Önlerine çıkan engelleri hızlı, kıvrak ve görselliği zengin hareketlerle aşan parkour sporcuları, Başkent caddelerinde korkusuzca yer çekimine meydan okumanın keyfini yaşıyor. Toplu taşıma araçları, otomobiller, yürüyen merdivenler, metro girişleri gibi yerlerde, garip bakışlara rağmen hünerlerini sergileyen gençler, betonlaşan, giderek kalabalıklaşan kentlerin çaldığı hareket kabiliyetini geri kazanırcasına, özgürce hareket ediyor. Semih Çetintaş, şehrin kendileri için bir parkur olduğunu belirterek, "Asansöre binmek yerine merdiven çıkıyor, düz yoldan gitmek yerine duvarları takla atarak aşmayı tercih ediyoruz. Serbest koşu, bana şehrin bir parkur olduğunu gösterdi. Bazı sporlar gibi izole edilmiş spor salonlarına gitmeye gerek yok. Parkour ile şehrin her yerinde spor yapabilirsin" dedi.
'Yeni gelişen bir spor'
Amaçlarının, şehrin, insanların önüne koyduğu ve hareket alanlarını ortadan kaldıran engellere meydan okumak olduğunu anlatan Çetintaş, "Bu spora 2 kişi ile başladık. Daha önceleri ben jimnastikle uğraşıyordum. Salonlarda çalışma imkanım olmadığı için akrobasi hareketlerini sokaklarda yapmaya başladım. Bizim yaptığımız Türkiye'de yeni yeni gelişmeye başlayan bir spor" diye konuştu. Adrenalin tutkunu sporculardan İsmail Yunus Çuhadar ise amaçlarının en az sakatlık oranını ortaya koymak olduğunu belirterek, şöyle konuştu: "Bir insan yolda yürürken de ayağı sakatlanabilir. Fakat tekniğini bilerek atladığınızda veya düştüğünüzde bu sizin kimi yerde hayatınızı bile kurtarabiliyor."