'Acilciler'in üssü gibidir Hatay.
Esad'a destek mitingini de onlar düzenledi.
Onlar Esad'ın milisleridir.
Hatay ile ilgili sinsi tertiplerin örgütleyicisi Mihraç Ural'dır…
Amacı Hatay'ı Suriye'ye vermektir. CHP de 'Acilciler'in peşine takılmıştır.
Diktatörün huzuruna boşa çıkmadılar.
Hatay'la ilgili sinsi tertipler baba Esad'dan beri devam etmektedir…

The Independent'ın Orta Doğu muhabiri Robert Fisk, "Hatay Suriye'nindir" demişti bir yazısında.
Hatta it herif Türkiye'yi de 'cesur küçük hindiye' benzetmişti.
Fisk'in Hatay'ın Suriye toprağı olduğu safsatasını ortaya atışı bilinçlidir.
Türk toprağı olan bir yeri Suriye'ye aitmiş gibi anlatması dikkat çekicidir. Büyük resimde Hatay bir cephedir.
Boş bırakmaya gelmez.
Kalkışmaların merkezi haline gelmesi sebepsiz değildir.
O bakımdan bu seçim önemlidir.
Hem de çok önemli… Özellikle
Hatay'da seçime yerel seçim gözüyle bakmak büyük yanılgı olur. Gezi kalkışmasında Hatay'ı Halep ve Lazkiye'ye çevirmek istediler.
Üç ay süren kesintisiz eylemlerin arkasına bakmalı.
Perinçek'in İP'i, TGB'si Hatay'da boşuna konuşlanmadı.
Halkı terörize eden yalan ve iftira makinesi Ulusal Kanal'ın burada ofis açması da tesadüf değildir…
Hatay halkı uyanık olmalıdır.
29 Haziran 1939'dan sonra ikinci kurtuluşu bu seçimde yaşayacaktır.
30 Mart'ta "İşgal ordusu defol" diyecektir. CHP, 'Acilciler' ve DHKPC'nin kuyruğuna takılmış gidiyor…
Beşar Esad'ın El Muhaberat'ı da Hatay'da mezhep savaşı çıkarmak için uğraşıyor.
CHP de buna alet oluyor.
30 Mart önemli.
Kentin yeniden inşası, sosyal barışın sağlanması, sakat anlayışın bertaraf edilmesi için önemli… Bunu da ancak 'barış'ın
sembolü haline gelen
Başbakan Erdoğan yapar.
Bu yüzden Hatay'daki 30 Mart seçimine sıradan bir seçim gibi bakmamalı.
Hataylı bu seçimde kendi istikbali, istikrarı ve istiklali için oy verecektir…