Türk mutfağından köfteler kategorisini çıkarsanız, ne kadar yoksul kalırdı! Bazı araştırmacılar üşenmeyip, bu topraklarda 350 civarında değişik köfte yapılıp yendiğini saymışlar. Kuşkusuz bunların hepsi ızgara köfte kategorisinde değil. Soğuk atıştırmalıklar, köfteli çorbalar, kızartma köfteler, fırında ya da tencerede yapılan köfteler de bu sayının içinde. Ama 50 civarında ızgara köfte çeşidi bile rekor sayılabilir. Bonfile zengin sofrasını süslerken, köfte daha halk işi bir et yemeğidir. Zira makineden çekilmiş ya da satırda kıyılmış kıymanın içine katılan ekmek ve başka malzemeler köftenin içindeki et miktarını, dolayısıyla maliyeti düşürür. Kimileri, kömür ızgarasında pişmiş nefis köfteyi bonfileye bile değişmezler ve ben de onları haklı bulurum.
KAHVALTI SEÇENEKLERİ
Kriz dönemlerinde insanlar fiyatlara her zamankinden daha çok dikkat ederler. İşte böyle dönemlerde simitçi ve köftecilerde patlama yaşanır. Ancak her kuşun eti yenmediği gibi, her köftecinin köftesi de yenmez, daha doğrusu yenmemelidir. Nedeni, köftenin çok kolay hile kaldırmasıdır. En masum hile; içine soya kıyması karıştırılmış olanıdır. Amacım burada daha ne gibi hilelerin olabileceğinin ayrıntılarına girerek sizleri köfteden soğutmak değil. Sadece sizi uyarmak. Geçende bir arkadaşıma "Nerenin köftesini yiyorsun?" diye sordum. "Bizim evdekini!" yanıtını verdi. Ben onun kadar kuşkucu değilim ve çeşitli tavsiyelerle başarılı köftecileri arayıp buluyorum. Bir süre önce e-postama
Filizler Köfte adlı bir köftecinin Tuzla'dan sonra Üsküdar Salacak'ta da hizmet vermeye başladığına ilişkin bültenler gelmeye başladı. Salacak, en güzel eski İstanbul manzarasını seyredilebileceğiniz semtimizdir. Kısmet, burada hafta içi bir öğlen yemeği yemekmiş. Köfteci denince mütevazı bir mekan düşünülür. Burası Kızkulesi'nin tam karşısında iki katlı bir saray yavrusu. On araba kapasiteli bir otoparkı da var. Kapıdan girdiğinizde, etlerin dinlendirildiği bir soğuk hava dolabı, başta buranın adını taşıyan zeytinyağı olmak üzere yerel ürünlerin satış reyonu dikkat çekiyor. Bir de bar var ama içki servisi olmadığı için, tezgaha içki şişeleri yerine şurup şişeleri sıralanmış. Biz alt katta, pencere önünde bir masaya oturtulduk. Gittiğimizde masaların hemen tamamı doluydu. Öğlen servisinde burayı daha çok hanımların tercih ettikleri dikkat çekiyordu. Karşımızda, tarihi yarımadanın görkemli manzarası uzanıyordu. Bunu bozan, belediyenin sahil boyunca yaptırdığı sözüm ona Osmanlı stili büfelerdi. Bunlar; dışarı taşmış her renkten meşrubat dolapları, uyduruk teneke bacalarıyla tam bir görüntü kirliliği oluşturuyordu. Listeye bakınca, sabah kahvaltısına önem verildiği hemen belli oluyor. Osmanlı, İstanbul ve Üsküdar olmak üzere üç çeşit kahvaltı konmuş. Osmanlı'yı İstanbul kahvaltısından ayıran sadece kaymak, tahin ve pekmez. Üsküdar kahvaltısı ise pek mütevazı tutulmuş; dolayısıyla fiyatı da hepsinden daha makul. Sadece omlet yemek isteyenler için değişik omlet seçenekleri de düşünülmüş.
ÇEŞİT ÇEŞİT KÖFTELER
Ama artık köftelere gelelim. Baharatsız, ev köftesini andıran sade köftenin adı
filizler köfte.
Kasap köfte, satır kıymasından.
Kaşarlı köfte ile
acılı köftenin adı üzerinde.
Baharatlı köfte, filizler köftenin baharatlısı; bir de yoğrulurken harcına incecik rendelenmiş havuç ve kabak ilave edilmiş
sebzeli köfte var. İstendiğinde karışık olarak ısmarlayabiliyorsunuz. Mekanda kuzu şiş, çöp şiş, kuzu pirzola, biftek ve karışık ızgara da mevcut. Kapıdan girdiğimizde dolapta gördüğümüz 'kuru dinlendirilmiş' porsiyonu 450 gram gelen T-bone steak, mevsim sebzeleri eşliğinde sunuluyor ve 45 TL ile buranın en pahalı yemeği. Daha küçük bir parça ızgara biftek,
İstanbul steak olarak adlandırılmış.
Izgara bonfile de var. Çorbalar, salatalar kategorileri de listede mevcut. Ancak 'mezeler' başlığı içkiyi çağrıştıracağı gerekçesiyle olsa gerek, yan masaya bir tepsi içinde getirilip gösterilen meze çeşitleri menüye alınmamış. Tatlı listesinde tiramisu dışında bütün çeşitler belli başlı geleneksel ve sütlü Türk tatlıları. Ben havanın da soğuk olmasından dolayı güzel bir tavuk suyuna çorba, içtim. Arkadaşımla birlikte karışık köfte ve piyaz söyledik. Böylelikle bütün köfteleri tatmış oldum. Hepsi de gayet lezzetliydi. Ortaya piyaz istemiştik. Sofraya yanında hazır limon suyu, zeytinyağı ve sirkeyle birlikte haşlanmış fasulyeler olarak getirildi. Gözüm hazır limon suyunu tutmadı, sirkeyi tercih ettim. Ancak sofrada yağ ve sirke katmak piyazı piyaz yapmaya yetmiyor. Fasulyeler haşlandıktan sonra, daha sıcakken harcını koyup içine çekmesini sağlamak gerek. Ama ne yazık ki bunu uygulayan restoran sayısı her geçen gün daha da azalıyor. Yemeğin üstüne bir porsiyon irmik helvası ağzımızı tatlandırdı. Üzerine kahvelerimizi yudumlayıp iki kişi 55 lira hesap ödeyip ayrıldık.
Beğendiklerim:
Köfteleri kolayca sindirdim. Bu, bence köftenin kalitesini gösteren en iyi işaret. Kısacası mekan çok hoş, manzara mükemmel, yemekler de başarılıydı. Havalar ısındıktan sonra akordeon camlar da açılınca buranın keyfine doyum olmaz.
Beğenmediklerim:
Belediyenin tam deniz kıyısına yaptırdığı büfeler gözü tırmalıyor. Dışarı taşmış her renkten meşrubat dolapları ve teneke ızgara bacalarıyla bu çirkin büfeler, özel çaba gösterilse ancak bu kadar görüntü kirliliği oluşturabilirdi.
Mutfak ****
Servis****
Ambians ****
Filizler Köfte Kızkulesi karşısı, Öğdül Sk. No: 41, Salacak, Üsküdar Tel: 0216 695 16 95 (pbx)