOLAR
S: 1,443 D:% 0,104
EURO
S: 1,844 D:% -0,135
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu