Lacoste'un yaz koleksiyonunda sezonun en sıcak rengi kırmızı, her tonuyla enerjisini yansıtıyor.
Renklerin dili vardır. Mavi dinginliği, sarı enerjiyi kırmızı ise aşkı anlatır. Aşkın, tutkunun, canlılığın rengi kırmızı, Lacoste'un tasarımcısı Christopher Lemaire'in ellerinde sofistike bir kimlik kazanıyor. İlkbahar yaz koleksiyonuyla marka, her zaman olduğu gibi sportif, şık, eğlenceli ya da başka bir deyişle, minimal modern sularında gezen bir klasik. 1960'ların resmi akımı, geometrik ve hipnotik desenlerden esinlenerek oluşturulan koleksiyonda, yazın enerjisini yansıtan kırmızı tonları özellikle dikkat çekiyor. Fransız mimar Robert Mallet-Stevens'ın yapılarını ve Bauhaus'un keskin çizgilerini hatırlatan kesimler, yine 60'ların grafik esintilerine de gönderme yapıyor.
Koleksiyonun mimari ve keskin çizgilerinin canlı renklerle hareketlenen silüetleri, sezonun gizli trendlerinden biri olan kimono esintili parçalarda, derin ve geniş yakalarda kendini gösteriyor. Yerini Felipe Oliveira Baptista'ya bırakan markanın eski tasarımcısı Christopher Lemaire'in son çalışması olmasıyla da önemli olan koleksiyon, kırmızı rengin en canlı tonunu, koleksiyondaki bütün ürünlerde kullanıyor. Etekten, tuluma, mayodan şapkaya kadar birbirinden farklı ve enerjik bir ürün seçeneği sunuluyor. Seksi olduğu kadar spor görünümü de barındıran kıyafetler hem sadeliği hem de canlılığı bir arada taşıyor. Lacoste ilkbahar yaz koleksiyonu, Temmuz'un dinamiğini ve coşkusunu artırmak isteyenler için renkli, kadınsı ve ışıltılı duruşuyla farklı bir seçenek.