kapat
   
21 Şubat 2007 Çarşamba
 
SABAH Gazetesi
 
Servislerimiz
Bizimcity
Sizinkiler
emedya.sabah.com.tr
Google
Google Arama
 
Mehmet Barlas @ SABAH
SMS:
MB yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder
 

Ankaralıların kavgalarına yedek parça olmayalım

Kim nerede, ne zaman anlatmıştı ya da hangi kitapta okumuştum, hatırlamıyorum bu kıssayı...
Hz. Süleyman, bir gün Kudüs'te bir fırına odun atan bir kadını görmüş. Kadın o cehennem sıcağında bir yandan fırın kapağından fışkıran alevlerin içine odun atıyor, bir yandan da kucağında tek koluyla kavradığı bebeğine meme veriyormuş. Kan ter içinde yorgun ve bitkinmiş kadın.
Hz. Süleyman yanındaki yakınına "Bu kadına böylesine yıpratıcı bir yaşam mücadelesi verdirten dürtü nedir" diye sormuş. Adam, "Bu dürtü anneliktir" diye cevaplamış.
Bunun üzerine Hz. Süleyman doğa üstü gücünü kullanarak, kadındaki annelik duygusunu yok etmiş.
Kadın bir an durmuş. Bir ateşe, bir bebeğine bakmış. Sonra bebeği fırına atmış.
Yurt ve dünya sorunları üzerinde yorum yazarken, hep bu kıssayı hatırlarım. Çünkü hepimizin bildiği, yaşadığımız, karşılaştığımız sayısız kural dışılık, adaletsizlik ve haksızlık vardır yeryüzünde de ülkemizde de. Bunun gibi ikili insani ilişkilerimizde de, bizi rahatsız eden nice davranışın ve sözün karşımızdaki kişiden bize yönlendirildiğini görürüz.

O KELİMELER
Bilge bir dostum, 50 yıl süren evliliğinin sırrını şöyle açıklamıştı bana:
- Eşimle ben, adeta tek kişi gibiyiz 50 yıllık birlikteliğin sonunda. Mesela ben hangi kelimeyi kullanırsam onu deliye döndüreceğimi bilirim. O da beni hangi kelimenin çılgına çevireceğini bilir. Ama ikimiz de o kelimeleri kullanmayız.
Gazetelerde köşe yazan bizler de, olayları yorumlarken hangi tür anlatımların okurların daha fazla ilgisini çekeceğini, hangi kelimeleri kullanırsak toplumun hangi kesimlerini öfkelendireceğini biliriz. Kendimize " Korkusuz gazeteci " veya " Yılmaz savaşçı " dedirtecek sayısız yöntem vardır mesleğimizde.
Ancak bir de Hz. Süleyman'ın Kudüslü kadınındaki " Annelik " dürtüsü gibi, bizlerde de " Sorumluluk " duygusu vardır. Bu duygu, yasalara saygıdan ve ahlak kurallarına gösterilen özenden öteye, bir sorumluluktur.

JAPON MODELİ
Ben bu duygunun en aşırı örneğine bir Japon meslektaşımla konuşurken tanık olmuştum. 1976'da tüm dünya basınının manşetlerinde süren Lockheed Rüşvet Skandalı'nın kilit isimlerinden biri, o dönemin Japon Başbakanı Tanaka'ydı. Ancak olay Japon gazetelerinde, olması gerekenden hafif haberlerle adeta geçiştiriliyordu. O dönemde yaptığım Japonya gezisinde tirajı milyonlarla ifade edilen bir gazetenin yöneticisine, bunun nedenini sorduğumda şu cevabı almıştım:
- Japonya bir savaş kaybetti, iki tane atom bombasına hedef oldu, yıkıldık, perişan olduk. Ülkemizi yeniden kurmaya çalıştığımız şu dönemde, siyaseti de, toplumsal düzeni de sarsacak bir olayın başlatıcısı olmanın sorumluluğunu yüklenmeye cesaret edemiyoruz.

