Gezi'deki hesap anlaşıldı…
Mesele 'Barış'ı
engellemekmiş.
İşin puştu da belli oldu.
Yani baş dışarıda…
Hem bizdeki malum medyayı hem de örgütleri yönetiyor…
O 'tak' diyor, işbirlikçiler 'şak' diye yapıyor. Der Spiegel ilk kez Türkçe çıktı, "Boyun Eğme" dedi.
Yani 'Öl ama vazgeçme', 'Yak, yık ve isyan çıkar ama durma' diyor.

Haberiniz vardır değil mi?
Ankara'da Başbakanlık makamını ve Başbakan Erdoğan'ın evini ele geçirmek için 3 bin militanın yürüdüğünden…
Malum medya 'iç savaş' çıkmasını
istercesine yayın yapıyor, görüyorsunuz.
Kızılderililer gibi 'savaş' naraları atıyorlar.
Tamtamlar çalınıyor.
Gençler 68 Kuşağı havasıyla motive ediliyor…
Vatan için vuran, kıran, yakan ve denize döken…
Ama bu kez karşılarında 6. Filo değil, Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı var…

'Gezi Parkı' amacına ulaşamayınca şimdi yeni bir tezgâh sahneye kondu…
PKK'nın Cizre'deki sözde polisleri…
Bu puştların kim olduğu da tartışılır.
KCK, 'bizim böyle bir girişimimiz yok. Gençler yapmış olabilir' diyor.
Tezgaha dikkat çekiliyor.
BDP'li Altan Tan öfkeli, "Birileri bir şeyleri kaşımak istiyor" diyor.
Genel Başkan Selahattin Demirtaş da "Ne amaçla yapılmış, niyetleri nedir?" diyerek olayın sürece zarar vermesinden korkuyor.

Ve dünkü malum gazetelere bakıyorum…
Mesela Hürriyet yazarları, umutları sönse de son bir gayretle 'Gezi' üzerinden Başbakan'a yüklenmeye devam ediyorlar.
Çamurcu ve iftiracı
Sözcü'ye gelince…
O tam bir facia…
En müzmin okurlarını bile bıktırmış.
Sakın 'tiraj' demesinler çünkü tirajlarını CHP hormonluyor.
Teşkilatlar bayilerden balya balya gazete alıp dağıtıyor…

Hepsinin amacı ortak…
Dışarıdaki puşt birkaç gün öncesine kadar sevinçten dört köşeydi…
Piyonlara 'ölseniz de geri dönmek yok' demiş, Başbakanlığa kadar yürütmüştü…
Güya Başbakan'ın evini ve makamını basacaklardı…
Olmadı.
Beceremediler.
Polis karşılarında çelikten duvar oldu…
Haliyle puşt takımının kimyası bozuldu, şakülü kaydı…

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu 'Recep'le başladığı muhalefetini 'diktatör'e terfi ettirdi ama bu da yetmedi…
Hem diktatörlerin ülkesinde kim Başbakanlığı basmaya kalkışabilir ki…
Ayrıca diktatörün yönettiği bir ülkede hangi basın 'Sözcü' ve diğerleri gibi fütursuzca yayın yapabilir…
Bir de 'özgür' olmadıklarını söylerler… Kışkırtırlar, söverler, isyana teşvik ederler, Sonra da 'özgür değiliz' derler.
Merak ediyorum yazmadıkları başka şey kaldı mı?

Hainlerin istediği olmadı.
Halk sandıktaki 'oy'una sahip çıktı…
Ve sinsi planı bozdu…
Sıra mahalli seçimlerde…
Eminim ki orada da gereken yapılacaktır…
'Gezi Parkı' ile oyuna getirilen gençler de işin rengini anladı.
İstikrarı bozmaya çalışanların kim oldukları da ortaya çıktı.

Şimdi 'yusuf, yusuf' edenlere bakın…
Dansöz gibi kıvıran, gazeteci, sözde sanatçı ve işadamlarını dikkatle izleyin.
'Biz ne yaptık' havasındalar.
Ama iş işten geçti.
Darbeci oldukları belgelendi.
Milletimiz büyüktür…
Güçlüdür de...
Adama böyle pabucu ters giydirirler işte…