Kalipso Kralı'nın oğlundan Latin albümü

BU hafta iki sanatçı ile bir araya geldik; duygusal birlikteliklerini bir albümle de taçlandıran Emir Ersoy ve Ayça Varlıer'le. Emir Ersoy'u herkes 'Kalipso Kralı' Metin Ersoy'un oğlu olarak tanıyor. Ayça Varlıer'i ise pek çok diziden sonra en son Behzat Ç.'deki Bahar karakteriyle evlerimize konuk ediyoruz. Babası gibi, Latin müzik aşığı olan Emir Ersoy kurduğu Projecto Cubano orkestrasıyla eskilerden bugüne gelen pop müzik şarkılarını 10 Şarkı 10 Şarkıcı albümünde Latin tarzında yeniden yorumlattı. Hem de gayet hayırlı bir nedenle. Albümün bütün geliri, hayvanseverlerin kurduğu Barınak Gönüllüleri Derneği'ne bağışlandı. Ajda Pekkan, Yaşar, Kenan Doğulu, Deniz Seki ve Kubat gibi pek çok ismin şarkılar yorumladığı albümde, Ayça Varlıer de Bir Zaman Hatası'nı seslendirdi. Bir yıl önce başlayan duygusal ilişkilerini gizlemeyen ama bunun hakkında da pek konuşmak istemeyen ikiliyle; hem albümü hem Türkiye'deki müzik sektörünü hem de bundan sonraki projelerini konuştuk.

- Aynı albümde birlikte bir şeyler üretme fikri nereden doğdu?
- Emir Ersoy: En başta planım, benim belirlediğim şarkıları orijinal şarkıcılarının söylemesiydi. Orijinal şarkı söylemeyen Funda Arar, Ayça ve Kubat var. Bir Zaman Hatası'nı Aşkın Nur Yengi söylemişti, ama kayıtlar sırasında müsait değildi, onu Ayça'ya teklif ettik. Tavla şarkısı da Mirkelam'ındı o da stüdyo kaydında olduğu için gelemedi, Kubat söyledi. Hepsi çok güzel yorumladı şarkıları.
- Ayça Varlıer: Benim için de çok keyifliydi. Yakında çıkacak kendi albümümün kayıtlarını Emir'in stüdyosunda yapıyorum. Tanışıklığımızın müzikal bir geçmişi de var, ablamın eşi Emir'in çok yakın arkadaşı.

KÜBA KÜLTÜRÜNÜ SEVİYORUM
- Biraz Projecto Cubano'dan bahsedelim.
-E. E: Projecto Cubano benim çok eski bir projem aslında. Sadece isim değiştirdi. Daha sonra gruptan ayrılan ve eklenen müzisyenler oldu. Çok sayıda yabancı müzisyenle çalıştım, ondan dolayı yurtdışından bağlantılarım var, ilk albümüm epey bir ilgi görmüştü. Ben evde bu Latin müzikleriyle büyüdüm, klasik müzikle, caz müzikle Babam da Latin müziğiyle uğraştığı için bir nevi o müziğin içine doğmuş oldum.

- Çocukken en zevk aldığınız şey babanızın orkestrasının arasında oturmakmış, öyle mi?
- E. E: Evet, babamın konserlerinde orkestranın arasına otururdum, piyanisti, davulcuyu seyrederdim. Arada bir de bana solo atırırlardı, altı yedi yaşımdaydım. Bir parçanın arasında 'Hadi Emir solo,' derlerdi ve ben kısa bir piyano solosu atardım, sonra giderdim.

- Küba'yı çok mu seviyorsunuz?
- E. E: Küba'ya henüz hiç gitmedim ama şu kadarını söyleyeyim, bir ülkenin kültürü ve müziği dünyada bu kadar tanınabilir ve sevilebilir. Küba sonuçta ABD'nin bile ambargo uyguladığı bir ülke ama buna rağmen müziklerini o kadar çok dışa açabilmişler ki, hayranlık uyandırıcı. Kübalıların yaptıklarını cidden takdir ediyorum.

- Siz kolektif üretimi daha çok benimsiyorsunuz...
- E. E: Evet öyle diyebiliriz. Aslında popüler müzik de kolektif ama bir kişinin adıyla öne çıkıyor. Bence olması gerekeni Türkiye birkaç yıl önce yakaladı ve bunu rockçılar başardı.

- Grupta Kübalılar da var mı?
- E. E: Evet üç Kübalı var şu anda.

