Adını Latince 'karga'dan alan Corvus şaraplarının yaratıcısı Reşit Soley'in, sekiz yıllık zorlu şarap yolculuğunda aklına takılan yeni fikirleri merak edenler, Beşiktaş Akaretler'de yeni açılan Corvus Wine&Bite'ı keşfetti bile. Yapılan her işin bir de felsefesi olduğu konusundaki iddiasını bir kez daha kanıtlayan Soley, dünyada pek de benzeri olmayan bir mekân trendini de başlattı. Bozcaada'da ürettikleri Corvus şaraplarına eşlik edecek en uygun yemeklerin arayışına giren Soley, amacını şöyle özetliyor: "İnsanların şarabın kimliğiyle yemekler arasında ilişki kurmasını istiyoruz. Bunun için de tabaklar yapmayacağız. Burada 50 tabak yemek çıkıyor, ama içeride pişirilmeyen bir mutfak var. Yemeklerin hepsi anında, taze yapılıyor." Mekânın genç şefleri Eren Bursalıgil, Strasbourg, Sina Sucuka ise Amerika'da yemek okullarında eğitim almış. Onlar da Soley'in bu lezzet arayışı oyununa katılmaya gönüllü görünüyor. Akaretler'in Beşiktaş'a doğru devam ettiği caddenin başlangıcındaki Corvus Wine&Bite'tan içeriye girer girmez, gözünüz duvardaki karatahtaya takılıyor. Çünkü 'Karganın Günlüğü' şeklinde belirtilen günün özel mönüleri burada sıralanmış. Örneğin 'camda çorba'nın o günkü malzemeleri elma ve kereviz olarak seçilmiş. Biz önce mekânın spesiyallerine bakalım. İnce bir tahta üzerindeki kâğıtlardan okuduğumuz mönüde ilk sırayı peynir çeşitleri alıyor. Çünkü Soley'e göre; ''Ekmek ve peynir, dünyanın en sofistike tabaklarından birini oluşturuyor.'' Peynir de Ezine'den getirtiliyor, ekmek de. Ezine'nin değişik mandıralarında üretilen peynirlerin yanı sıra Bozcaada'nın meşhur Çarşamba Pazarı'na gelen sepet peyniri de unutulmamış. Böylece daha ilk anda, özellikle Kuzey Ege tatlarının tercih edildiği anlaşılıyor. Soley'e göre bunun nedenini anlamak da zor değil: "Biz, Corvus'un anavatanı Bozcaada bazlı, Ayvacık, Balıkesir ve Biga üçgeni içindeki kara parçasından sorumluyuz. Orası bizim anavatanımız. Biz bütün tatlarımızı buradan alırız. Şimdi de karganın anavatanının tatlarını İstanbul'a getiriyoruz. Bunu yaparken de iyilerini seçiyoruz. Ezine'den özel peynir gelir. Burada parmesan ya da mozzarella olmayacak. Bunların şemsiyesinin altına girdiğinizde, sadece gölgesinde kalırsınız. Parlamak istiyorsanız, hiçbir şeye ihtiyacınız yok. Ekmeklerimizi de İstanbul'dan değil, Ezine'deki 50 yıllık bir köy fırınından getirtiyoruz. Çok lezzetli, 50 yıldır aynı mayayı kullanıyorlar." Asıl mesleği mimarlık olan Soley, mekânı tasarlarken de öncelikle çok rahat olmasına dikkat etmiş: "Bizim istediğimiz buranın oturma odası olması. Buraya gelenlerin de bir lokantaya değil de oturma odasına gider gibi gelmelerini istedik. Evde dolaplarını açtıklarında karşılarına malzemeler, en çok da peynir ekmek çıkar ya, işte öncelikle bunu bulsunlar istiyoruz. Biz restoran, aşçı lokantası rolünde değiliz, ama iddialıyız." Yiyeceklerin fiyatları 5 ile 15 TL, kadeh şarap fiyatları da 7 ile 25 arasında değişiyor. Tek istisna şu; şişe fiyatı 100 TL ve üzerinde olan şarapları kadehte alamıyorsunuz. Mekânda ayrıca Anadolu'nun çeşitli illerinden getirtilen gazozlar da var. Belki de İstanbullular Safranbolu Bağlar, Ödemiş Mercan, Kırşehir Özbağ Gazozu'nu ilk kez burada deneyecek. Ayrıca şaraplık üzümden yapılan reçel, pekmez ya da sirke denemek de mümkün. Tel: (0212) 260 54 70