Sonunda 'yuh' dedim…
Mevzuya öyle daldım.
Aslında başkalarından bekledim.
Kimse bu 'tezgahı' yazmayınca 'Bana ne' diyemedim işte.
Laz kafası ya...
Burnumu sokmadan edemedim.
Becerebilirsem şimdi ne olduğunu anlatmaya çalışacağım…

Sırayla gideyim,
Yoksa maksat hasıl olmayacak.
Önce 'bekçi' kardeşi ele alalım.
Hatırlarsınız geçen hafta gündemi epey meşgul etmişti bu haber…
Sıradan, içimizden, bir yurdum insanı hikayesi anlatılmıştı.
'Helal olsun' demek lazımdı.
Bekçi kardeş dik bir duruş sergilemiş, hatta dayalı döşeli ev tekliflerini geri çevirmişti.
Burnuma pis kokular geldi.
Bir yandan 'Bekçi kardeş' haberleriyle kamuoyunda 'dürüst' bir portre çizdiler,
Öbür yandan kızı Sümeyye üzerinden Sayın Başbakan'a vurmaya kalktılar…
Öyle ya,
52 bin lira maaş,
İnsana küçük dilini yutturur be.

Kardeş Celal Kılıçdaroğlu'nun, "Bizler başkaları gibi gemicik peşinde koşanlardan değiliz" şeklindeki tanıdık ifadeler ile ağabeyinin,
"Kardeşim evinin ekmeğini alın teriyle kazanan bir emekçidir. Onu alnından öperim" demesi sanki kurguyu daha da belirginleştirdi.

Bunlar millete 'Bidon kafalı' dediler, yetmedi.
"Göbeğini kaşıyan adamı" da ilave ettiler,
O da yetmedi.
Şimdi milleti aptal yerine koyuyorlar.
Peki halk bu tezgaha gelir mi?
Gelmez.
Çünkü yurdum insanı külyutmazdır.

Şahsen ben olsam kardeşimle ilgili bu tür haberleri yaptırmazdım.
İki sebeple…
Birincisi,
"Ulan adamın keyfi yerinde, bir eli yağda bir eli balda… Bak kardeşine bakıyor mu?" demesinler diye…
İkincisi de,
Bu tarz haberler -öyle bir niyet olmasa bile- halkta reklam algısı yaratır da ondan.

Gelelim Sayın Başbakan'ın kızı
Sümeyye hanımın astronomik maaş aldığı yalanına…
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik açıkladı:
"Sayın Başbakan'ın kızı Sümeyye Erdoğan, AK Parti'den de her hangi bir resmi kuruluştan da 1 kuruş bile ücret almamaktadır."

Ne oldu şimdi şiştiniz mi?
Sizde yüz yok,
Ama palavra çok…
Yenisini yayarsınız,
Olur biter!

'Gandi' lakaplı Kemal Kılıçdaroğlu'na gelince…
O zengin biri
Mal beyanına göre, Sayın Kılıçdaroğlu'nun 4 dairesi,1 arsası, 3 de kooperatif hissesi var.
Ama kardeşi inşaat bekçisi…
Yine ben olsam kardeşimin,
Hem bekçiliğine,
Hem de haber olmasına karşı çıkardım.
Neyse, neyse…

Haa unutmadan, bu köşeden defalarca sordum:
Akyurt beldesinde 15 bin liraya villa olur mu?
Hâlâ bir yanıt gelmedi de.
Baki Özilhan Bey,
Partinin resmi sitesinde kargaları bile güldürecek bir yazı yazmış o kadar…
Bence o yazıyı hemen kaldırmalı…

Çünkü mal beyanı bir ay içinde yapılan alım satımlar için geçerli…
Bana göre etik olan da malın rayiç bedelini beyan etmektir.
Memurlar öyle yapıyor.
Siyasetçi daha titiz olmalı.
Mesela 15 bin lira beyan edilen villanın asıl değeri 200 bin liradır.
Şimdi soralım:
Kalleşçe bir suikast sonucu yaşamını yitiren Türkiye'nin saygın ve seçkin kalemi Uğur Mumcu yaşasaydı acaba bu duruma ne derdi…