SABAH - 06/04/2007 - Yavuz Donat

Şu an 6 Nisan 2007 - Cuma tarihli sabah.com.tr'yi okumaktasınız.
Bugüne ait sabah.com.tr içeriği için tıklayın »

kapat

Servislerimiz

Kapat

	RSS		Arşiv

	Kırmızı Alarm		Detaylı Arama

	Canlı Borsa		Sarı Sayfalar

	Sesli Haber		Yazarlar

	Podcast		Wap Sabah

	Egazete		Cep Sabah

	Kültür Sanat		Hava Durumu

	Astroloji		Sabah Çocuk

	E-posta		Uçak Seferleri

	Okur Temsilcisi		Mobil

Bizimle çalışmak ister misiniz?

Google Arama

SMS:
YD yaz
boşluk bırak
mesajını yaz
4122'ye gönder

Cici demokrasi

14 Nisan'da Ankara'da "Cumhuriyet mitingi" var... İktidar mensupları
"mitingi duyurmak için" ellerinden geleni yapıyorlar... Başbakan, grup başkanvekilleri, parti yöneticileri.
Bu "telaş" niye?
Miting de yürüyüş de "demokratik hak."
Son derece "doğal."
Ve de "kutsal."
Yeter ki "vurdu, kırdı" olmasın.

Mitingden-yürüyüşten rahatsız olanlar, bir de "CHP' yi suçlamazlar mı?"
"CHP bu işin içinde" diye.
Bunu söyleyenler yatsınlar kalksınlar
"şimdiki CHP gibi bir muhalefet buldukları için" şükretsinler.
Siyasi havayı "germeyen" bir CHP.
Askerlerin "Zincirbozan'a sürdüğü" ve bugün "asker siyasete karışmasın" diyen bir Deniz Baykal.
"Daha ne istiyorlar?"

"Bunlar" CHP muhalefeti nedir bilmiyorlar mı?
İsmet Paşa'nın "Menderes' e karşı yürüttüğü muhalefetten" habersizler mi?
Sonra "Demirel' e yaptığı muhalefetten."
Ve Ecevit'in CHP'sinin tozu dumana katan, sel olup gürül gürül akan muhalefetinden.

Demirel "şimdiki oy yüzdeleriyle değil" yüzde 40'ın üzerinde oyla tek başına iktidardaydı.
"Meşruiyetine" söylenecek tek söz yoktu.
İsmet İnönü de "bugün meşrusunuz" diyerek söze başladıktan sonra...
"Aba altından sopayı" gösterivermişti:
- Meşruiyeti kaybederek iktidarda kalmak hevesinden vazgeçmelisiniz.

CHP lideri İnönü "bu sözlerle" yetinmemişti.
"İhtilali akla getirecek" sözler de etmişti:
- Bizdeki ihtilallerin irtica kuvvetlerine karşı istisna olan yüksek bir değerini hiç hatırdan çıkarmayalım.

İnönü'nün sözleri "al eline bir kaya, nereye dayarsan daya" misali.
İsteyen istediği yere çeker.
"Sözün söylendiği zemine" gelince:
TBMM... 20 Mart 1968.

İsmet İnönü "yüzde 50' ye yakın oyu olan" Adalet Partisi iktidarını "silkelerken", Başbakan için "neler" söylemiyordu ki?
Örneğin:
- Demirel düzeninin iki ayağı vardır: Biri Konyalı' dır... Konyalı müftü... İkincisi bu Seçim Kanunu' dur. (1 Mart 1968-TBMM Tutanakları)

Ya Bülent Ecevit'in "12 Eylül 1980 ihtilalinden hemen önce" Başbakan Demirel'e muhalefet etmek uğruna söyledikleri neydi? Hatırlatalım:
- Tribündekiler sahaya inerler!..
Ve sonunda "indiler."

1980'den önce Demirel'in "Ecevit' e kök söktürüşü..."
1980'den sonra "Turgut Özal' ı silkeleyişi..."
İnsanlar ya "dünü çabuk unutuyorlar."
Ya da "unutmuşu oynuyorlar."

Rektör demiş ki:
- 14 Nisan' da Ankara' da olacağım... Mitinge katılacağım.
Vay sen misin bunu söyleyen? Rektöre kızan kızana.

"Lafa gelince" herkes demokrasi aşığı...
Ama sonra bir bakıyorsunuz: Kimi demokrasinin "partisiz olanını"
istiyor.
Kimi de "sivil toplumun örgütsüz" olanını.