Her ölüm acı verir... Genci yaşlısı olmaz ölüm acısının... Ama ölüm 'boşu boşuna' ise işte o zaman geride kalanların canı çok yanıyor...
Günlerdir hepimizin yüzünde bir hüzün var... Henüz 3,5 yaşında olan Emine Irmak'ın ölümü hepimizi derinden sarstı.
Anne babasının, akrabalarının yaşadığı acıyı tahmin etmek bile imkansız...
Bir ölümü anlatırken önüne sıfatlar koymak, ölümü tarif ederken yakıştırmalar yapmak 'ayıp' belki ama... Minik Emine'nin gidişine, 'boşu boşuna' diyenleri, 'göz göre göre' diyenleri, hatta 'cinayet' diyenleri lütfen ayıplamayın...
Biz defalarca yazdık Sarısu'daki ihmalleri, terk edilmişliği... Başka meslektaşlarımız da dile getirmiştir kuşkusuz...
Onbinlerce insanın yaşadığı bir bölge bu kadar ihmal edilir, altyapısı, üst yapısı bu kadar görmezden gelinir ve uyarılara rağmen minicik bir çocuk hayatını kaybederse, bunun adı sizce de 'cinayet' olmaz mı?
Mimar olmaya, mühendis olmaya, şehir planlama uzmanı olmaya gerek yok ki yetkililere kızmak için...
Derenin ıslah edilmesi gerekiyorsa edeceksin...
Molozların oraya dökülmemesi gerekiyorsa döktürmeyeceksin...
Derenin periyodik olarak temizlenmesi gerekiyorsa temizleyeceksin...
Bunları yapmadığın için küçücük bir çocuk daha dördüncü yaşını görmeden ölüyorsa hesabını da vereceksin...
Emine babasıyla derede yüzerken ya da dereye düşerek boğulmuş olsa tek kelime söylemeye hakkımız yok... Ama yolda giden bir arabayı sizin önlem almadığınız sel suları götürüyor ve içinde insanlar ölüyorsa bırakın da bunun hesabı sorulsun...
Hepimizin gözlerinde hüzün var birkaç gündür... Ama unutacağız bu acıyı da...
Emine'nin boşu boşuna ölümü, yakınlarının yüreğinde bir acı olarak kalacak... 'Bari hiç olmazsa kim suçluysa ortaya çıkarılsın da başka canlar da yanmasın' demekten başka elimizden bir şey gelmiyor...
Şu 'boşu boşuna ölüm'ler bitsin artık...
Geçen hafta bir başka 'ölüm haberi' daha vardı sayfalarımızda...
Hayatında birçok badire atlatan, hatta kanser hastalığını bile yenmeyi başaran İl Genel Meclisi eski Başkanı Kadir Şanlı, pazar alışverişinde başına düşen bir pazarcı şemsiyesi yüzünden hayatını kaybetti...
İşte 'boşu boşuna' bir ölüm daha...
Yetkililerin denetlememesi, şemsiyeyi oraya dikenin umursamaması, bir kişinin hayatına mal oldu...
Geçen hafta Sabah Akdeniz'de 'özel' haberler yaptık... Bu haftalık 'neler yaptık geçen hafta' kısmına değinmeyelim...
Özeti şu, geçen hafta 'boşu boşuna' ölümler üzdü bizi... Hem Kadir ağabeye, hem minik Emine'ye kahrolduk...
Öldüklerine üzüldük... Ama 'boşu boşuna' ölmeleri fena yaktı canımızı...
Sağlıcakla kalın...