Aynı ekip 'Gezi' üzerinden siyaseti dizayn etmek istiyor.
Bunun için Alevilerin, Kürtlerin, laiklerin korkuları, acıları ve gençlerin ölümleri, zalimce kullanılıyor…

Ahmet Atakan'ı öldürüp, boş bir çuval gibi binadan attılar.
Sonra da 'polis öldürdü' yalanını yaydılar…
Ortaya görüntüler çıkınca çark ettiler.
Katil örgütü yakında herkes tanır. Vampirler kana doymaz…
Bunlar da o misal…
Her ölümü 'gaza' bağladılar.
Gençleri öldürüp cesetleri üzerinde tepiniyorlar.
Tıpkı vampir gibi, akbaba gibiler.
Kadıköy'de ölen Serdar Kadakal'ı da polisin öldürdüğünü iddia ettiler. Oysa Kadakal kalp krizinden ölmüş.
MOBESE kayıtlarından da anlaşıldı...
Kalp hastasına içki ve sigara yasaktır.
Ama o sigarayı da içkiyi de bırakmamış.
Hem ilaçlarını da düzenli almıyormuş.
Böyle dediler.
Ben de kalp hastasıyım, Bilirim dikkat etmem gerekenleri... Kalp krizinden öleni, 'polis öldürdü' diye bilerek yazdılar.
Cumhuriyet, Yurt, Birgün, AMK'nın Sözcü'sü gibi gazeteler manşetleriyle "kan tacirliği" yaptı yine.
Cumhuriyet, "Gazla daha kaç can alacaksınız",
Yurt, "Gaza 7. Kurban" dedi. Birgün'ün başlığı da farklı değildi.
Hepsi provokatör yani...
Ne diyelim...
İnsanların ölümünden bile medet uman çapulculara lanet olsun. Allah'tan, hemen deşifre oluyorlar.
Yalanlarını böyle yüzlerine çalıyoruz.
Ama palavraları ortaya çıkınca daha da şirretleşiyorlar.
Çünkü pisliklerini kapatmaktan başka çareleri yok… Adamlar kafaya koymuş bir kere
İlla ki Erdoğan'ı devirecekler…
Bu yüzden Başbakan'ı, bazen bedensel sağlığıyla ilgili spekülasyon yaparak, bazen de Hitler'e ve Franco'ya benzeterek 'linç' etmek istiyorlar.
Ama sonuç alamayacaklar.
Erdoğan'ı devirmek için değil de eleştirmek için yayın yapsalardı daha inandırıcı olacaklardı. 'Erdoğan nasıl yıkılır?' kılavuzlarını yazan dallamalara iki kelam edelim de bu kısmı bitirelim bari:
"Bu millet size Erdoğan'ı yedirmez, yedirmez!" Haberiniz olsun...