AYÇA VARLIER: KENDİ BESTELERİMİ YAPIYORUM
- Kendi albüm çalışmanız ne aşamada, ne tür müzik yapıyorsunuz
- A. V: Bitti sayılır, son rötuşlara geçtik. Albüm çok akustik bir soundda oldu. Çünkü bütün enstrümanlar canlı çalındı. Birçok şarkının sözü Mehmet Teoman'a ait. Cengiz Taşkan, Vedat Sakman ve Selim Atakan'dan besteler aldım, ben kendi bestelerimi yaptım.

- Ne zaman çıkacak?
- A.V: Albüm bir sonbahar-kış albümü. İki buçuk senedir çalışıyorum ama tohumları altı sene önce atıldı. Bir proje yaptık, sonra aldığımız tepkiler üzerine fazla prestijli kaçtığı için beklettik. Balad, yani slow ağıt formatında bir albüm olacak.

- Bir yandan da Leyla'nın Evi'nde oynuyorsunuz, nasıl gidiyor?
- A.V: Çok iyi. Büyük salonlarda kapalı gişe oynuyoruz. Bir özel tiyatro için çok büyük bir olay. Leyla'nın Evi bir müzikal oyun ve ben orada bir hip-hop parça seslendiriyorum.

- İçinde müzik olan projelerde yer almayı özellikle mi tercih ediyorsunuz?
- A.V: Evet, çünkü benim esas branşım müzikal tiyatro. Bugüne kadar dizilerde salt oyunculuk yaptım, ama sahneye çıktığım zaman müzikal tiyatroyu özellikle istiyorum, çünkü beni daha çok besliyor.

- Bir de Hekate'nin Şarkısı'nda oynuyorsunuz, sanırım bir albüme dönüşme projesi de varmış oyunun.
- A. V: Shakespeare'in Macbeth oyunu üzerine gerçekleştirilmiş bir müzikal uyarlama olan Hekate'nin Şarkısı, büyük çoğunluğu sonelerden oluşan Shakespeare'e ait dizelerin, Selim Atakan tarafından bestelenmesi ile ortaya çıktı. Ben oyunda Hekate'yi canlandırıyorum. Ve bu müzikal oyunda söylediğimiz şarkılar yakında bir albüme dönüşecek.

- Behzat Ç.'de artık pek göremiyoruz sizi, neden?
- A.V: Çünkü oynadığım karakter tıkandı. Bahar karakteri, Behzat Ç'nin evlilik teklifini reddettikten sonra bence tükendi. Hemen söyleyeyim, bir sürpriz bekliyor seyirciyi, hem de epey şoke edici bir sürpriz. Behzat Ç.'de oynadığım için çok mutluydum ama rol yazılmıyor çünkü karakter saplandığı yerden çıkamıyor. Yine de çok güzel bir 15 bölüm çektik, bu bile bana yeter.

- Bir polisiyenin bu kadar sevilmesini naslı yorumluyorsunuz?
- A.V: Senaryo çok iyi, çok çarpıcı. Emrah Serbes çok iyi bir yazar. Erkek dilini çok iyi biliyor.

KATKIDA BULUNANLAR KARŞILIK BEKLEMEDİ
- Emir Bey, albümün gelirinin sokak hayvanlarına bağışlanması sizin fikriniz mi?
- E. E: Ayça'nın ablası Barınak Gönüllüleri Derneği kurucusu Aslı Varlıer. Aslı'nın eşi Eylem Pelit de Ayça'nın bütün aranjmanlarını yapan kişi. Yani anlayacağınız bu albüm neredeyse bir aile projesi. Derneğin çok borcu olduğunu biliyordum. Şu anda 300 küsur bin TL borçları var bildiğim kadarıyla. Albüme sponsor aldık. IAMS kedi ve köpek mamaları satan bir marka ve dernek için bağış aldık, albüme de bu markanın logosunu koyduk. Ayça zaten derneğin fiili finansörü. Şoförün maaşı, iletişim meseleleri, benzin parası ne zaman ihtiyaç olsa karşılıyor.
- A.V: Bu bizim insani görevimiz. Ayrıca bu albümde toplanan herkes, bütün enstrümantalistler ve solistler maddi hiçbir talepte olmadan katkıda bulundu. Her çıktığımız konserde de farkındalık yaratmak için bunu söylüyoruz. Albümdeki şarkı söyleyen 10 solist de hayvansever!