SORUMLULUK
Daha sonra Başbakan Tanaka da, bu skandaldaki diğer isimler de tutuklandı. Ama dünyadaki benzer gelişmelerden sonra oldu bu. Aynı skandalın etki alanı içinde Türkiye'nin de bulunduğu yazıldı ve söylendi. Japon basınındakinden çok farklı, ağır iddialar içeren yazılar da yayınlandı bizim medyada. Buna karşı bizde kimse mahkum olmadı.
Sözünü ettiğim "Sorumluluk" duygusu tabii ki Japon gazetecinin "Kokuşmuşluk" karşısında bile çekingen kalmasına sebep olan türden değil. Ama ülkenin birliğine, toplumsal uzlaşmalara, iç ve dış barışa, hukukun üstünlüğüne, demokrasinin sağlığına, insan haklarına, özgürlüklere dönük bir "Sorumluluk" herhalde hepimizde bulunması gereken bir duygu olmalıdır.
Freud tahlillerindeki gibi, bizlerin de, toplum kurallarını, başkalarının haklarını veya duygularını yok sayan ve anında doyum arayan "İd" lerimiz var. Dürtülerin anında doyurulması genellikle imkansız, çoğunlukla da akılcı olmadığı için "Ego" muz, uygun bir ortam buluncaya kadar İd'in dürtülerini bastırır. Örneğin "Şizofreni" gibi akıl hastalıklarında ego gerçekleri algılayamaz ve tecavüzler hatta cinayetler böyle gerçekleşir. Ego'yu sadece gerçekçi hedeflere değil, ahlaki hedeflere ve kusursuzluğa yönlendiren olguya ise Freud "Süper ego" der.

SESSİZ ÇOĞUNLUK
Demek istediğimiz şu...
Demokrasiyi "Darbekolik", ekonomiyi "Krizkolik" yapan süreçlerden yeni çıktık.
Siyaset ve düşünce hayatımızı kine, nefrete bulamak isteyen şizofrenik hevesler ise hala var. Bazıları "Irkçılık" ın, bazıları "Militarizm" in sözcüsü olmayı ve hatta bazıları Türkiye'yi sınır dışı askeri maceralara sürüklemeyi, siyasetin gereği olarak da görebilmekte.
Sessiz çoğunluk, sahip olduğu "Sorumluluk" duygusu ile bunlara rağbet etmiyor. Bizler de kamuoyu oluşturma görevimizi yaparken, toplumun beklentisi olan "İstikrar" ve "Gelişme" nin, bizim süper egomuzun belirleyicileri olması gerektiğini herhalde bilmeliyiz.
Ankara'daki iktidar kavgalarına yedek parça olarak katılmak, herhalde ne mesleğimize, ne de kişiliğimize bir şey katabilir. Unutmayın ki Ankara'da "EGO" denilince akla bunlar değil, doğalgaz ve otobüs işletmesi gelir.

YAZARIN ÖNCEKİ YAZILARI
 Türkiye'den önce 6 milyon Türk AB'ye girdi...   / 20-02-2007
 Hükümet de Genelkurmay da, ABD’ye karşı aynı çizgide...   / 19-02-2007
 Aynı anda hem Avrupalı olalım hem de olmayalım...   / 18-02-2007
 Alan da, satan da, yapan da yaptıran da aynı kamu mu?..   / 17-02-2007
 Ezberleri bozmak o kadar zor değil ki...   / 16-02-2007
 Elektrik ampulü bu ekranlardan daha aydınlatıcıdır...   / 15-02-2007
 Türkiye geri dönüşü olmayan noktayı geçti   / 14-02-2007
 Keşke Bolu Dağı Tüneli açılmasa mıydı?   / 13-02-2007
 Kelimeler aşkta da siyasette de kifayetsiz kalabilir...   / 12-02-2007
 Siyasetçilere siyaseti öğretmek bize mi düşer ki?   / 11-02-2007
YILMAZ ÖZDİL
Kanaltürk...
Kanaltürk'e çullandılar...
Banka...
ERGUN BABAHAN
Türk basınının kısa bir tarihi
Türkiye Gazeteciler...
MEHMET BARLAS
Ankaralıların kavgalarına yedek parça olmayalım
Kim...
UMUR TALU
Tanin ile Tan
İyi bir şey oldu.
Nebil...
FATİH ALTAYLI
Çocuk pornosu da özgürlüğe girsin mi!
Yılmaz...
ERDAL ŞAFAK
Sol mu yok, solcu mu yok?
CHP lideri Baykal...
'ABD kalkanını da vururuz'
Rusya yönetimi, geçtiğimiz hafta Soğuk Savaş dönemini hatırlatan...
'ABD, İran operasyonu planlarını hazırladı'
BBC televizyonu ABD'li üst düzey kaynaklara dayandırdığı haberinde...
İmza Alkmaar'da
İmza Alkmaar'da
Fenerbahçe yönetimi, Alex'in sezon sonunda bitecek olan sözleşmesini...
 
    Günün İçinden | Yazarlar | Ekonomi | Gündem | Siyaset | Dünya | Televizyon | Hava Durumu
Spor | Günaydın | Kapak Güzeli | Astroloji | Magazin | Sağlık | Bizim City | Çizerler
Cumartesi | Pazar Sabah | Sarı Sayfalar | Otomobil | Dosyalar | Arşiv | Künye | Ana Sayfa
Bize Ulaşın
   
    Copyright © 2003, 2007 - Tüm hakları saklıdır.
MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.
Üretim ve Tasarım   Merkez Bilgi Grubu