Farklı
markalar ve genç tasarımcıların ürünlerinin, 'pop up mağaza' (geçici mağaza) konseptiyle tanışalı birkaç ay oluyor. Dünyada birkaç yıldır hayli popüler olan bir şey 'pop up' butikler. Kimi mağaza açmaya gücü olmayan yetenekli tasarımcıları bir süreliğine meraklılarıyla tanıştırmaya yarıyor. Kimi, dikkat çekmek isteyen markalar tarafından kullanılıyor. Kimi ise farklı bir kitleye, farklı bir şekilde ulaşmak isteyen isimlerce tercih ediliyor. Tıpkı, Özlem Süer'in bu hafta Akmerkez'de açtığı ve dört hafta boyunca modaseverleri ağırlayacak BlackBox gibi.
KİŞİYE ÖZEL MODA ÇEKİMİ YAPILACAK
Süer, geçici mağaza kervanına katılan en yeni isim. Mekân ise pop up mağazacılık trendinin en istikrarlı örneklerinden birini sunan Akmerkez olarak belirlenmiş yine. Bu çarşamba günü kapılarını açan BlackBox, Süer'in butik için özel olarak tasarladığı koleksiyonuna yer vermekle kalmayacak; Süer, koleksiyona ve temasına uygun olarak yeniden düzenlenen butikte, modaseverler için yepyeni deneyimler yaratmaya da kararlı. Siyah bir dekora sahip olan butikte kıyafetler, zincirlere asılarak sergileniyor. Ilio'nun özel tasarım ürünleri de satışa sunuluyor. Bir de moda çekimlerinin yapılacağı bir platform kurulmuş. Amaç, 'modanın kulisinde, özel bir konuk' ağırlamak. "En büyük eğlence, o platformda olacak," diyor Süer. Sebebi, belli. BlackBox'ın açık kalacağı bu dört hafta boyunca, belirli günlerde, ünlü moda fotoğrafçıları da butikte bulunacak. Mağazaya gelenler, diledikleri tadtirde stylistlerin de yardımıyla giyinip, objektif karşısına geçebilecek, kendi moda çekimlerini yapabilecekler. Gittiğiniz gün hangi fotoğrafçıya denk gelirseniz, onun modelliğini yapacaksınız. "Böylece modaseverleri bir araya getirmiş olacağız. Hem zaten modanın yeni starları, fotoğrafçılar ve stylistler. Amatör modelleri de bu üçgenin içine alarak, güzel işler çıkaracağımıza eminim," diyor Süer. Bu fotoğrafların ayrıca önce Akmerkez'de sergilenmesi, daha sonra da kitaplaştırılması planlanıyor. BlackBox'taki bu etkinliklere DJ'ler de performanslarıyla eşlik edecek. Bazı günler, moda konulu söyleşiler de düzenlenecek. Süer'i de en çok bu etkinlikler heyecanlandırıyor zaten. Modaseverleri bir araya getirecek bir platform oluşturdukları için çok mutlu: "Öyle tutkulu modaseverler var ki. Aklınıza gelmeyecek şehirlerden, tek bir kıyafet almak veya benimle tanışmak için Nişantaşı'ndaki butiğime geliyorlar. Eminim diğer tasarımcı arkadaşlarım da benzer şeyler yaşıyordur. Bu etkinliklerde de bu deneyimi hep beraber yaşayacağız," diyor. Tabii tasarımlarının farklı bir kitleyle buluşacak olması da onu sevindiriyor: "Nişantaşı'nda 650 metrekarelik bir butikteyiz ve yaygınlaşmak için benzer bir mekân daha arıyoruz. Ama sokaktaki insanın alışveriş keyfini tutkuya dönüştürdüğü yerlerde de olmak istiyoruz. Bu anlamda Akmerkez çok güzel bir nokta. Hem gençlere de buradan daha rahat ulaşabileceğimize inanıyorum."
İLHAM KAYNAĞI, PARİS'TEKİ SERGİ
BlackBox'ta satılacak koleksiyonun çıkış teması ise Süer'in geçtiğimiz yıl Paris'te yaptığı sunum ve beraberinde sergilenen fotoğraflar. Mağaza da BlackBox (kara kutu) ismini projenin fotoğraflardan çıkmasından alıyor. Parisİstanbul sokaklarının karşılaşmasından ilham alan koleksiyonun ismi ise Crossing Streets (Kesişen Sokaklar) zaten. Süer o sergideki kıyafetleri, perakendeye uyarlamış bir bakıma. Paris ve İstanbul'un ortak özellikleri olarak gördüğü tozlu, gri renkleri ağırlıklı olarak kullanmış, kirli renkleri yine kendi romantizmiyle harmanlamış. Kıyafetlerde ise gündelik giyilebilecek parçalar ağırlıkta. Bir de BlackBox'ta satılacak parçaların yaklaşık yüzde 70'i, tek ve özel ürünlerden oluşuyor. Kendilerine has dokuları, desenleri var. "Alışveriş merkezinde yer alırken, özellikle bir kontrast yaratmaya çalıştım," diyor Süer: "Evet buradayız, ama parçalar yine size özel."