Mantığın değil 'duygu'ların yönettiği insanlar hep hata yapmıştır.
Tıpkı Abdüllatif Şener, Ertuğrul Günay gibi…
İlk giden Şener'di.
Gaz verdiler, parti kurdu…
Sonuç koca bir sıfır oldu.
Şimdi İP'çi Ulusal Kanal için tetikçilik yapıyor.
'Vefa', 'dostluk', 'arkadaşlık' ve 'dava adamlığından' ayrılmanın sonu Perinçek'in kanalında uvertür olmaya kadar gidiyor demek.
***
Adamlık başka bir şey…
Kızılay'ın efsane Genel Başkanı
Tekin Küçükali mesela…
Kızılay'ı uçuran adamdı.
Ne oldu bilmem, görevi bıraktı.
Fitne o an çevresini kuşattı.
Bir partinin genel başkanı
'rüşvet' gibi teklifte bulundu.
İstenen Küçükali'nin Erdoğan aleyhinde konuşmasıydı.
Konuştu mu?
Hayır.
***
Diyecek bir şey bulamaz mıydı?
Bulurdu elbet.
Ama adam gibi adamdı.
Suskun kaldı.
Dün Başbakan'la birlikte yola çıkan, Abdüllatif Şener, Ertuğrul Günay ve diğerleri ise karalama kampanyasına başladı.
***
Günay ayrılırken, Başbakan'a
'kibirli' demişti.
Halbuki
'kibrin' doruğunda olan kendisiydi.
Mersin Kültür ve Turizm Müdürü
Bahaettin Kabahasanoğlu, Bakan'ı olan Günay'la görüşebilmek için 6 ay uğraştı…
Aynı zamanda yazar da olan Kabahasanoğlu o kadar incindi ki, sonunda Günay'ın bu tavrını eleştiren bir tiyatro oyunu yazdı…
Adı
"Kibrin Zirvesine Yolculuk" Oyun, çevresine gülücükler dağıtan ve demokrat görünen bir siyasetçiyi anlatıyor.
***
Dava adamlığı, adamlık, delikanlılık, mertlik ve cesaret…
Gördüğünüz gibi bu elbise her bedene uymaz…
Bu değerler yürek ister yürek.
Bakan iken
'cici' Koltuk gidince
'ğici'* ha…
Ne adam yahu…
*Ğici: Kötü