kapat
   
29 Kasım 2006 Çarşamba
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Sukru Binay @ SABAH
 

Hoşgörü mü şefkat mi?

ABD ve Japonya'da finansal piyasalar 4 günlük tatil rehavetinden kurtuldu. Ama her ikiside haftaya kötü başladı. Bizde ise Papa'nın ziyareti ile birlikte, Kıbrıs konusundaki açıklamalar piyasaları yeniden geriyor. Meşhur yazarlarımız kısa bir süre için erteledikleri karamsar düşüncelerini yeniden gündeme getirirler. Bu çalkantılı günler bana da erken yanlış anlamalara yol açmadan dünya ve Türkiye için her zaman önemli olacak bir konuyu sizlerle paylaşma imkanı veriyor.
Konumuz; denetleme otoriteleri ve Merkez Bankaları bir Bankacılık krizi sırasında ne yapmalı?
En doğru yol doğaldır ki krize yol açacak koşulların gelişmesine hiç izin vermemekte. Bunun biraz genişletilmişi ise bankaların tamamını kapatıp alışverişinizi deniz kabukları ile yaptırma düşüncesi ile sonuçlanabilir. Bu kadar nüfusa o kadar deniz kabuğu bulamayacağımıza göre bari gerçek hayata geri dönelim.
Finansal sistemdeki krizlerin en önemli nedeni alınan riskin doğru fiyatlanamamasıdır. Risk fiyatlamasının içine riskin gerçekleşmesi halinde bankayı çalıştırmaya devam ettirebilmek için sermayeden ayrılan karşılıklarda dahildir.
Denetim işte bu noktada devreye girer. Bir bankanın aldığı riski doğru fiyatlayıp fiyatlamadığını, aldığı riskler için yeterli karşılığı ayırıp ayımadığını sürekli izler ve raporlar. Bazı gelişmiş ülkelerde raporların önemli bir kısmı kamu oyunun bilgisine bile sunulur.

Kur riski
Gelişmekte olan ve daha hızlı büyüyebilmek için yurtdışından borçlanma ihtiyacı duyan ülkelerde bankacılıkta kur riski başat rolündedir. Hele serbetçe salınan bir kur rejimi tercihi varsa bankaların döviz pozisyonu açığı özellikle izlenir. Bazen bankanın açık pozisyonunu izlemek bile yetersiz kalabilir. Bankalara borçlu olan kesim aynı zamanda yurtdışından da borçlanıyorsa kurun yukarı bir hareketinde şirketlerin zor durumda kalması kaçınılmazdır. Yurtdışına borcunu ödeyemeyen şirket içerideki bankaya ödeme yapabilir mi? Sıkıntı böylece bankalarada sıçrar.
Eğer dövizde pozisyon açığını kapatmak için veya karşılık olarak yurtdışında geliştirilmiş türev araçlar yoğun kullanılıyorsa türev araçların gelişimini ve teminat olabilme yeterliliklerini izleyemeyen bir denetleme otoritesinin tek çaresi bankaları sermaye artırmaya zorlamaktır .
Türev araçları piyasası dünyada en hızlı gelişen bu nedenlede kuralları tam oluşmamış, ciddi denetim zafiyeti olan piyasalardır.
Hangi denetleme otoritesi hangi türevin peşinden yetişsin, hangi türevci şirketin sermaye değerini hesaplayabilsin? Bu nedenle Denetleme ve Düzenleme Kurumları kestirmeden giderler. Bankaların sermaye yeterlilik oranlarını yükseltirler. İyi de yaparlar.

Faiz riski
Bankacılık sisteminde Denetleme Kurulları'nın yakından takip ettiği ikinci önemli risk ise piyasa riskidir. Buna faiz riskide denir.
Özellikle finansal piyasalar derinleşememişse, bankaların borçları kısa vadeli, alacakları çok daha uzun vadeye yayılmışsa piyasada faizlerin artış eğilimine girmesi bankalara önemli zararlar yazdırabilir. Zararın miktarı koyduğun sermayeyi geçiyorsa bunun fiziki anlamı iflastır.
Faizler konusunda kısa sürelide olsa dönem dönem Denetleme Düzenleme Kurulları ile Merkez Bankası'nın görüşleri çelişebilir. Biri "artsın enflasyon hızlanıyor'' derken diğeri "aman bankalarım zarar ediyor'' diye inleyebilir.
Her iki kurumunda kontrolü dışındaki koşullar nedeni ile faizlerin yükselmeğe devam etmesi kaçınılmazsa sistemi korumanın acil çaresi sermaye yeterlilik rasyosunu artırmaktır.
Dünyanın pek çok ülkesinde bazen Merkez Bankası ve Denetleme Düzenleme Kurumları'nın bağımsızlığı Hükümetlerin de politikalarını onlardan bağımsız bir şekilde icra etmeleri sonucunu doğurmaktadır. O zamanda Hükümet, Merkez Bankası ve Bankacılık Düzenleme otoritesi için dışsal koşul olur.

Tanımlar
Şimdi yazının başlığındaki hoşgörü nerede bize şefkati kim gösterecek diyorsunuz?
Saydığım risklerin gerçekleşmesinin sistemik krize dönüşebilmesi aşamasında Bankacılık Denetleme ve Düzenleme Kurulları kendi koyduğu kuralları görmezden gelir, kuralların uygulanmasını erteler, kuralları yumuşatırsa bu hoşgörü oluyor. Merkez Bankalarının faizleri indirip zor durumda olanı fonlaması, piyasayı likiditeye boğması ise şefkat.
Cuma'ya hoşgörü şefkat ilişkisine yeniden döneceğiz.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Tarıma verdiğimizden çok tarımdan alıyoruz   / 26-11-2006
 Net getiri "0"   / 24-11-2006
 İlkelerden vazgeçiliyor   / 22-11-2006
 Dövize müdahalede görüş ayrılığı   / 19-11-2006
 Kafalar çok karışık   / 17-11-2006
 Hububat destekleme primleri açıklandı   / 15-11-2006
 Tevfik Bilgin maksadını aşıyor mu? (2)   / 13-11-2006
 Tevfik Bilgin maksadını aşıyor mu?   / 12-11-2006
 Yeniden 2007   / 10-11-2006
 İletişim beceriksizliği mi belirsizlik kakofonisi mi?   / 08-11-2006
ABDURRAHMAN YILDIRIM
Vatandaş iki anahtarı da Erdoğan'a verir mi?
Dün...
ŞÜKRÜ BİNAY
Hoşgörü mü şefkat mi?
ABD ve Japonya'da finansal...
Prof. Dr. AYDIN AYAYDIN
Eski Doğu blokunda bankalar bizdeki gibi...
ŞELALE KADAK
'Genç Türkiye'ye ihtiyacımız var' söyleminden...
Çok tayin olan savcının intiharı
Ardahan Cumhuriyet Savcısı Fikret Sümbül evinde intihar etti. Genç...
Yurttan kaçtı tuzağa düştü
Antalya'da bir ay önce fuhuştan kurtarılarak teslim edildiği yurttan...
Laiklik yeniden tanımlansın
Laiklik yeniden tanımlansın
Papa, Ankara yolunda laik Türkiye ve Avrupa yerine, geleneklere...
İftiralardan müteessiriz
İftiralardan müteessiriz
Diyanet İşleri Başkanı Bardakoğlu, görüşmesinin ardından Papa'ya şu...
IMKB
E: 37.184 D:% -2,76
DOLAR
S: 1,480 D:% 0,715
EURO
S: 1,947 D:% 1,064
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu