Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan İsimsiz ve imzasız açıklama
Irak ile ticari ilişkiler kapsamında 'akaryakıt kaçakçılığı' ve 'SOMO' ile ilişkiler konularındaki yazılarıma Bakan Tüzmen rahatsız olmuş olacak ki bağlı olduğu Dış Ticaret Müsteşarlığı'ndan (DTM) devlet geleneklerine uymayan usulde isimsiz ve imzasız biraz da örtülü olarak tehdit içeren ve bir 'andıç'ı andıran açıklama aldım. Yüzücü Bakan Tüzmen'e bağlı DTM'nin sahip olduğu üslup ve değerlerden ari olarak, kendi sahip olduğum kamu adabı ve ilkelerim ölçüsünde ben yine de bir bölümünü burada okuyucularımın dikkatine sunacağım. Yazım üzerine , DTM'nin altına isim ve imza koyma cesareti gösteremediği açıklamada, "Irak'tan petrol ürünleri ticaretiyle 14.6.2003 tarihi öncesinde bir ilgisi bulunmamaktadır" deniliyor. Madem öyle, bir çok ihracatçı firma SOMO'ya yapmış olduğu ihracatların bedelini DTM'nin talimatları çerçevesinde neden TIPIC'den tahsil ettiler? Benim, SOMO'nun transit petrol ürünleri ve türevleri için anlaşma imzaladığı kendi ifadeleri ile "5 ile başlayıp 31'e kadar arttırdığı" firma sayısı ile ilgili olarak, bu yeni kontratların hangi tarihlere tekabül ettiği soruma "06.03.2007 tarihli yazımızda cevap verilmiştir ve bu yöndeki soru ve iddialar da mesnetsiz ve kamuoyunu yanıltıcı niteliktedir" ifadesine yer verilerek iddia değil açık soruma cevap verilmemektedir.
Kendi yazdıklarından bihaber Aynı yazıda, DTM'ye yapılan başvurulara "firmanın petrol ürünleri ticaretine ilişkin sözleşmeyi SOMO ile yapması " koşuluyla " başkaca herhangi bir kıstas aranmaksızın izin verilmektedir" denmekte, ancak kendi yazdıkları yazıdan bihaber şekilde "güvenlik mülahazaları ile işleme alınmayan birkaç örnek dışında" ifadesi sanki bana aitmiş gibi, 5 firmadan 31 firmaya ulaşılan süreç bilinçli ihmal edilmektedir. Devamla, "DTM'nin izin verdiği 9 şirketin, (akaryakıt) ' ...kaçakçılığa karıştıklarına dair savcılığa intikal etmiş dosyaları ortaya çıktığı...' yönündeki iddia tümüyle kamuoyunu yanıltıcı niteliktedir" denilerek; kendi yazılarından alıntı yaptığım "19.10.2006 tarihinde, haklarında akaryakıt kaçakçılığına karıştıklarına dair savcılığa intikal etmiş soruşturma raporu bulunan 9 firmanın izinleri, DTM tarafından askıya alınmıştır" beyanı, sanki bana ait gibi gerçek bir vurdumduymazlıktan gelinmekte, hayret edilecek bir şekilde aynı paragrafın devamında da "İlgili Denetim raporlarında akaryakıt kaçakçılığına karıştıkları iddiaları yer alan 9 firmanın izinleri bu karardan hemen sonra durdurulmuştur" ifadesine yer verilmekte... Ben ancak şaşkınlık ile ne yazdıklarının farkında olmadıklarını düşünüp hiç bir yorum yapmıyorum.
Bakanı rahatsız eden ne? Kamuda uzun süreler üst düzey görevler üstlenmiş, kamu terbiyesi almış birkimse olarak yazdıklarımın farkındayım. Kimseye itham ya da isnatta bulunmuyorum. Aksine Başbakan Erdoğan'ın bile şaşkınlıkla gündeme getirdiği akaryakıt kaçakçılığı ile ilgili olarak bana ulaşan devletin resmi belgeleri ile kamuoyunda oluşan ve açıklamaya ihtiyaç duyulan soruları gündeme getiriyorum. Bakanınız Kürşad Tüzmen bundan neden rahatsız oluyor? Gündeme getirdiğim konu ve sorular ülke ve bölge politikası açısından çok önemli. Akaryakıt kaçakçılığı konusunda CIA raporlarında adı geçen ve geçmişte bir ulusal gazeteye de manşet olan şu anda etkili ve yetkilinin kim olduğunu da kamuoyu merak ediyor sanırım. Beklediğim aynı saygı ölçüleri ile devletin getirdiği sorumluların bu ihtiyaca cevap vermesidir. Ancak, işin çok ilginç olan tarafı aynı yönde, aynı konuda bu defa benim değil, devletin bizzat sorumlu savcılarının aklına gelen ve Bakan Tüzmen'e bağlı Dış Ticaret Müsteşarı Tuncer beyefendinin makamından cevaplandırmasını istediği sorulardır. Madem gündeme gelen akaryakıt kaçakçılığı ve SOMO ile ilgili hiçbir sorun yok, herşey güllük gülistanlık. O zaman Silopi Cumhuriyet Başsavcılığı DTM'den 12.02.2007 tarih ve 2006/583.sor. sayılı elimde mevcut bulunan yazı ile neden sorular yöneltmektedir? Sorulan 7 adet soru sayısını hatırlatayım. Sizde arzu ederseniz soruları ve cevaplarını verebilirseniz sevinirim.
|