Dünyanın
her yerinde sanatçıların çıktıkları ekstra işler aynı: Birileri parayı verip düdüğü çalar, siz de onları pohpohlarsınız. Parayı veren, ister tedbirsizlik yüzünden çevreyi mahveden bir petrol şirketi olsun, ister ülkesini baskıyla yöneten bir diktatör. Örneğin Libya lideri Muammer Kaddafi. Fark etmez. Albümlerinizin ne kadar sattığıyla da ilgisi yok bunun. Birkaç saat içinde birkaç ekstra milyon dolar kazanmayı reddetmek, bu ekonomik düzenin getirdiği psikolojiyle, kolay değil. Reddeden de var o ayrı. Mariah Carey, Nelly Furtado, Usher ve 50 Cent'se, Kaddafi ve ailesinin özel partilerinde, yatlarında üç-beş şarkı söylemekte beis görmeyen tarafta. Malum, müzik endüstrisinde işler kesat. Bu yeni çağda para kazanmak falan zor. Herkes beleşe indiriyor şarkıları. Ne yapsınlar değil mi? Uzaktan bakınca mı öyle geliyor bilmiyorum ama, bazı müzisyenler gerçekten para kazanmayı birçok değerin önüne koyuyor. Hal böyleyken aynı Mariah Carey'nin 2005'te, 'Yoksulluğu Tarih Yapın' mesajını ileten, Afrika'ya yardım konseri Live 8'e katılmış olmasını da biraz ironik buluyorum. İnsan önce kendi yoksulluğundan başlıyor ama... Yıllar önce sizi vuran bir MFÖ şarkısını bir çay reklamında duyabiliyorsunuz. Ya da bazı müzik keşiflerinizi reklamlar sayesinde yapıyorsunuz. Onlar haydi neyse de, para kazanmanın birazcık adabı yok mu? Bir, sanatçı para kazanmak için ne kadar ileri gidebilir? İşte bunu gerçekten bilemiyorum... Şimdi Libya için işler çığırından çıktı. 41 yıllık darbeci Kaddafi ayaklanan halkının isteklerine "Kafaları iyi," diye cevap veriyor, yetmediğinde de canlarını alıyor. O partilerinde çalanlarsa aldıkları paraları hayır kurumlarına bağışlayacaklarını bir bir açıklıyorlar. Halkla ilişkilerin de limiti yok. Yine de bir açından bu yaptıklarını saygıyla karşılıyorum. Belli ki o partilerde çalarken kafaları iyiymiş, şimdi ayılmışlar. Hiç yoktan iyidir.