|
|
Başbakan'ın gündeminde akaryakıt kaçakçılığı vardı
Başbakan Erdoğan'ın dünkü grup konuşmasını dikkatle izledim. Türkiye'nin çok hassas olduğu bir çok konuya değindi, ağırlıklı olarak da inanmakta büyük güçlük çekilen 40 milyar $ düzeyindeki akaryakıt kaçağına dikkat çektiler ve mücadele edeceklerini, azimle üzerinde duracaklarını beyan ettiler. Bu Türkiye'nin kanayan önemli yaralarından birisi ve doğru bir karardır. Altını çizmek istediğim 40 milyar $ bugün topyekün olarak uğraş verdiğimiz ve başarılı olduğumuzu düşündüğümüz toplam ihracat rakamımızın nerede ise yarısına ulaşmakta . Demek ki durum gerçekten çok vahim ve önemli. Üzerinde durmak istediğim ve işaret etmek istediğim nokta çok farklı. Akaryakıt kaçağı ile mücadele gerçekten önemli, ancak geçmişini bilmeden ve olayın hangi boyutlara ulaştığını hissetmeden sadece kendimizi yanıltırız.
Dosyalar açılacak mı? Daha önce yazdığım gibi devlet hafızasını tazelemek ve 1999'lu yıllara dönerek o günden bugüne bazı köşe taşlarını çok iyi okuyup yorumlamak gerek. Bu daha ziyade kişilerin ve köşe yazarlarından ziyade ilgili devlet birimlerinin ve sorumlularının konuyu anlayıp üzerine gitmesi gerekir. Bu şekilde geleceği görme nasıl bir zemin üzerinde olduğumuzu anlama ve ona göre bir mücadele stratejisi belirleyerek başarılı olma imkanını ortaya koyar. Eğer geçmişe döner isek, bu konuda çok yazıldı çizildi. CIA raporlarına kadar geçtik ve devletin en üste kademesindeki etkili ve yetkili isimler bu raporlarda yer aldı . TBMM özel komisyon kurdu. Raporlar ortaya çıktı, ancak ne şekilde nasıl değerlendirildi, siyasi iradenin bu konuda hiç bir yorumuna veya icraatına rastlamadık. Temennimiz hükümetin bu alanda başarılı olması ve Türkiye'nin bu kirlilik ve kargaşadan kurtulması. Burada da en önemli gösterge hepimizin de bildiği ve çoğu zaman okuduğu belki de amatörce kimselerin kaleme aldığı hususların bizatihi devletin kendi organları tarafından ele alınıp değerlendirilmesi ve hala aydınlanmaya ihtiyaç duyulan geçmişin açıklığa kavuşturulmasıdır.
CIA raporunda kim var? Türkiye'nin Irak ile akaryakıt ilişkilerinin çok büyük önem taşıdığı sadece bizim değil uluslararası kuruluşların, hatta CIA'nın gündem ve ajandasında yer ald ı. Konuyu anlamamız ve üzerinde durmamız için yeterli veri varken yapılması gereken, kamunun bu güne dek yazdıklarını tekrar okuyup ne demek istendiğini, neye işaret edildiğini dikkatle irdelemek ve en azından bilinçli hareket ettiğimizi önce kendimize sonra da bizim dışımızda da konuyu bilen ve takip eden kesimlere göstermektir. Bilinçli bir duruş, hem Türkiye'nin bu konudaki mücadelesindeki kararlılık ve ciddiyetini gösterecektir hem de nereden nasıl başlamamız gerektiği noktasında önemli bir rehber olacaktır. Bunlar benim değil, kamuda kayıtlı belgelerde ve en yüce makam olan TBMM Araştırma Komisyonu'nca tespit edilmiş olan bilgi ve belgelerdir . Önemli olan, işi gerçekten ciddi tutmak ve dönemin aktörlerinin bu günkü konumları itibarı ile ne durumda olduklarını bir de gerçek aynasında görmek ve kişileri teşhir etmektir. Sanırım bundan sonraki süreç, TBMM Araştırma Komisyonu raporunun süratle incelenmesi gerekliliğidir. Bu sadece benim değil aynı zamanda ülkeyi temsil eden en yüce kurum olan TBMM mensuplarının da öncelikli görevidir.
|