|
|
Rakibe ihtiyacı yok
Bu aralar karşıma en sık çıkan isim Nejat İşler. Dün de gazetelerde 'Televizyon Makinası'nda Okan Bayülgen ile yaşadıkları gerilim nedeniyle bir sürü haberi vardı. Kızlar onun için 'Türkiye'nin Brad Pitt'i' diyorlar. Onu gören çığlığı basıyormuş! Hayat hikayesine bakınca Nejat İşler'in 'Brad Pitt' değil de Jack Nicholson gibi olması gerektiğine inanıyorsunuz. İki yıllık fotoğrafçılık bölümünü Askerlikte işime yaramaz diye bıraktım" diyecek kadar samimi bir adam Nejat İşler. Şans eseri seyrettiği bir oyundan sonra tiyatrocu olmaya karar verdiğinde "Nasıl olsa yakışıklıyım" diye düşünmek yerine; eğitimli olmayı seçen ve sonuçta konservatuvar mezunu olacak kadar tuttuğunu kopartan bir yanı daha var Nejat İşler'in. Bana sorarsanız en büyük sermayesi, Mahmutpaşa'dan aldığı tişörtleri Teşvikiye'de sattığı yıllar. İki farklı dünyayı, yüzlerce binlerce değişik yüzü gözlemlemek, önemli bir tecrübe. Tüm bu artı özelliklerden sonra davet edildiği programa alkollü çıkan, eleştiri gelince de stüdyoyu basmaya kalkan bir başka Nejat İşler portresi... Nejat İşler'in şöhret olmak gibi bir derdi olmadığını defalarca söylemesi bu yaptığını ortadan kaldırmaz. Eğer bir programa konuk olmayı kabul ettiysen, ona göre davranacaksın. Eğer yayına saklanamayacak ölçüde alkollü çıktıysan, sonradan söylenenlere itiraz etmeyeceksin! Nejat İşler değerli bir adam ama böyle giderse, rakiplerinin değil kendisinin yok ettiği bir adam olacak.
|