kapat
   
12 Aralık 2006 Salı
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Emre Akoz @ SABAH
Fax:
0212 354 36 19
SMS:
EA yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 
Masada hep kaybettik mi?
Karbüratör meselesi

Masada hep kaybettik mi?

Sürekli okurlarımız bilir: Osmanlı'nın son yıllarına, Milli Mücadele'ye ve erken Cumhuriyet (1923-1938) dönemine romantik gözlüklerle bakanları hep eleştirdim. O hayalci gözlükleri tercih edenlerin başında bugün Kemalist ya da Atatürkçü adını verdiğimiz kesimler geliyordu.
Niye eleştirdim? Çünkü tarihsel olayların çeşitli yönlerini gerçekçi, soğukkanlı bir biçimde ele almak yerine, sadece sevapları, olumlu işleri, başarıları, iyilikleri öne çıkarıyor, hataları, günahları, başarısızlıkları ve kötülükleri göz ardı ediyorlardı.
Şimdi bakıyorum da Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Abdullah Gül de benzeri bir tarihsel göz boyamacılığa soyunmuş. Nasıl mı? Anlatayım...
Cumhurbaşkanı Sezer ve Genelkurmay Başkanı Büyükanıt, limanların açılması konusunda bilgileri olmadığını iddia edince... Lozan Konferansı'na katılan İnönü'yü örnek olarak gösterdiler.
Dönemin Başbakanı Rauf (Orbay) Bey, görüşmeleri sürdüren İnönü'nün kendisini her konuda bilgilendirmesini istiyor... İnönü ise bunun hem işleri yavaşlattığını, hem de kendisine güvensizlik anlamına geldiğini belirtiyordu. Sıkıntılıydı.
Sonuçta Mustafa Kemal, Başbakan Rauf Bey'i devreden çıkardı ve kabaca söylersek İnönü'nün doğru bildiğini yapmasını sağladı.
Erdoğan ve Gül işte bu örneği veriyorlar. Tamam ama bu örnek Lozan'ın 'başarılı', 'arzulanır' ve dolayısıyla 'eleştiriden muaf' bir tarihsel olay olduğu varsayımına dayanıyor.
Halbuki Ankara'da kurtuluş mücadelesi veren Meclis'in nihai hedefi, Ocak 1920'deki Misak-ı Milli ile ilan edilen sınırlar içinde bağımsız bir devlet kurmaktı ve bu açıdan bakıldığında Lozan apaçık bir geri adımdı.
Bugün biz sınırlarımızdan memnunuz ama dönemin milletvekilleri "Musul'u, Batum'u nasıl terk edersiniz" diye Meclis'te gürültü koparıyordu.
Sadece Misak-ı Milli açısından değil, İsviçre'ye gidilirken Ankara'da alınmış kararlar açısından da bir geri adımı işaret eden Lozan Antlaşması'na yapılan bu haklı eleştirilere de Mustafa Kemal göğüs geriyordu.
İşte size büyük olasılıkla bilmediğiniz bir olay: Lozan görüşmeleri öylesine bir hoşnutsuzluk yaratmıştı ki Gazi Paşa, 1923'te Adana'yı ziyaret ettiğinde siyah bayraklar taşıyan göstericiler tarafından karşılanmıştı!
Dün birisi şöyle yazıyordu: "Biz (Atatürk dönemi dışında) masada hep kaybetmişizdir." Bu her açıdan kof bir iddiadır.
Eğer masada, yani diplomaside hep kaybettiysek, mesela Hatay'ın 1939'da Türkiye'ye katılmasına (ki Atatürk'ün büyük hayallerindendi) ne diyeceğiz?
Ayrıca, yukarıda gösterdiğim gibi, biz Atatürk döneminde de bazen masada kaybettik.
Peki kaybettik de ne oldu?
Bazen kayıp sanılan, aslında kazançtır. Bütün eksiğine gediğine rağmen, Lozan Antlaşması bunca yıldır geçerliliğini sürdürdüğüne göre demek ki sağlamgerçekçi tarafları daha fazlaymış.
Günümüz Kemalistleri, fikir ve eylemlerini meşrulaştırmak için, "Atatürk de böyle yaptı-yapardı" demeye bayılır. Şimdi aynı siyasi retoriği Erdoğan ve Gül de kullanıyor.
Bu tip örneklerle 'karşı tarafı' ikna edeceklerini sanıyorlarsa, aldanıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar, ağızlarıyla kuş tutsalar bunu başaramazlar.
AB yolunda adım atsalar da Kızılelma Koalisyonu tarafından kabahatli ilan edilecekler, atmasalar da!
Dolayısıyla herkesi ikna etmek için tartışmalı tarihsel olaylara gönderme yapmak yerine; doğru, iyi, yararlı, tutarlı, aktif olduğuna inandıkları bir dış politika gütmeleri daha uygun olur.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Geleceğin yıldızı ve haydutu   / 10-12-2006
 'Tahsilli cahiller'   / 08-12-2006
 Açlıkla oyun olur mu?   / 07-12-2006
 O diyorsa, dinlemeli!   / 06-12-2006
 Üniversite niye açılır?   / 05-12-2006
 Cennetten çıkan dayak   / 03-12-2006
 Kadın-erkek farkları   / 01-12-2006
 Çocuğunuzun zekâsını artırmak elinizde   / 30-11-2006
 Tezgâha bak tezgâha   / 29-11-2006
 Katolik-Ortodoks barışı   / 28-11-2006
EMRE AKÖZ
Masada hep kaybettik mi?
Sürekli okurlarımız bilir:...
MAHMUT ÖVÜR
Türkiye'den Suriye'ye "yerel demokrasi"...
HINCAL ULUÇ
Kimsenin umurunda değil bu ülkede..
Bir tarihte Londra...
İstikrarla zirveye
İstikrarla zirveye
Bir kaç yıl önce değirmen gibi hoca ve futbolcu öğüten F.Bahçe'de,...
Başkan sevgisi
Başkan sevgisi
Fenerbahçe'de, Aziz Yıldırım'ın soyunma odasına inmesi takımı olumlu...
Gül: Büyükanıt üzüntüsünü iletti
Dışişleri Bakanı Gül, Bakanlar Kurulu'nda, telefonla aradığı Org.
Müslüman sol hareket oluşuyor
Eski CHP’li Günay ile eski Refahlı Bekaroğlu "Müslüman sol" görüşlü...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
   
    Copyright © 2003, 2004 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu